'Suriye krizinin çözümüne engel olanları durduracağız'

Suriye'nin Geleceği Partisi Eş Başkanlık Kurulu üyesi Zelal Ceger, çatışmaların diyalogla aşılmasının mümkün olduğunu söyleyerek, “Krizin çözümüne engel olmaya çalışan herkesi durduracağız” dedi.

SÎBÎLYA EL ÎBRAHÎM

Rakka- Taraflar arasındaki çatışma ve krizler tüm Suriye halkını etkiliyor. 13 yıldır çözülmeyi bekleyen kriz günden güne derinleşiyor. Şam hükümeti ile Türk devletinin arasında olası bir görüşmeye de işgalin artacağından endişe duyan Suriye’deki tüm dinamikler karşı çıkıyor.

Suriye'nin Geleceği Partisi Eş Başkanlık Kurulu üyesi Zelal Ceger, Türk devleti ile Şam hükümeti arasındaki olası görüşmenin etkisi, Suriye'deki çatışmanın çözüm yöntemleri ve Türk devletinin saldırılarına ilişkin ajansımızın sorularımızı yanıtladı.

*Bölgedeki son siyasi gelişmeleri ve saldırıları nasıl değerlendiriyorsunuz?

2024 yılında ortaya çıkan tüm krizler ve olaylar, bölgesel bir savaşa ya da üçüncü dünya savaşına doğru gittiğimizi gösteriyor. Bu önemli değişiklikleri de beraberinde getirecek, çünkü ticaret savaşı uluslararası bir savaşa dönüştü. Bu durum genel olarak bölgeyi etkiliyor ve üçüncü dünya savaşı, devletler arasındaki çatışmalar ve aynı zamanda bir müzakere olması, yani bir savaş cephesinin olmaması nedeniyle birçok olumsuzluğu ve engeli de beraberinde getiriyor. Ancak hangi taraf kendi çıkarlarında başarılı olursa savaşta da başarılı olur.

Kapitalizmin egemenlik kurma süreci içindeyiz ve bu durum başta yer altı zenginlikleri ve coğrafi konumuyla ünlü Ortadoğu bölgesi olmak üzere tüm toplumları etkiliyor. Dolayısıyla Avrupa ve Amerika devletlerinin siyasi olarak sosyal veya ekonomik açıdan krizlerini bölgeye taşımaya çalışıyorlar ve bu da birçok olumsuz etkiye neden oluyor. Ortadoğu'da güvenliğin kalmadığını, savaşların, yıkımların ve katliamların devam ettiğini görüyoruz. İktidar devletleri bölgeyi kontrol etmeye ve uluslararası çıkarları gerçekleştirmeye çalışıyor. İttifak ve işgal öncesi Fransa ve İngiltere'nin yaptıkları arasındaki farka bakarsak, Türk devletinin ya da Amerika'nın ya da Rusya'nın yaptıklarının aynı olduğunu, sadece üslupların değiştiğini görürüz.

Bölgede ayrımcılık politikası uygulanıyor ve kendi çıkarları uğruna insanları ayrıştırmaya çalışıyorlar. Bütün bunların bölgeye etkisi var ve aynı zamanda bölge şu anda bir halk devrimi yaşıyor. Önder Abdullah Öcalan'ın ortaya koyduğu Demokratik Ulus Projesi, süreci yönetmek ve barışı sağlamak için en uygun çözümdür. O yüzden Demokratik Ulus Projesi’nin sahibi Önder Öcalan’ın cezaevinde olduğunu görüyoruz. Önder Öcalan, bu fikirle halkların özgür olmasını, iradeye sahip olmasını, eşit olmasını, kardeşçe yaşamasını istedi ve bunun için çağrı yaptı.

Bölgemizde uluslararası çatışmalar ve krizler var. Bölge halkı buna karşı kendini ve gücünü kanıtladı. Demokratik Ulus Projesi açıklandı ve hayata geçiriliyor. Bu proje, toplumun örgütlenmesi, yönetilmesi ve korunması sürecine girmiştir. Bu süreçte en önemli şey, kazanımların korunması adına son yıllardaki siyasi gelişmeleri nasıl değerlendirebileceğimizdir.

*Türk devleti ile Şam hükümeti arasındaki yakınlaşmayı nasıl görüyorsunuz, Türk devletini Şam hükümetine yaklaştıran neydi?

13 yılı aşkın süredir devam eden Suriye krizinin ardından Şam hükümeti ile Türk devleti arasında bir yakınlaşma söz konusu oldu. Her iki taraf da Suriye halkını düşünmeden kendi çıkarlarını ve hedeflerini yerine getiriyor. Son dönemdeki yaklaşımlar Suriye halkının çıkarına değildir. Dolayısıyla Şam hükümetinin, Türk devleti işgal altındaki topraklardan çıkmadıkça bu yaklaşımları kabul etmemesi gerekmektedir. Ayrıca Şam hükümeti ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi arasında da diyalog olması gerekiyor. Bu iç çalışma Suriye'deki tüm halkları ve oluşumları ilgilendirmektedir.

*Suriye’nin Geleceği Partisi olarak bu süreci nasıl yöneteceksiniz? Güvenli bir Suriye için gelecek planlarınız nelerdir?

Suriye’nin Geleceği Partisi olarak; barış ve güvenlikle dolu, demokratik bir Suriye'nin inşası için çalışıyor ve çabalıyoruz. Başından beri Suriye'nin tüm şehirlerinde demokratik fikirle çalışıyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye'de Önder Abdullah Öcalan'ın halkların birliği ve güvenli yaşam konusundaki fikir ve felsefesini takip ediyoruz. Partimiz de bu çizgide ilerliyor, özellikle dördüncü kurultaydan sonra genel olarak Suriye'de nasıl çalışılacağını ortaya koyduk. Ayrıca yurt dışında ve içeride diplomatik ilişkilerini geliştirerek devrimin kazanımlarını korumaya çalışıyorlar. Yeni bir Suriye’yi inşa etmek için birçok çabamız var.

*Bölgenin zorluklarla karşı karşıya olduğu bir dönemde halklar arasında nasıl bir birlik ve beraberlik sağlanabilir?

Halkımız, işgalci Türk devletinin bölgeye yönelik saldırılarının aralıksız devam ettiğini ve durmadığını görmektedir. Bölge ekonomisini zayıflatmak için katliam yapıyor, altyapıyı hedef alıyor. Halkın Özerk Yönetim'i istememesini, bu yönetimin bölgeyi yönetemeyeceğini söylemesi için fitne çıkarıyorlar. Bu nedenle halk dikkatli olmalı ve özellikle özel savaş politikalarına karşı dikkatli olmalıdır. Bu temelde halkımızın tüm bu zorluklarla yüzleşmeye hazır olması gerekiyor. Kuzey ve Doğu Suriye halkı bize özgür ve demokratik bir Suriye'nin inşası için güç ve moral veriyor. Krizin çözümüne engel olmaya çalışanları  durdurmak için her zaman çalışacağız.