HELEN AHMED

Silêmanî  - Federal Kürdistan Bölgesi'nde kadınlara yönelik şiddet ve artan katliam vakaları, toplumun en temel güvenlik ve adalet sorunlarını yeniden gündeme taşıyor. Şiddet olaylarının her geçen gün derinleştiği bölgede kadınlar, aile baskısı, toplumsal yaptırımlar ve yetkililerin yetersiz korunma mekanizmaları nedeniyle hayatlarını kaybetmeye devam ediyor. Bağımsız Kadınlar Örgütü, yaşanan bu tabloya dikkat çekerek hem hukuki hem de toplumsal alanda köklü değişim çağrısında bulunuyor.

‘Amaç güvenli bir alan sunmak’

Kelar’daki Bağımsız Kadınlar Örgütü yönetim kurulu üyesi ve öğretmen Dünya Ahmad, Federal Kürdistan Bölgesi’nde kadınlara yönelik şiddet ve tecavüz olaylarının her geçen gün arttığını söyleyerek, “Biz kadınları ailelerinden koparmıyoruz, amacımız onlara özgür ve güvenli bir yaşam alanı yaratmak. Ancak özellikle kurumlarda kadınların görüşleri, eğitimleri ve ekonomik bağımsızlıkları yeterince önemsenmiyor. Hala kadınların yalnızca ev ve mutfak işleriyle ilgilenmesi gerektiğini söyleyenler var. Bu tutumun başlı başına bir şiddet biçimi olduğunu düşünüyorum” ifadelerinde bulundu.

‘Kadınların sorunlarına çözüm arıyoruz’

Dünya Ahmad, kadınların haklarını bilmenin önemine dikkat çekerek, “2026’ya doğru gidiyoruz ve hala çocuk yaşta evlilikler yaptırılıyor. Kadınlar haklarını bilmeli ve özgür bir yaşam için mücadele etmeliler. Onlara özgür bir yaşamın nasıl olacağını, haklarının neler olduğunu anlatmamız gerekiyor. Enstitüde öğretmen olduğum için öğrencilerim sık sık sorunlarını benimle paylaşıyor ve çözüm arıyorlar. Biz de bir grup kadınla çalışıyoruz; onlara özgür olduklarını ve hakları bulunduğunu öğretiyoruz. Ayrıca şiddet ve tecavüzden korunabilmeleri için özgürlüklerini ve haklarını nasıl kullanacaklarını da gösteriyoruz” dedi.

‘Kız kardeşim katledildi’

Kadın katliamlarının her geçen gün arttığını ve bu acılardan birini kendi ailesinin yaşadığını vurgulayan Dunya Ahmad, “Kız kardeşim katledildiğinde, cenaze çadırında herkes akıl almaz hikayeler uyduruyordu. Şüphelilerin yerel yetkililer tarafından korunması ise acımızı daha da derinleştirdi. Kız kardeşimin katili Hewlêr’e kaçtı ve kısa süre sonra Dihok ya da Erbil’de bir yetkili tarafından korunduğuna dair söylentiler yayıldı. Tek dileğim, adaletin yerini bulmasıdır” şeklinde konuştu.

‘Katliamları durduracak olan hükümettir’

İntihara sürüklenen ve katledilen kadınların defnedildiği kabirlerde sayısız “isimsiz kadın” mezarlarının olduğunu belirten Dünya Ahmad, “Bu kadınların aileleri onları geri almayı reddettiği için isimsiz mezarlıklara gömülüyorlar. Orada yatan her kadının aslında her gün yeniden katledildiğini düşünüyorum. Katliamlar bireysel çabalarla önlenemez. Bir ya da iki kadını kurtarabiliriz, ama kadın katliamlarını durduracak olan hükümettir. Yasaları ve anayasayı uygulayarak kadınların katledilmesini engellemeliler. Eşlerini katleden erkekler, bir başkasının aynı suçu işlemeye cesaret edemeyeceği kadar ağır bir şekilde cezalandırılmalı” diye kaydetti.

‘Kadınlar şiddet gördükleri evlere geri gönderiliyor’

Dunya Ahmad, kadına yönelik şiddeti engellemede önemli bir yere sahip olan kadın sığınma evleriyle ilgili de önemli sorunlara dikkat çekerek, “Kadınlar sorun yaşadığında sığınma evlerine başvuruyor, ancak ne yazık ki çoğu zaman yeniden ailelerine teslim ediliyorlar. Bu durumda, kadını katletmek veya şiddet uygulamak isteyen erkeklere geri gönderilmiş oluyorlar. Kadın eve geri gönderilince aile bireylerine, kadına şiddet uygulamaları halinde hapis cezası alacaklarına dair bir sözleşme imzalatılıyor. Bu sözleşmeler mutlaka yeniden gözden geçirilmeli ve kadınlar bu şekilde ailelerine teslim edilmemelidir. Kadını ‘namus’ olarak gören bir anlayış ile karşı karşıyayız” dedi.

‘Çocuklara yüklenen roller var’

Ailede eğitimin önemine dikkat çeken Dunya Ahmad, “Çocuklara yanlış roller öğretmek büyük sorunlara yol açıyor. Örneğin, bir kız çocuğuna sürekli erkek kardeşine hizmet etmesi gerektiği öğretiliyor, aynı şekilde bir erkek çocuğa da, kız kardeşinin onun tüm ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olduğu söyleniyor. Bu şekilde çocuklara yanlış roller yükleniyor ve eşitlik anlayışı zedeleniyor. Bu yanlış anlayış, kadınların ve erkeklerin birbirine eşit bir şekilde saygı göstermesini engelliyor. Ne yazık ki, bu eğitim eksikliği ve toplumsal anlayış, kadın katliamlarının yaşanmasının en temel nedenlerinden biridir” diye ekledi.

Federal Kürdistan Bölgesi’nin tüm şehirlerinde ilgili tarafların katılımıyla toplantılar düzenleyecek bir grup kurulması ve şiddetle mücadele yasalarının gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Dunya Ahmad, “Böylece ilçelerde konferanslar ve seminerler düzenleyebilir ve kadın haklarının daha etkin bir şekilde korunmasını sağlayabiliriz” diyerek sözlerini tamamladı.