Tunus’ta derneklere yasak: Kadınların sesi susturuluyor

Tunus hükümeti, Tunus Demokrat Kadınlar Derneği ve Tunus Ekonomik ve Sosyal Haklar Forumu’nun faaliyetlerini bir ay süreyle askıya aldı. Karar, insan hakları savunucularınca sivil topluma yönelik bir darbe olarak değerlendiriliyor.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus- Tunus hükümetinin, ülkedeki en köklü sivil toplum kuruluşlarından Tunus Demokrat Kadınlar Derneği ile Tunus Ekonomik ve Sosyal Haklar Forumu’nun faaliyetlerini “mali denetim” gerekçesiyle bir ay süreyle askıya alması, ülkede demokrasi ve sivil toplum özgürlüklerinin geleceğine dair endişeleri artırdı. Karar, insan hakları savunucuları tarafından “siyasi baskı ve sivil alanı daraltma girişimi” olarak değerlendirilirken, yetkililer bunun sadece rutin bir denetim olduğunu savunuyor.

Tunus’taki aktivistler, sivil toplum kuruluşlarına yönelik artan baskılardan endişeli. Onlara göre bu adımlar, mevcut iktidarın politikalarına muhalif görülen örgütleri susturma ve “aracı kurumları” ortadan kaldırma girişimi. Aktivistler, bu kararı Gabes’teki son çevre protestolarıyla da ilişkilendiriyor ve hükümetin bu yolla kamuoyunun dikkatini kirlilik krizi ile yaşam pahalılığı gibi temel sorunlardan uzaklaştırmak istediğini düşünüyor.

Tunus Demokrat Kadınlar Derneği, 1980’lerden beri aralıksız faaliyet gösteriyor. Tunus Ekonomik ve Sosyal Haklar Forumu ise 2011 yılında kuruldu ve çalışmalarının bir bölümünü kırsal kesimdeki kadın çiftçilerin ve Sahra-altı Afrika’dan gelen göçmen kadınların haklarını savunmaya ve çevresel adalete ayırıyor.

‘Karar demokrasi ilkesine darbe’

Mousawat Eşitlik Örgütü Üyesi ve hak savunucusu Delila Mahfuz, Tunus’un bugünlerde siyasi ve sivil hakların giderek daha fazla ihlal edildiği, kamusal ve bireysel özgürlüklere yönelik baskının arttığı bir dönemden geçtiğini söyledi. Delila Mahfuz’a göre, derneklerin kapatılmasına gerekçe gösterilen 54 sayılı kararname, ifade, yaratıcılık, örgütlenme ve sendikal hakları hedef alıyor. Delila Mahfuz, özgürlüklerin uzun mücadeleler sonucu kazanıldığını ancak bugün bu kazanımların sistematik biçimde tasfiye edilmekte olduğunu belirtti. Delila Mahfuz, baskıların, siyasi partilerden derneklere, sendikalardan gazetecilere, hukukçulardan sanatçılara kadar tüm toplumsal kesimleri kapsayacak biçimde genişlediğini vurguladı.

‘Devam eden baskıların devamı’

Bu durumun, muhalefetin eleştirel ve siyasi faaliyetlerini bastırmak için yargı takibi, keyfi gözaltılar, haksız yargılamalar ve cezaevlerinde kötü muamelelerle sonuçlandığını ifade eden Delila Mahfuz, protestoların bastırılması, gösterilere katılanların yargılanması, medya üzerindeki tam kontrol, sosyal medya kullanıcılarının takibi ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik baskıların devam ettiğini dile getirdi. Delila Mahfuz, “Mousawat” örgütünün Demokrat Kadınlar Derneği ile dayanışma içinde olduğunu belirterek hükümeti 2011 tarihli 88 sayılı kararname hükümlerine uymaya ve dernek üzerindeki kısıtlamayı kaldırmaya çağırdı. Delila Mahfuz, asıl hedefin, devrimin en önemli kazanımları olan ifade özgürlüğü, örgütlenme ve gösteri hakkının ortadan kaldırmak olduğuna dikkat çekti.

‘Güvenlik sorunu derinleşecek’

Hak savunucusu Cenin Telili de hakları ve özgürlükleri koruyan, demokrasinin güvencesi olan sivil toplum kuruluşlarına yönelik kampanyanın bir süredir devam ettiğini belirtti. Cenin Telili, Tunus Demokrat Kadınlar Derneği’nin faaliyetlerinin dondurulmasının son derece tehlikeli bir emsal teşkil ettiğini anlattı. Cenin Telili, kapanma süresi boyunca dernekten destek alanların mağdur olacağını dile getirirken bu kararı “eleştirel duruşa sahip dernekleri cezalandırma amaçlı siyasi bir adım” olarak nitelendirdi. Cenin Telili son olarak derneklerin kapatılmasının özellikle kadınlar için güvenlik sorununu daha da derinleştireceğini ifade etti.