Rojhilat Kurdistan’da PKOS tanısı alan kadınlar: Koşullar tedaviyi zorluyor

Rojhilat Kurdistan’ın birçok kentinde sosyoekonomik baskılar ve sağlık tabuları, PKOS’lu kadınların doktora gitmesini geciktiriyor. Bu gecikme hastalığın diyabetten kalp riskine kadar ağır sonuçlar doğurmasına yol açıyor.

Ciwanro – Rojhilat Kürdistanı’nda Ciwanro’dan Ravansar’a uzanan kentlerde “yumurtalık tembelliği” olarak bilinen Polikistik Over Sendromu (PKOS) neredeyse hiç anılmıyor, ancak hastalığın belirtileri kadınların gündelik yaşamında sessizce kendini gösteriyor. Düzensiz adetler, inatçı kilo artışı, istenmeyen tüylenme ve giderek derinleşen kaygı… Pek çok kadın tüm bu değişimleri yorgunluğa ya da hayatın zorluklarına bağlayarak yıllarca tıbbi bir sorunla yaşadığını fark etmiyor. Bölgedeki jinekologlar ise bu sessiz hastalığın hem yaygınlığının hem de sonuçlarının sanılandan çok daha ağır olduğunu vurguluyor.

Çeşitli hastalıklara yol açıyor

Tahran’da 184 kadın üzerinde yapılan bir araştırma, PKOS’un psikolojik etkilerinin fiziksel belirtiler kadar yaygın olduğunu ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 80’inden fazlası bir düzeyde anksiyete, depresyon ya da sosyal işlev bozukluğu yaşadığını bildiriyor. Kadınların yüzde 91’inde sosyal işlev bozukluğu, yüzde 89’unda stres kaynaklı fiziksel şikayetler, yüzde 75’inde belirgin anksiyete belirtileri ve yüzde 33’ünden fazlasında depresyon tespit ediliyor. Doktorlara göre ise erkeklik hormonlarının yükselmesi, insülin direnci ve regl düzensizliği hastalığın yalnızca görünen yüzü. Bu tablonun ardında diyabet, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları ve hatta rahim kanseri gibi ciddi riskler bulunuyor.

‘Bölgede sık görülüyor’

Ciwanro’da jinekolog B. Mohammadi, hastalarının büyük bölümünün kendilerini tehdit eden tehlikenin farkında olmadığını söylüyor. Sınır bölgelerinde stres, ekonomik baskılar, düşük hareketliliik ve yetersiz beslenmenin çok yaygın olduğunu belirten B. Mohammadi, bu nedenle “yumurtalık tembelliği” olarak bilinen PKOS’un bölgede daha sık görüldüğünü ifade ediyor. Ancak kadınların çoğunun durumları ağırlaşmadan doktora başvurmadığını söyleyen B. Mohammadi, “Bir kadın ancak hamile kalmakta zorlandığında bana geliyor ve oysa hastalığın yol açtığı sorunlar kısırlığın çok ötesine uzanıyor” diye ekliyor.

‘Yaşam tarzımı değiştirmem şartmış’

Ciwanro’dan 42 yaşındaki Khadija yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Yıllardır regl dönemlerimin gecikmesini yaklaşan menopoz sandım. Üç ayda bir regl oluyordum ve bunun normal olduğunu düşünüyordum. Ancak garip kilo artışı ve istenmeyen tüyler beni sonunda test yaptırmaya zorladı. Ultrasonda PKOS olduğunu öğrenince, yıllardır neden bu kadar yorgun ve mutsuz olduğumu nihayet anladım. Doktorum diyabet ve yüksek tansiyon riskini azaltmam için kilo vermem gerektiğini söyledi. Eskiden tedavinin sadece ilaçla olacağını sanırdım ama değilmiş, yaşam tarzımı değiştirmem şartmış. Bu da bizim gibi hem imkanları sınırlı hem de baskıların yoğun olduğu yerlerde yaşayan kadınlar için gerçekten uzun ve zor bir süreç.”

Yıllardır bu hastalıkla yaşayan 27 yaşındaki genç bir kadın, “Doktor bana bir diyet önerdi. Kuruyemişler, özel meyveler, sağlıklı atıştırmalıklar… Ama bunların hepsi çok pahalıydı. Sadece bir hafta dayanabildim. Hastalık yüzünden görünüşüm de değişti. Şiddetli saç dökülmesi yaşıyorum, yüzümdeki sivilceler çoğaldı” sözleriyle yaşadığı sorunlara dikkat çekiyor.