Wetha…

“Köyün bir ruhu var...” diyor Jiyan Tekoşin ve köydeki her bir kadının farklı bir hikayesi olduğunu işliyor satırlarında. “Tüm bu kadınları burada buluşturan ortak hikayeleri, yaşamları, hayalleri bu köyde bir ruh oluşturmuş. Köyün bir ruhu var…”

JİYAN TEKOŞİN

Hasekê - Umut yaşamın kendisidir. Umutsuz bir yaşamın peşine takılmak ölümün merhabasını kabul etmektir. Umut yaşamın kendisi gibiyse yani yaşatansa o zaman umut, yaşam ve kadının arasındaki bağı anlamak zor olmasa gerek. Yaşamı anlamlı kılan umudun kendisi kadını güzelleştirmekte ve bu güzellik var olan mekanı da etkilemektedir. İşte o güzel mekanlardan bir tanesi… 

Toprak yoldan yürürken uzaktan görünen köye doğru adımlarımı atıyorum. Daha önce çok duyduğum ve merak ettiğim ‘Jinwar’ dedikleri kadın köyüne doğru ilerliyorum. Serekaniyê ve Dirbêsiyê arasında yer alan bu köy 2017 yılında kadınların kendi emeği ile yaptıkları Jinwar köyü... etrafında buğday tarlaları ile haşır neşir olan Jinwar ilgi uyandırıyor. Güneş alizarin renginde… Ve Jinwar’ı içine almış güzel manzara adeta insanı içine çekmekte.

Caddenin bitip topraklı yolun başladığı yerde ‘hun bi xêr hatin’ sözü ile karşılıyor gelenleri. Sonra köy ismi ile yapılmış kapısı ile sıcak davranan kadın nöbetçileri ilgi çekiyor. Köy üçgen şeklinde, evler yan yana kurulmuş. Tamamı kerpiçten yapılan bu evler yazın serin olmasını, kışın ise daha sıcak olmasını sağlıyor. Köye ilk girişte kerpiçten evler göze çarpıyor. Girişinde ekmek yaptıkları şirin bir fırınları, arkasında ‘şifa jin’ yeri geliyor. Şifa Jin yerinde doğal tedavi yöntemleri uygulanıyor. Sonrasında meyve ağaçları bizlere göz kırpıyor. Köyün ortalarına doğru yeni dikilmiş fidanlar hafif esen rüzgar eşliğinde dans etmekte. Çocuklar için yapılan bir kaç oyun yeri de bulunmakta. Her evin önünde bulunan küçük bahçeler, rengârenk çiçekler evlere farklı bir güzellik katıyor. Tüm bunları görüp tasvir ederken bir evin bahçesinde çalışan bir kadına gözüm takılıyor. Yavaş yavaş ona doğru ilerliyorum. Amacım elimdeki fotoğraf makinasına o kareyi sadece almak değil, kadının duruşu, ortamın güzelliği yüreğimi, gözlerimi kendiliğinden işgal etmekte. Bir kare daha arşivleniyor.

Küçük bahçesinde çalışan bu kadına selam verdiğimde Arap bir anne olduğunu konuşmasından anladım. Eşi şehit düştükten sonra çocukları ile beraber Jinwar’a yerleşen bu ananın ismi Wetha... Ruhu güzel olan anlamına gelen bu isim sanırım tam da mekânını bulmuş. Wetha, güzel ruha sahip kadın elini beline verip tebessüm ile karşılıyor beni. ‘Şilonek’ diyor. Arapçada nasılsın anlamına gelen bu sözle karşılıyor. Sonrasında hareketle, gülümseme ve bakışlarımızla birçok şeyi birbirimize anlatmaya, paylaşmaya çalışıyoruz. Hiç bir dil kadınlar arasındaki bağa sınır koyamıyor. Bazen bir bakış bazen de bir tebessüm... İşte bizim aramızda bağı sağlayan kadın hissiyatı!

Arada bir toprağa bakışları iniyor. Uzun uzun dalıyor. Sonra tekrar bir şey sorduğumda gülen gözleri ile bana bakıyor. Gözlerimin içine bakıyor, sanki dediklerimi anlıyor gibi...

Jinwar köyünde her kadının farklı bir hikayesi olduğu belli. Anneleri gibi çocuklarında yaşadıkları öyle sıradan hikayeler değil. Tüm bu kadınları burada buluşturan ortak hikayeleri, yaşamları, hayalleri bu köyde bir ruh oluşturmuş. Köyün bir ruhu var… Yaşanılmamış hayaller, istemler, yaşanılmayan çocukluk anıları… Tüm bu kadınlar ve çocuklar Jinwar da tekrardan bu umut ile çıktılar yola. Kendi ayakları üstünde durabilmenin sevincini, özgürlüğü anlamak istiyorlar. Bu köyün değerini bilen kadınlar köyde emek vermek isteyenlerdir. Kimileri köy meclisinde kimileri, yönetimde, kimileri tarlada kimileri ise bahçede emek sarf etmek ister. Mühim olan kendilerinin bir şeyler yapabildiklerine inanmak… 

Özgürlük umudunun kadınların yüreğinde filizlenince, kadınların hiçbir engelin tanımadıklarını, nasıl emek verdiklerini gördüm. O yüzden umut yaşamda adım atmanın yoludur. Umut yoksa yaşam sevgisi, inancı, özgürlüğe olan inanç da olamaz. Jinwar kadınlar için bir umut…