JIYAN EKİN

Süleymaniye- Dünyanın var oluşunu anlatan eski metinler yaşamın toprak, su ve ateşten oluştuğunu anlatır. Ateş evrenin yeniden var oluş biçimi olarak tarif edilir. Ateş bir enerjidir ve söndüğünde başka bir duruma geçer yeniden devam eder. Kürtler içinde en eski tarihlerden bu yana ateş kutsal sayıldı. Ateş bilgi ve iyiliğin en üst mertebesi olarak yorumlandı. Süleymaniye’deki Şikefta Casenê’de silahların yakılması ‘yeni bir yaşam ve varoluşu’ ortaya koydu.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 9 Temmuz’da yayınlanan çağrısının ardından Barış ve Demokratik Toplum Grubu silah bırakma töreni düzenledi. Bu törenin her bir anı farklı ayrıntıları taşıyordu. Kimilerine göre sade, kimilerine göre ise derin anlamlar taşıyan bu törenin neredeyse tüm adımları ayrı birer hikâye barındırıyor.  

Önümüzdeki dönemin müjdecisi

Şikefta Casenê’ye uzanan merdivenlerden tek sıra halinde inen 15 kadın 15 erkek gerilla silahları teslim etmedi. Farklı bir mesaj vererek silahlarını ateşe verdi. Oradan tüm dünyaya yansıyan görüntüler yıllardır süren çatışmaların sonlanmasının yanında aynı zamanda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu irade ve perspektifle geliştirilen sürecin kritik bir adımı olarak kayıtlara geçti. Silahlar ateşe verilirken töreni izleyenler anka kuşu misali yeni bir doğuma da tanıklık etti. Direnerek ve yenilenerek küllerinden yeniden ve yeniden doğan anka kuşu gibi yeni dönem siyasetinin nasıl ve ne şekilde olacağının adımları atıldı. Silahların yakılması bir son değil aksine ateşten gelen bilgelikle önümüzdeki dönemin de müjdecisi oldu.

‘Kolektif gücümüze güveniyoruz’

Barış ve Demokratik Toplum Grubu’nun açıklamasındaki “Biliyoruz şimdiye kadar hiçbir şey kolay, bedelsiz ve mücadelesiz olmadı; tersine her şey her gün ağır bedeller ödeyerek ve dişle-tırnakla mücadele ederek kazanıldı. Elbette bundan sonrası da zorlu bir mücadele ile olacak. Bu gerçeği çok iyi biliyoruz, bu temelde yeni başarılar ve demokratik kazanımlar elde etmek üzere, Önder Abdullah Öcalan’ın fikir ve paradigmasına yürekten inanıyor, kendimize ve yoldaşlar topluluğu olarak kolektif gücümüze güveniyoruz” sözleri zorlu bir doğum sürecinin ifadesi sayıldı. 

Şikefta Casenê ve direniş simgesi

Elbette Şikefta Casenê tesadüfen seçilmiş olmazdı. Derin bir tarihe sahip olan bu şikeft direnişlere ev sahipliği yapmıştı. 1923 yılında İngiliz sömürgeciliğine karşı duran ve hava saldırılarından kaçan Şêx Mahmud Berzenci sığınak olarak kullanmıştı. Şêx Mahmud Berzenci, Güney Kürdistan'daki isyan ve devrimin liderliğini yapıyordu. Şêx Mahmud Berzenci’nin bir Kürt devleti kurması engellendi. Şikeft bölgede toplumsal hafızanın ve kültürel mirasın önemli bir unsuru sayıldı.

Besê Hozat öncülük etti

Yeni bir yaşamın ilk adımları atılırken en önde KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat yürüdü. Barış ve Demokratik Toplum Grubu’na bir kadın öncülük etti. Besê Hozat grup adına ortak açıklamayı okurken aynı zamanda kısa bir konuşmada yaptı. Besê Hozat kısa konuşmasında atılan bu adıma karşılık sürecin hukuki ve anayasal zemine oturtulması gerekliliğine dikkat çekti. Dersim’in Hozat ilçesine bağlı Taner köyünde, dokuz çocuklu bir ailenin yedinci çocuğu olarak dünyaya gelen Besê Hozat, henüz 16 yaşındayken PKK’ye katılmıştı.

Kimliği paylaşıldı

İlk yıllarında Dersim kırsalında yer aldı. Kendisinden bir yıl sonra PKK’ye katılan kız kardeşi Nuray Oran’ı 1997 yılında bir çatışmada kaybetti. İlerleyen yıllarda Kandil’e geçti. Kadın çalışmaları başta olmak üzere birçok alanda faaliyet gösterdi. 31 yıldır savaşçı olarak mücadele eden Besê Hozat’ın kimliği törenin ardından açıklandı. 1978 doğumlu olan Besê Hozat’ın 1994 yılında PKK’ye katıldığı ve adının Hülya Oran olduğu bilgisi paylaşıldı.

‘Sömürgecilik bitecek, özgürlük kazanacak’

Besê Hozat basın açıklamalarında her zaman kadın özgürlük mücadelesine dikkat çekti ve kadının tarihsel olarak toplumda köleleştirilmesinin, daha geniş çaplı sosyal ve sınıfsal sorunların temelini oluşturduğunu savundu. Tarihsel hafızanın önemine vurgu yapan Besê Hozat, Dersim Katliamı’yla yüzleşilmesini istedi. PKK’nin 12’inci kongresinde ‘Sürecin militanları olacağız’ diyen Besê Hozat’ın törende son sözleri “Sömürgecilik bitecek, özgürlük kazanacak” oldu. Besê Hozat’ın silahları imha etmek için yaktığı ateş bugün herkesin kalbine taze umutlar ekti.