Amed Belediye Eşbaşkan Adayı: Kentin sorunlarını çözmek için durmadan çalışacağız

Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adayı Serra Bucak, halkın ihtiyaçlarına çözüm olacak bir yerde duracaklarını belirterek, “Kayyımların yarattığı tahribatları ortadan kaldırmak ve kenttin sorunlarını çözmek için durmadan çalışacağız” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Yerel seçimlere kısa bir zaman kala Kürdistan kentlerinde DEM Partinin belediye eşbaşkan adayları kesinleşti. Kentin yerel dinamiklerinin içinde bulunduğu delegasyon sistemi ile yapılan ön seçimler sonucu belirlenen adaylar, seçim çalışmalarına da başladı. Adayların belirlendiği kentlerden biri de Amed. Bölge için çok önemli bir noktada duran ve iki dönem boyunca kayyımın atandığı ilk büyükşehirlerden biri olan Amed’de büyükşehir belediye eşbaşkan adayları Serra Bucak ve Doğan Hatun oldu. Kayyım sürecinde çok ciddi tahribatların oluştuğu ve yolsuzluğun had safhaya ulaştığı kentte adaylardan Serra Bucak ile seçim sürecindeki çalışmaları ve seçimden sonra hayata geçirecekleri projelerine dair konuştuk. Kadını, gençliği, çocukları ve kültür sanat faaliyetlerini projelerinde ilk sıraya koyan Serra Bucak, toplumsal açıdan kentin yaşadığı sorunların çözümü için de geniş değerlendirmelerde bulundu.

Amed Büyükşehir Belediyesi 2019 yerel seçimlerinde yüzde 60 oranında oyla HDP tarafından kazanılmıştı. Nisan ayında göreve başlayan eşbaşkanlar aynı yıl Ağustos ayında atanan kayyımlarla beraber görevlerinden alınmıştı. Bu sene 31 Mart’ta yapılacak seçimler ise halk 5 yıl aradan sonra yeniden sandık başına gidecek.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Serra Bucak kimdir?

1976 Diyarbakır doğumluyum. Aslen Siverekliyim. 80 darbesi öncesi ailem İstanbul’a taşınmak zorunda kalınca orada büyüdüm. 90’lı yıllarda da Almanya’da üniversite okudum. Bu süre zarfında 10 yıl Almanya’da yaşadım. Orada Bremen Üniversitesi’nde Sosyal Hizmetler Uzmanlığı okudum. Daha sonra Köln Üniversitesi’ne geçiş yaparak Alman dili edebiyatı ve İtalyanca okudum. O yıllarda çocuk derneklerinde çalıştım. Göçmen ailelerin çocukları ile ilgili çalışmalar yürüttüm. 2006 yılında Diyarbakır’a yerleştim. 2012 yılına kadar Bağlar Eğitim Destek Evi’nde çalışma yürüttüm. Eğitim destek evleri belediyelerimizin ilk yıllarına tekabül ediyor. Bu noktada çok güzel çalışmalar hayata geçiriyorlardı. Bundan sonra bir yıl Sabahat Tuncel arkadaşla Ankara’da çalıştım. Daha sonra 2014 yılında büyükşehir belediyesinde encümen oldum. Eşbaşkanlık danışmanlığını yürüttüm ta ki kayyımlar atanana kadar. O yıllardan sonra da en çok bildiğimiz alanlarda çocuk çalışmalarında yer aldım. Yine kadın alanında çalışmalar yürüttüm. Son bir yıl içerisinde de Yeşil Sol Parti’nin il yönetiminde yer alarak eşbaşkanlık görevinde yer aldım. Şimdi de büyükşehir belediye eşbaşkanlığı adayı olarak alanda çalışma yürütüyorum.

Adaylık süreciniz nasıl başladı? Bu yıllarda görev ve sorumluluk alma talebiniz nasıl ortaya çıktı?

80’ler 90’lara kadar İstanbul’da yetiştik, orada yaşadık ama yurtsever bir ailede büyüdüm. Benim babam uzun yıllar bu siyasette yer almış biriydi. Yeni Ülke gazetesinin imtiyaz sahibiydi, hukukçuydu ve parti çalışmalarında yer almış birisiydi. O yıllarda yurtsever bir ailede büyümüş biri olarak şunu söyleyebilirim evinizde hep siyaset konuşulup tartışılıyor. Topraklarımıza uzaktık belki ama metropollerde de mücadelemiz devam etti. O süreçte siyasetin önemli isimleri evimizde ağırlanıyordu. Yine 90’larda cezaevinden çıkan arkadaşlar bizim evimize geliyorlardı. Böyle bir atmosferde büyüdük. Tabi ki Kürt kimliği Kürt mücadelesi içerisinde büyüdük. Bu politik bilinç ile orada yıllarımızı geçirdik. 90’lı yılların ortasında Almanya’da bulunurken orada Kürdistan öğrenci hareketiyle çalıştım. Amed’e dönüşüm de aslında belki bütün bu politik bilincin getirdiği refleksle oldu. O yıllarda belediyelerimizin çok güzel çalışmaları vardı. Bunun bir parçası olmak istedim. Tabi bu süreç benim açımdan kendi topraklarına dönüştü de, uzun yıllar uzaktan gördüğümüz ama bir bütünen bilincimizin burayla yoğrulduğu bir yer olduğu için buraya geldim. Coğrafya biraz beni buraya çekti. O yıllardan beri de burada yaşıyorum. Bir Kürt genci olarak burada bu çalışmalarda bulunmak istedim. Burada çok şey öğrendim. Mücadelenin getirdiği beraberlik ve örgütlülük beni buraya bağlayan şeyler oldu.

Son iki dönemdir belediyelere kayyım atanıyor. Önümüzdeki seçim de çok kritik bir seçim olarak tanımlanıyor. Sizler de bu seçim için alanda çalışma yürüten ve halk tarafından seçilen adaylardan birisiniz.  Bu süreçte adaylık başvurusu yapmaya nasıl karar verdiniz?

İki dönemdir atanan kayyımlarla bizlerin hem seçilme hem de seçme irademizi gasp ediyorlar. Buradan baktığımızda neden Kürt halkı aynı kararlılık ve aynı güçle sandığa gidiyor dediğimizde bunun iki yanıtı karşımıza çıkıyor. Biri toplumsal bir yanıt tabi ki bu halk kazanılmış, mücadele ederek elde ettiği haklarından vazgeçmeyecek. Yıllardır verilen bu mücadele ve kazanılmış haklara karşı olan saldırılara en iyi yanıtı seçimlerde sandık başına giderek oy kullanan halk veriyor. Bu kolektif bir bilinç ve akıl. Bizler tabi ki bundan geri durmayacağız. Bu ilmek ilmek ve sabırla örülmüş bir siyasi mücadele. Bizler bu sene yerel seçimler öncesi bir ön seçim gerçekleştirdik. Bu seçimde yerel dinamiklerin de içinde yer aldığı bir seçimle halk kendi adaylarını seçti. Partimizde çalışan yine partide uzun yıllar emek vermiş geniş bir delegasyonla bu ön seçimlere girdik. Bu da hepimizde çok güzel bir heyecan uyandırdı. Halk nezdinde çok ciddi bir kabul de gördü. Bu demokratik katılımın parçası olmayı, hem kadınlar açısında hem de kendim açısından burada yer almak benim için çok önemli. Biz kadınların siyasette eşit temsiliyet ile var olmasını savunan bir partiyiz. Biz uzun yıllar kadın özgürlük mücadelesi yürütmüş ve buna devam eden bir partiyiz. Bu özgürlük mücadelesi bize kadınların hem siyasi alanda hem partilerimizde, hayatın her alanında varlık göstermesini söyleyen bu varlığın kadının her alanda olabilmesi için olmazsa olmaz bir özne olduğunu bizlere söylüyor. Bundan hareketle başvuru yaptım. Çünkü eşbaşkanlık sistemini önemsiyoruz, hem partimizde hem de yerel yönetimlerde bunu önemini her daim dile getiriyoruz. Bütün yerel yönetimlerde eşbaşkanlık sisteminin olması gerektiğini söylüyoruz. İktidar nezdinde bu durum anlaşılmadığı ve kabul görmediği için uygulanmıyor. En çok iktidar alanları yerel yönetimlerdir ve orada tek bir kişinin söz kurduğu bir sistem bizi ancak daraltan, eril yapıların yeniden üretilmesine yol açan bir noktaya taşır. Bu açıdan benim adaylığım hem eşbaşkanlık sistemini hem de kadının siyasete var olmasını önemsiyor oluşumdan dolayıdır. Yine bu mücadeleye her alanda daha fazla katkı sunmak için başvuruda bulundum. 

Kayyımlar iki dönem boyunca hem kentlerde hem de toplumsal yapıda ciddi tahribatlara neden oldu? İnsanlara dönük değil, kendi yandaşlarına ve yolsuzluğa dönük çalışmalar yapıldı. Sizler seçildikten sonra bu tahribatı ortadan kaldırmak için topluma dönük nasıl projelere imza atacaksınız? Bu projeleri bizlerle paylaşır mısınız?

Biz 31 Mart 2024 seçimlerinden hemen sonra hakikaten bütün varımız ve yoğumuzla yerel yönetimler çalışmasının içinde olacağız. Kayyımların iki dönemdir yürüttüğü ve 8 yıldır süregelen ciddi bir tahribatı var. Bir talan, bir gasp ve hırsızlık sistemi ile bu süreç yürütüldü.  Kayyımların bu kentte açtığı derin yaralar var. İnsanların yaşamlarında yarattığı yansımalar var. Belediyelerin içinde çok ciddi bir güvensizlik ortamı var. Böylesi bir kaos bizi bekliyor ve biz bunun farkındayız. Ama bununla mücadele edebilmek için, öncelikle 31 Mart öncesi demokratik yerel yönetimlerimizin de hazırlığıyla 5 yıllık stratejik planla yol haritamızı çıkaracağız. Ondan sonra çok hızlı bir şekilde hukuk komisyonlarımızı kuracağız. Hem ilçe hem de büyükşehir belediyelerimiz için olmazsa olmaz komisyonlarımızı açacağız. Halkın olan her şeyin satışına dair bir hukuk ve tespit süreci başlatacağız. Bu bilgi kanallarını mutlaka açık tutacağız. Biz ne yaptık ne ettik, neyi geri aldık kayyımlar ne yapmış bu soruların yanıtlarını bulup içerinin fotoğrafını çekeceğiz. Bunları da halkla paylaşacağız. Kayyımların yaptıklarını enini ve boyutunu bu şekilde çok net göreceğiz. Bundan sonra da yapacağımız pek çok iş, pek çok sorun alanı var. Bu hasar tespit çalışmalarından sonra doğrusu yapacağımız birkaç başlık var. Hiç birini öncelemeden hepsinin kendi içinde bir önceliği olduğunu bilerek bunları aktaracağım.

İlk konu başlığımız yoksullukla mücadele. Bu çok ciddi bir konu. Bu ülkede derin bir ekonomik kriz var. Bizim bölgemiz bizim şehrimizde bundan yoğun bir şekilde etkileniyor. Bunun altında pek çok şey sıralayabiliriz. En gözümüze çarpan şey biz toplumcu halkçı belediye olarak okul çağındaki çocukların beslenme ihtiyaçlarını karşılamak. Yine üniversiteli gençlerimizin bir öğün beslenme ihtiyacını karşılayabilme. Bütün bunlar ilk aklımıza gelen şeyler ki daha önce de belediyelerimizin kayyım atandan önce yaptığı çalışmalar. 2014 yılında hastanelerde çorba çeşmeleri vardı.  Bu ve benzeri yoksullukla ilgili çok ciddi mücadele birimleri kuracağız. Tespit çalışmaları yapacağız ve en dar gelirli kesimden başlayarak bu çalışmalarımızı yürüteceğiz.

Bir başka konu başlığımızda sosyal konutlar. 6 Şubat depreminden sonra gördük ki bu kentte ciddi bir barınma sıkıntımız var. Binalar yıkılıyor ve yeni inşaatlar yapılıyor. Bir bunun nasıl yapıldığına dair komisyonlar ve ilgili teknik birimlerle ortaklaşacağız. Belediyenin kendi sosyal konutlarını yapabilmesi de daha önce ki stratejik planlarımızdan biriydi. Bu kayyım rejimi bizim halkın ihtiyacını karşılayan projelerimize ket vurup, önünü kapatıyor. Biz 6 Şubat gibi bir depremi yaşadıktan sonra olanlara baktığımızda yerel yönetimlerin yani kayyımların hiçbir şey getirmediğini tam tersi büyük bir tahribat yarattığını görüyoruz. Bu barınma ihtiyacı da önemli bir alan, bunun tek başına merkezi yönetime bırakılacak bir çalışma olmadığının farkındayız.

Bir başka konu ise ulaşım planı. Ulaşım planının çok ciddi bir güncellemeye ihtiyacı var. İhtiyaçlar temelinde ortakları ile buluşarak bu trafik çilesine kalıcı ve ortak bir çözüm bulmamız lazım. Örneğin özel araç kullanımını azaltarak toplu taşımayı özendirmek için bizler neler yapmalıyız. Toplu taşımanın kalitesini artırmak ve güzergâhlarını etkili oluşturmak için neler yapabileceğimizi konuşacağız. 

Bu çalışmalar alt yapı çalışmaları ve tabi ki sosyal hizmet çalışmaları; bizim en önemli konularımızdan biri de sosyal hizmet alanı, çocuk alanı, gençlik alanı ve kadın alanı. Bu alanlarda da hem geçmiş yıllardaki deneyimimiz hem de bu 8 yıllık tahribatın sonucunda güncel olarak ihtiyaçlar temelinde bütün yurttaşların ihtiyaçlarına cevap olabilecek projeleri nasıl hayata geçirebiliriz diye çalışacağız. Tabi sokak hayvanlarını da unutmayalım. Çevre dostu ve hayvan dostu gruplar şimdiden bizlerle sokak hayvanlarının barınma ve gıda ihtiyaçları üzerine tartışma yürütüyor. Bununla ilgili de kapsayıcı bu kentteki her canlıya dokunabilen, bu kenti yaşanılabilir bir kent olarak nasıl planlayabiliriz bunlarla ilgili kafa yorup hemen çalışmaya başlayacağız.

Kayyımlar bu süreçte kentte bulunan halkın kendi ana dili ve değerlerinden uzak kültür sanat çalışmaları yürüttü. Halkın talepleri doğrultusunda kültür sanat faaliyeti yürütme noktasında çalışmalarınız veya hedefleriniz neler olacak?

Bildiğiniz üzere kayyımların atandıklarında yaptıkları ilk şey bizim dil ve kültür alanındaki çalışmalarını hedef almak oldu. Yine kadın, çocuk ve gençlik çalışmaları da bunlardan bazılarıydı. Burada yerelin dili olan Kürt ve onun lehçeleri olan dillerin gelişimi üzerinden bir dil politikamız vardı. Kürt halkı ve Kürt dili bu ülkenin bir gerçeği, bu noktada da gelişimi için çalışmalar yürütüldü. Her yerelin kendi ihtiyaçları var. Burası da bir Kürt şehri, dolayısıyla Kürtçe konuşmak isteyen her hizmet alanında kullanılmasını talep eden bir siyasette duruyoruz. Dolayısıyla kendi yerellerimizde biz Kürtçe dilinin gelişimi, Kürt kimliği ve kültürünün gelişimi üzerinden yeniden projeler ve çalışmalar yürüterek alanlar açacağız. Bizim bu alanda çalışan arkadaşlarımız var. MKM geleneğinden bugüne kadar her alanda çalışma yürüten arkadaşlarımız kayyım atandıktan sonra da çalışmalarını bırakmadı. Kendi alternatif alanlarını ve kültür mekânlarını açarak çalışma yürüttüler. Bunlar çalışmalarını yürütürken bizler de bu katkılarla belediyede bu alanları nasıl diriltip, ayağa kaldırabilirizi konuşmamız gerekiyor. Bütün bunlar çok önemli hedefler olarak karşımızda duruyor. Bu şehirde Kürtçe özel tiyatrolar var ama belediyede neden yine aynı eserler sahnede yer almasın. Bütün bunlar sistemin hedef aldığı çalışmalar oldu. Bunlar doğrudan bizim kimlik, varlık ve mücadele gerekçemiz. Öncelikle bunları yok etmek istiyorlar. Bizler bunlara izin vermeyeceğiz. İsimleri değiştirilen parklarımız ve sokaklarımızda var. Bunlara da izin vermeyeceğiz. Bu kentin tarihini, dokusunu, değerlerini yansıtan ne varsa bütün bunlara kucak açan ve bunları geliştiren bir yerde duracağız. Çok dilli belediyeciliği, 2014 yılından bu yana diyoruz.  Burada yaşayan halkların hepsinin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde dillerin kardeşliğini savunan bir yerden projelerimizi gerçekleştireceğiz.

Kentte çocuklara ve gençlere dönük nasıl çalışmalarınız olacak?

Yine çocuk ve gençlik alanları çok önemli alanlar. Dediğiniz gibi sistem özel savaş politikalarını hem çocuk hem de gençlik alanı üzerinden hedef alıyor. Bu anlamıyla çocuklar için özgün çalışmalar yürüteceğiz. Çocukların bir eğitim ihtiyacı ve beslenme ihtiyacı var. Bu şehirde doğayla bütünleşen şehrinin hafızası ve tarihine girme imkânı bulan ve geleceğini de böyle inşa edebilen çocuklar, gençler yetiştirebilmeliyiz. Dolayısıyla çocukların ihtiyaçlarına bu temelde bakıp, onları yine bu kültür ve kimlikle buluşturan değerlere sahip çıkmaya çağıran projeler yapacağız. Bu asimilasyon politikalarını yapacağımız çalışmalar ile önleyebiliriz. Gençlik alanı çok zor bir alan, bizler ön seçimler sürecinde de gençlerle bir araya geldiğimizde sistemin gençliğe yöneliminin ne kadar yoğun olduğunu gördük. Uyuşturucu ve madde kullanımı şehrimizin birçok alanda sistem eliyle teşvik ediyor. Yine sistem buna dur demiyor ve bunun önüne geçmiyor. Tam tersine bunun zeminini oluşturacak bir pratik açığa çıkarıyor. Uyuşturucu ile ilgili mücadele birimleri kuracağız. Özellikle ailelerin talepleri de bunlardır. Gençlerimize istihdam alanları ve sportif alanlar kurarak onları madde kullanımından uzak tutacak yol, yöntemler hayata geçireceğiz. Geniş anlamıyla bir gençlik örgütlenmesine ihtiyaç var. Bizler bu kenti gençler için nasıl yaşanabilir, mesleki ve kendi kültürü açısından burada yaşanabilir bir hale getirirsek o zaman gençliği bu sistemin tuzaklarına düşmekten kurtarabiliriz. Onları bu anlamda desteklemek durumundayız çünkü bu desteğe çok ihtiyaçları var.

Kayyımların hedef aldığı ilk kesimlerden biri de kadınlar oldu. Kadın kurumları kapatıldı yine kadına dönük çalışma yürüten alanlar pasifleştirildi. Bu noktada nasıl çalışmalar yürütecek ve şehri kadın kenti yapma yolunda nasıl adımlar atacaksınız?

Bizim çok uzun yıllardır ilk belediyelerimiz alındığı günden bu yana kadın özgürlükçü demokratik yerel yönetimler çalışmalarımız var. Bu süre içerisinde çok sayıda yeni çalışma ve kurumlara imza atmış bir belediyecilik anlayışımız var. Bu miras, gelenek ve tecrübe üzerinden bu kadın alanıyla ilgili birçok projemiz var. Öncelikle kayyımların tahrip ettiği alanlardan yeniden inşaya başlayacağız. Kadın politikaları daire başkanlıklarımız ve müdürlüklerimizi kuracağız. Bir sonraki adımda da kadın istihdamının belediyede görünür olması gerekiyor.  Bu noktada kadın komisyonlarımız ve kadın istihdam birimlerimizle yoğun bir çalışma yürüteceğiz. Sistemin dayattığı makul kadın profili var. Aile ve kadının bir araya getirildiği, orada çalıştığı ve aslında bir nesnelleşme ilişkisini benimsiyorlar. Bizler tam tersi kadının yaşamın öznesi olduğunu biliyoruz. Bizler bu kültürü özgürlük ve eşitlik temelinde yeninden kuracağız. Kadının toplumda özgürlükçü, eşitlikçi ve kendini her alanda var ettiği bir yere kavuşturmak durumdayız. Bunun içinde projeler yapacağız. Yerel ekonomiyi geliştirme ve kalkındırma noktasındaki çalışmalarımızı kadını, gençleri düşünerek yapacağız. Daha önceki yıllarda da bizim tarım kooperatiflerimiz vardı. Yeniden bu süreçleri hızlı bir biçimde inşa edip, yerelden üreten ve yerelden büyüten yine kadınları söz sahibi kılan bir noktada taşıyacağız. Yine kadın politikaları merkezlerimiz çok ciddi bir ihtiyaç, bu merkezleri açmak atacağımız ilk adım olacak. Bu şehre kadın kütüphanesi kurmak istiyoruz. Kayyım atanmadan önce de önümüzde koyduğumuz kadın müzesi projesini hayata geçirmek istiyoruz. Hem kadın tarihinin, Kürt kadınların tarihini açığa çıkaran bütün hafızanın ve tarihinin yer aldığı bir kadın sanat müzesi oluşturmak istiyoruz. Bunların hepsini hızlı bir şekilde hayata geçirmek için çalışacağız. Bu projelerin hepsini de kentin yerel dinamikleri, STK’lar ve bütün kurumları ile çalışıp ortak akılla hayata geçireceğiz.