Afgan kadınlar tüm dünyaya sesleniyor

Taliban’ın Kabil’e girmesinin ardından Afgan kadınlarının çığlığı tüm dünyada yankılanıyor. Dünya kadınlarına ve uluslararası kurumlara seslenen kadınlar, ölümü beklediklerini ifade ederken, dayanışma çağrısında bulunuyor. Afganistan’da kadınlar nasıl bir tehlike ile karşı karşıya? Geçmişteki uygulamalar gelecek için nasıl ip uçları veriyor? Son açıklamalar neler? Haberimiz de derledik.

Haber Merkezi - NATO birliklerinin geri çekilmesinin ardından Afganistan'da hızla ilerleyen ve başkent Kabil'i de ele geçiren Taliban “ılımlı” mesajlar verse de bölgeden gelen görüntüler yaşanan kaosu ortaya koyuyor. Taliban, 11 Eylül saldırıları sonrası 2001'de ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin müdahalesiyle Afganistan'da iktidardan uzaklaştırılmıştı. Nisan ayında ABD'nin askerlerini Afganistan'dan çekme kararı alması sonrası Taliban yeniden güç kazandı ve dün başkent Kabil'de de kontrolü ele aldı. Yaşananları kaygı içinde izleyen Afgan kadınlar 90’lı yıllarda yaşanan ağır yasak ve kısıtlamalarla yeniden karşı karşıya. Yaşananları dünya ülkeleri izlemekle yetinirken, belediye başkanı, aktivist ve yönetmenden oluşan onlarca Afgan kadın, sosyal medya üzerinden ülkede yaşayan kadınlar için dayanışma ve destek çağrısında bulundu.

Kadınların kâbusu 90’lı yıllarda başladı

1990'lı yıllarda Taliban'ın şeriat kanunları altında kadınlara ve kız çocuklarına sıkı yasaklar getirilmişti. Taliban 1996'da başkent Kabil'i ele geçirdi ve ardından hızla kadınların günlük hayatta özgürlük alanını daralttı. Şeriat kuralları ile yıllarca yönetilen ülkede oje sürüyor diye kadınların parmakları kesildi, okula gitmek isteyen kız çocukları kırbaçlandı ya da zina ile suçlanan kadınlar sokak ortasında taşlandı. Bunlar gibi birçok örneğin yaşandığı ülkede kadınların şeriat günleri ABD işgali ile son bulmuştu. 2001'in sonuna gelmeden Taliban artık ülkede gücünü kaybetti ve bunu takip eden yıllarda kadınların günlük yaşamında bazı özgürlüklerin önü açıldı.

Taliban’dan sonra kadınlar büyük kazanımlar elde etti

Bu süre içinde ülkede yaşayan kadınlar zorunlu hale getirilen burkayı attı. Ekonomik, kültürel ve eğitim alanında yaşamın içinde yer almaya başlayan kadınlar iş hayatında da aktif hale geldi.  Kadın-erkek eşitliği kapsamında yasal değişikliklere gidildi. 2003'te kadınların hakları Anayasa'da güvence altına alınırken, 2009'da Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele kanunu getirildi.

Afganlı kadınlar tedirgin

20 yıllık kazanımların ardından bugün ülkede yeniden iktidar olan Taliban’la birlikte kadınlar için zor günlerde başladı. “Kadın haklarına saygı duyacağız” ya da “Kadınların örtünmesi halinde eğitimlerine devam edebilir”  gibi açıklamalar yapan Taliban sözcüsü son olarak, “Kadınların evden yalnız çıkmasına izin vereceğiz” dedi. Ancak bu “ılımlı” açıklamalara kimse itibar etmiyor. Yaşananlar tüm dünya kadınları tarafından endişe ile izlenirken farklı ülkelerden Afganistan’da yaşayan kadınlar için dayanışma çağrıları yapılıyor.

VAATLERİ NE?

Taliban'dan son günlerde 'yeni' yönetim vizyonuna dair yapılan açıklamalarda da şu vaatlerde bulunuldu: “İşgalci güçlerle işbirliği yapmış kişilerin affedilmesi; kimsenin malına ve mülküne zarar verilmemesi; vatandaşların mal ve can güvenliğinin sağlanması; tüm diplomatlara ve yardım çalışanlarına güvenli bir ortam sağlanması; kadınlara örtünmenin zorunlu kılınması; kadınların eğitim ve çalışma hakkının korunması.”

Ancak uzmanlar Taliban'ın geçmişe kıyasla daha 'ılımlı' görünen bu açıklamaları karşısında ikiye bölündü. Bir görüşe göre Taliban, ilk etapta yönetimini pekiştirmek için daha 'pozitif' imaj oluşturuyor. Bir diğer görüşe göreyse, Taliban'ın daha 'ılımlı' davranması hareket içinde bölünmelere yol açabilir.

“Kadınlar yönetime katılabilir”

Afganistan'da yönetimi ele geçiren Taliban'dan yeni hükümet yapısına ilişkin peş peşe açıklamalar gelmeye devam ediyor. Bu sabah eski hükümetin çalışanları için önce genel af ilan edildi, ardından da kadınların yeni hükümette çalışmaya devam edileceği yönünde bir açıklama yapıldı. Taliban'ın kültür komisyonu üyesi Enamullah Samangani, "İslam Emirliği kadınların kurban olmasını istemiyor. Kadınlar şeriat yasalarına uygun şekilde hükümet yapısında yer almalı" diye konuştu. Samangani, yeni hükümetin yapısının henüz tam olarak netleşmediğini belirtirken, "Ancak deneyime dayalı olarak, tamamen İslami bir liderlik olmalı ve tüm taraflar katılmalı” diye belirtti.

Kadınlar hayatın her alanından soyutlandı

Peki kadınların 20 yıllık kazanımlarına göz diken Taliban’ın 90’lı yıllarda uyguladığı katı yasaklar nelerdi? Taliban'ın uygulamalarından bazılarını şöyle derledik:

*Önceleri nispeten yumuşak bir görünüm veren örgüt Kabil'in ele geçirilmesinin ardından çok katı kurallar uygulamaya başladı.

*Şeriata dayalı anayasal sistem yürürlüğe girdi. Hanefi mezhebi ön planda tutuldu.

*Şeriatın gündelik hayatta uygulandığını takip etmek için Emr-i bil Maruf (iyiliği emretme) Bakanlığı oluşturuldu.

*Hayatın her alanından soyutlanan kadınların çalışması, kız çocuklarının okula gitmesi ve eğitim alması tamamen yasaklandı.

*Kadınlara peçe zorunluluğu erkeklere ise takke ve sakal mecburiyeti getirildi.

*Sakalını kesenler için 6 aydan başlamak üzere hapis cezası verildi. Yüzü görülen kadınlar kırbaçlandı.

*Afganistan Televizyonu'nun yayını durduruldu. Fotoğraf dahil her türlü görsel yayın ve müzik yasaklandı.

*Erkeklere, evine en yakın camide 5 vakit namaz kılma mecburiyeti getirildi.

*Emri bil Maruf görevlileri camilerde yoklama aldı.

*Mazeretsiz camiye gitmeyenlere ağır yaptırım uygulandı.

*Namaz surelerini bilmeyenler kırbaçlandı.

*Bütün okullar medreseye dönüştürüldü. Ders kitaplarındaki görseller yok edildi.

*Medreselerde' 3'üncü sınıftan itibaren tüm öğrencilere en az 3 metre olmak üzere sarık sarma mecburiyeti getirildi.

*Ele geçirilen tüm bilgisayarlar TV kabul edilerek kırıldı.

'*İslam devletine karşı gelenler' hain ilan edilerek doğrudan idam edildi.

*Özellikle farklı mücahit gruplara mensup kişiler, yakalandıklarında şer ve fesat hükmü ile idam edildi.

*Çok sayıda kişinin çeşitli sebeplerle eli kesildi.

*İdamların ve el kesmelerin birçoğu cuma namazlarından sonra gerçekleştirildi ve halka izlettirildi.

*Kesilen eller, şehrin merkezinde sergilendi.

*Resmi kurumlarda Peştu dili mecbur edildi.

*Toplu taşıma araçlarındaki aynalar, kadınlara bakılabileceği gerekçesiyle kaldırıldı.

“Bizi öldürmeye geliyorlar”

Taliban’ın Kabil’e girmesinin ardından ülkede yaşayan farklı meslek gruplarından kadınlar sosyal medya hesaplarından şunları paylaştı:

Afgan film yönetmeni ve ulusal film şirketi “Afgan Film”in ilk kadın başkanı Sahraa Karimi: Ülkemin güzel insanlarını, özellikle sinemacıları, Taliban’dan korumak üzere bana yardım edebileceğinizi umarak, kalbim kırık bir şekilde yazıyorum. Halkımızı katlettiler, birçok çocuğu kaçırdılar, kız çocuklarını erkeklere çocuk gelin olarak sattılar. Bu bir insani kriz, buna rağmen dünya sessiz. Sanatın tüm formlarını yasaklayacaklar. Ben ve diğer sinemacılar kara listede bir sonraki hedef olabiliriz. Lütfen bizim için dua edin, tekrar sesleniyorum: Hey bu koca dünyanın insanları, lütfen susmayın, bizi öldürmeye geliyorlar.

Afganistan’da ilk kadın belediye Başkanı Zarifa Ghafari: Ben ve ailem için yardım edecek kimse yok. Taliban benim gibi insanlar için gelecek ve beni öldürecekler. Ailemi bırakamam. Zaten nereye gideceğim ki?

Afgan kadın hakları aktivisti Seraj Mahbouba: Size seslendik, yardım istedik, talepler ilettik, her şeyi yaptık. Umurunuzda olmadı. Taleplerimizin içinden sadece işlerine geldiği gibi kararlar veren dünyanın erk sahibi erkekleri, bizim çok büyük emek verdiğimiz bir şeyi yerle bir ettiler. Hepiniz iğrençsiniz. Tüm dünya liderleri ve tüm dünya, 20 yıldır Afganistan’a yaptıklarınız için utanın. Sizden gerçekten utanıyorum. Bütün dünyaya Afganistan’a yaptıklarını için sizden utanmalarını söyleyeceğim. Neden bunları yaptığınızı anlamıyorum. Sizin piyonlarınız mıyız? Gerçek olan şu ki; sizden hiç umudumuz yok. Hatta konuşmak da istemiyoruz. Çünkü konuşma zamanı bitti. Bugün Afganistan’da olanlar bu ülkeyi 200 yıl daha geri götürecek. Bunu nasıl aşacağız? Ben bunun düzeldiğini göremeyeceğim, öleceğim. Benden sonraki jenerasyon bile ülkemi olması gerektiği gibi göremeyecek. Gençler gidecekler, göç edecekler. Ne bekliyorsunuz onlardan? Bir daha kalmalarını ve yine savaşmalarını yine yenilmelerini mi? Aptalca bir kararın sonucu olan bir savaş için bir jenerasyon daha feda edeceğiz. Hepimiz yok olana kadar mı? Olan bu mu? Anlamıyorum, üzgünüm anlamıyorum. Bana dünyaya bunu söyleme fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. Hepiniz iğrençsiniz.