Qamişlo- Jineoloji Akademisi ve Demokratik İslam Kongresi (DİK) Kadın Meclisi, Kuzey ve Doğu Suriye’nin Qamişlo kentinde “Li dijî çanda Satî: Jin jiyan azadî (Sati kültürüne karşı: Jin jiyan azadî)” konulu bir panel düzenledi.

Azadi Parkı’nda düzenlenen panel dört oturum şeklinde gerçekleştirildi ve panele Kuzey ve Doğu Suriye’de bulunan kurumlardan kadın temsilciler katıldı. Saygı duruşu ve Ey Reqîp marşının okunmasıyla başlayan panel “Kadın kurtuluş ideolojisinin dört katmanı” adlı birinci oturumla devam etti. Jineoloji Akademi Üyesi Sîham Dawud, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kadın tarihine ve Sati kültürüne dair yaptığı değerlendirmeleri hatırlatarak “Jineoloji bakış açısıyla baktığımız zaman kadınlara yönelik geliştirilen inkâr politikalarına karşı nasıl bir mücadele içerisinde olacağımızı görebiliyoruz. Bundan kaynaklı da Önder Apo bunu dört katmanda tanımlıyor. Tanrıçalık kültürü, Saray kadını kültürü, Sati kültürü ve özgür kadın kültürünü açıyor” dedi.

‘Dört katmanın doğru tanımlanması gerekiyor’

Kadınlara ait mitolojinin doğru okunması gerektiğine işaret eden Sîham Dawud, mitolojide İnana’dan 104 ME’yi çalan Enki’ye dikkat çekti. Sîham Dawud, “Günümüzde her evde bir Enki var ve kadının emeğini inkar ediyor. Bahsetmiş olduğumuz bu 4 katmanın doğru tanımlanması ve çözümlenmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

‘Sati kültürü politikanın bir parçası’

“Sati kültürü” konulu ikinci oturumda konuşan Jineoloji Akademi Üyesi Leman Şexo da şunları dile getirdi:

“Sati kültürü sadece eşi ölen bir kadının canlı bir şekilde eşiyle birlikte yakılması değil. Sembolik ve ideolojik bir şeydir. Kadınlara yönelik geliştirilen politikanın bir parçasıdır. Her ne kadar tarihsel olarak geçmiş yıllara dayansa da günümüzde de farklı boyutlarda kendini gösteriyor. Bu kültür erkek egemen sistemin bir parçasıdır. Buna karşı Önder Apo’un geliştirmiş olduğu çözümlemeler bize bu kültürü nasıl tanımlamamız gerektiğini ortaya koyuyor.”

Sati kültürünün günümüzdeki yansımaları

“Sati kültürünün günümüze taşınması” başlıklı üçüncü oturumda konuşan Demokratik İslam Kongresi (DİK) Kadın Meclisi Üyesi Kînda Kanaan, “Kadınlar namus adı altında yok sayıldılar. Ancak Kuzey ve Doğu Suriye’de inşası devam eden kadın devrimiyle birlikte kadınlar kendi devrimini yeniden yarattılar. Devrimden önce de bölgede Sati kültürüne ait izler bulunuyordu ve feodal sistem aracılığıyla devam ettiriliyordu. Ancak Önder Apo yapmış olduğu çözümlemeler ve kaleme aldığı savunmalarında kadınların özgürlüğüne dair değerlendirmeler ve çözümler geliştirdi. Buna karşı Rojava Devrimi’yle inşa edilen kadın özgürlük alanları açıldı” diye ifade etti.

‘Neler yapılması gerektiğini konuşmak gerekiyor’

“Sati kültürüne karşı geliştirilen çözüm” adlı dördüncü oturumda ise Jineoloji Akademi Sözcüsü Zehrîban Hisên, şöyle konuştu:

“4 katmanı iyi tanımlamak gerekiyor. Öte yandan hala günümüzde Sati kültürüne ait etkileri iyi tanımlamak gerekiyor. Bizler bu katmanları tartışırken, günümüzde neler yapılması gerektiğini de konuşmak gerekiyor. Buna karşı kadınlar özsavunma, örgütlenme ve ideolojik donanım açısından kendilerini geliştirmesi gerekiyor. Özsavunma alanında tüm canlılara baktığımız zaman bir savunma güdüsü vardır. Bunun yanında kadınlar günümüzde kendi özsavunmalarını geliştiriyorlar ve örgütlenmelerini bununla sağlıyorlar. Kuzey ve Doğu Suriye’de inşa edilen yaşama baktığımız zaman kadınlar kendilerine ait oluşturdukları alanlarda varlığını sürdürüyorlar. Bu önemli bir adımdır, bu adımla birlikte aslında özgür kadın ideolojisi de oluşturuluyor.”  

Her oturumun konusuna dair sinevizyon gösterimi yapılırken, panel soru ve cevaplar ile sona erdi.