İran’da yasalara göre işçiler özgür ancak aktif-aktivist olmamalı!

İran son yılların en büyük ekonomik buhranını yaşıyor. Enflasyon, ekonomik kriz, işsizlik toplumsal krize dönüşürken işçi örgütlenmelerinin adının serbest olduğu ülkede işçi hakları aktivisti olmanız işkence, baskı ve zulmü kendisiyle getiriyor...

ŞEHLA MUHAMMADİ

Haber Merkezi - İran’da her geçen gün işçi sınıfının koşulları ağırlaşarak yoksulluğa işaret ediyor. İran'da işçi hareketinin tarihi aslında ilk matbaa işçilerine dayanıyor ve Tahran Matbaa İşçileri Sendikası'na kadar uzanıyor. Bu birlik İran'daki ilk sendikal örgütlenme ve sendikal hareket tarihinin başlangıcı. Birliğin kurulmasından sonra protestolar ve işçi grevleri başlıyor. Daha sonraki süreçte ise daha fazla sendika kuruluyor.

Dünyada işçi sınıfının oluştuğu dalgalanmalardan elbette İran işçi sınıfı hareketleri de etkileniyor. Sendikalar kurulduktan sonra geniş çaplı grevler ve protestolar düzenleniyor. İşçilerin talepleri arasında ücret artışı, haftada bir gün tatil, sağlık ücretlerinin ücretlerinin karşılanması, çalışma saatlerinin azaltılması, fazla mesailerin ücrete tabi olması da yer alıyor. 

Ülkede telgraf işçileri de 25 yıl hizmetin ardından emeklilik talebiyle greve gitti. Telgrafın önemi üzerine işçilerin talepleri hemen kabul edildi. İlk grevlerinde başarılı olan işçiler bundan güç alarak örgütlenmelerini daha da büyüttü.

Sınıfın gelişimi

Tarihçi Yervan Abrahamyan, "İki Devrim Arasında İran" adlı kitabında, 1 Mayıs 1931'de Tudeh Partisi'nin Ortadoğu'daki en büyük işçi mitinglerinden birini işaretlemek için 300.000 kişiyi toplayabildiğini yazıyor. Sol ve sosyalist partilerin önderlik ettiği İran işçi hareketi, 1957 Devrimi'nde önemli bir rol oynadı ve "genel grev" ve "üretici birimlerin özerkliği"nden yeni deneyimler kazandı. Devrim sırasında, sendika taleplerinin yanı sıra petrol endüstrisindeki işçiler de dahil olmak üzere sendikalar siyasi gelişmelerde büyük rol oynadı. Meclis yönetimi fikri ile sendikalar birçok fabrikaya el koyabildiler. 1957 Devrimi'nde sendikaların rolüne rağmen, İran rejimi tüm bu hareketleri iktidara geldikten sonra bastırdı ve pasifleştirdi.

İran işçi sınıfının mevcut durumu

İran devriminden kırk yıldan fazla bir süre sonra, işçilerin hiçbir talebi karşılanmadı. Sendikalar artık siyasi partilerin etkisi olmadan örgütleniyor. Düşük ücretler, iş güvencesizliği ve küçülme bahanesiyle işten çıkarmalar, işçilerin sağlık ve sosyal güvencelerinin olmaması, işçilerin şu anda uğraştığı sorunlardan yalnızca bazıları.

Geçim sorunlarına ek olarak, işçilerin kovuşturulması da karşılaştıkları bir başka sorun. İran Anayasası'nın 16. maddesine göre işçilerin bağımsız, özgür olmaları ve sendika kurmalarına izin verilmesine rağmen, İş Kanunu'nun 6. maddesi işçilerden sadece resmi İslami Çalışma Konseyleri gibi iş kanununda adı geçen kuruluşlara üye olmalarına olanak tanıyor. Yani aslında kanunun 6. maddesi Anayasa'nın 26. maddesini ihlal etmekte ve işçilerin serbest sendika kurmasını bir yandan yasal kılarken bir yandan da yasaklıyor.

İşçiler cezalandırıldı

İşçi protestoları geçtiğimiz on yıllarda her zaman bastırılma ile karşı karşıya bırakıldı. Sendikalar ve hatta faaliyetleri güvenlik güçlerinin sert tepkisiyle halen karşı karşıya. Özelleştirmelerin gündeme gelmesiyle işçilerin ana gündemi bu oldu. Ahmedinejad döneminde gündeme gelen ve protestolarla karşılaşılan dönemde işçiler yargılandı ve düzinelerce işçi eylemci ağır cezalar, işkence ve hapis cezasıyla karşı karşıya kaldı. Şeker kamışı işçilerinin temsilcisi İsmail Bakhshi, İran'daki işçi protestolarının sembolü haline geldi. İsmail Bakhshi'nin avukatı ve işçi aktivisti olan Farzaneh Zilabi gibi isimler de güvenlik güçleri tarafından yargılandı ve şimdi İranlı işçilerin direnişinin bir sembolü haline geldi.

Eylemler ortaklaşıyor

İşçi hakları aktivisti olan ve halen tutuklu bulunan Sepideh Qalyan gibi çok sayıda sembol isim ortaya çıktı. Günümüzde sivil toplum örgütleri ve işçi hareketleri kol kola çalışma yürütüyor, taleplerini ortaklaştırıyor. İnsan hakları savunucuları da buna dahil çünkü çok sayıda hak talebi bir yerde ortaklaşıyor... Bilimsel, anadilde ve ücretsiz eğitim talebi için sokağa çıkan öğretmenler aynı zamanda insan hakları aktivisti olan arkadaşlarının da serbest bırakılması için çalışma yürütürken insan hakları örgütleri de bu nedenle sendikal örgütlerin faaliyetlerini sahiplenerek sürdürüyor.

Kadın işçilere yönelik cinsiyet ayrımcılığı

İranlı çalışan kadınlar, işçi sınıfı toplumunun bir parçası olarak çok sayıda ekonomik ve sosyal sorunla karşı karşıya. Fakat en temel sorun ise kadın olarak çalışma alanındaki varlıklarının kısıtlanması! Kadınlar irili ufaklı çalıştıkları fabrika-atölyelerde erkeklerden daha az maaş alıyor; daha çok ve güvencesiz çalıştırılıyorlar. Ev işçisi kadınların ise hiç bir sosyal güvencesi söz konusu bile değil. Kadınlar yasada “işçi” olarak bile tanınmıyorlar. Mevsimlik işçiler, sözleşmeli işçi kadınların da iş yaşamında karşılaştıkları sorunların başında güvencesiz çalışma, düşük ücret, ücret eşitsizliği ve daha çok mesai sorunları geliyor.