Ailesinden 8 kişi katledilen Bêzar Bercesê: DAİŞ’in zulmünü unutmayacağım

Koço’ya saldırılarak yüzlerce insanı katleden ve çok sayıda kadını kaçıran DAİŞ’in zulmünü asla unutmayacağını belirten Bêzar Bercesê, KDP ve Irak güçlerine artık güvenmediklerini söyleyerek, katliamlar olsa da yurtlarını terk etmeyeceklerini kaydetti.

EVÎN ZENDA

Şengal – 3 Ağustos 2014 tarihinde DAİŞ çeteleri, Şengal'in Koço köyüne yönelik 11 gün boyunca vahşi saldırılarını sürdürdü. Kadınların çığlıklarının yükseldiği köyde DAİŞ’in eline geçmemek için birçok genç kadın saçlarını birbirine bağlayarak yaşamına son verdi. Geriye evlerin duvarları ve bayram yiyecekleri kaldı. Yaraları henüz sarılmayan fermanının üzerinden 8 yıl geçti. Şengal Fermanı, acılarla dolu yılların en derinliğinde her alan örnek oldu. Köy köy, dağ dağ ve taş taş yaşadığımız bu yüzyılın katliamına şahit oldu.

Yüzlerce kişi katledildi

2014 fermanında bu acıya en çok tanıklık edenlerden biri de Şengal'in doğusundaki Koço köyüydü. Ferman öncesinde Meksika aşiretine mensup bin 700 kişiye ev sahipliği yapıyordu. Onlara ev ve yurt oldu. Ferman olduğunda Koço köyünden 700 kişi ya da kalbinde yuvalandırdığı sabah akşam güneşi selamlayan 700 umut 24 saat içerisinde katledildi. Yaklaşık bin kişi de kaçırıldı. Koço köyünde şimdi 5 toplu mezar var. Tahminlere göre bu mezarlarsa 400 kişiye ait cenaze var. Ezidiler 6 Şubat 2021 tarihinde 104 Ezidinin cenazesini Koço köyünde defnetti. Ancak şimdiye kadar da yüzlerce Koço köyü yurttaşının akıbeti bilinmiyor.

Ailesinden 8 kişi katledildi

Koço köyüne mensup çok az sayıda kişi kurtarıldı. Kurtarılanların çoğu da yurt dışına göç ettirildi. Bir kısmı da şu anda Federal Kürdistan Bölgesi’ndeki kamplarda kalıyor. Yaklaşık 10 aile ise Şengal'in Tol Qesebê bölgesinde yaşamlarını idame ettiriyor. Bunlardan biri de DAİŞ çetelerince ailesinden 8 kişinin katledildiği Bêzar Bercesê ananın ailesi. Bêzar Ananın yüzü yaşadığı acıyı gözler önüne seriyor.

“20 ev köyden çıktı”

3 Ağustos fermanıyla yaşadığı acıya değinen Bêzar Bercesê, yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı: "Hatimiyê'liyim. Ancak Koço köyünde evlendim ve 40 yıldır da Koço köyünde yaşıyorum. Koço zaten birkaç aileden oluşuyor. Hepsi de birbirinin akrabası ve yakınıdır. Tarihi bir köydür. DAİŞ çeteleri 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal'e saldırdı. 15 Ağustos'ta ise Koço köyüne saldırdı. Köyde yaşayanların çoğu ‘bizde kaçalım’ derken bazıları da ‘bize bir şey yapmazlar’ dedi. Köy sakinlerinin çoğu köy de kalırken, yaklaşık 20 ev köyden çıktı. Çıkanlardan biri de bizdik. Evin erkekleri ‘köyümüze bırakmayız’ diyerek kadınları ve çocukları Solax tarafına gönderdi.”

“Çocukların çığlığı gökyüzüne ulaştı”

Bêzar Bercesê, Solax'a gittikten sonra Koço ve sakinlerinin hikayesi de ayrılıyor. Koço'da yaşananları o yüzden az sayıda kişi biliyor. Bêzar Bercesê, konuşmasının devamında Solax köyüne yönünü veren aile fertlerine değinerek, "Solax köyünde yaşayan bir aile dostumuzun evine gittik. Ardından bazı ailelerde geldi. Telefonla bağlantıya geçtiler ve 'bize bir şey yapmıyorlar' dediler. Birkaç saat sonra akşam üstü arabalarla bize baskın yaptılar. Erkekler dışarıdaydı. Çocuk ve kadınlar evlerdeydi. Geldiler fotoğraflarımızı çekerek bazı laflar ettiler. 18 yaşında olan eltim korkudan arkama saklanmıştı. Onu gelip zorla götürdüler. Çok zulüm vardı. Çocukların çığlığı gökyüzüne ulaştı. Tüm erkekleri arabalara bindirerek götürdüler. Ardından bir araç getirerek bizi koyun bindirir gibi araca attılar. Hepimizi Solax'daki dükkanların önüne götürdüler” dedi.

“20 genç kadını alıp götürdüler”

Anlatımlarına devam eden Bêzar Bercesê, DAİŞ’in köylerine geldiğinde genç kadınları aldığını söyledi. “Anneleri ağlıyordu, ‘çocuklarımızı almayın’ diyorlardı. 20 genç kadını alıp götürdüler” diyerek sözlerine devam eden Bêzar Bercesê, 10-15 gün boyunca okulda esir edildiklerini, 50 yaşın üzerindekilerin DAİŞ tarafından ayrıştırılmak istendiğini dile getirdi. 10-15 gün Badoş’ta hapis edildiklerini sonrasında da Til Afer’de bir okulda esir edildiklerini aktaran Bêzar Bercesê, sonrasında DAİŞ’e ait yerlerin uçaklar tarafından vurulduğunu kaydetti. Bir sonbahar boyunca koyunlarla birlikte yaşadıklarını, hem onlara baktıklarını hem de kendi yaşamlarını idame ettirmeye çalıştıklarını belirten Bêzar Bercesê, kendilerinin yaşamlarının KDP tarafından DAİŞ’e teslim edildiğinin altını çizdi. Bêzar Bercesê, “Biz KDP ve DAİŞ arasındaki hikayeyi bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey var ki o da birlikte hareket ettikleridir” sözlerine dikkat çekti.

“Su kuyusu cenaze dolu”

Koço dışındaki tüm köy sakinlerinin yaşam alanlarını terk ettiğini ifade eden Bêzar Bercesê, “Ama sadece Koço köyündekiler kaçmadı, onlara inandılar yani onlara bir şey yapmayacaklarına inandılar. Koço köyündekiler kaçmış olsalardı böyle olmayabilirdi. Artık köylerin etrafı da çeteler tarafından sarıldığı için zaten Şengal Dağı’na da kaçamazlardı. Çocuk, yaşlı, genç, kadın dinlemediler herkesi katlettiler. Til Afer’de bir su kuyusu var içerisi cenaze doludur...” dedi.

“Asla unutmayacağım”

Koskoca bir köyün tamamen katledildiğini ve bunu asla unutmayacağını söyleyen Bêzar Bercesê, “Koço köyü perişan edildi, 50 haneden tek bir kişi bile bırakmadılar. Artık kimse içinde yaşayacak gibi değildi... Bizim ailemizden 8 kişi katlettiler. Eşim Mîrzayê Silêman, kardeşi Usivê Silêman, Siudê Silêman, Newafê Silêman, yengemin oğlu Şamilê Mirza Mehsinê Mirza Hemut ve Seban katledildiler. Uzun yıllardır soykırımlara karşı varlığımızı halen sürdürüyoruz. Artık ne KDP’ye ne de Irak güçlerine güvenmiyoruz. Bu kadar şehit verdikten sonra nasıl güvenelim. Şimdi de bizi katledebilirler ama biz buradan gitmeyeceğiz” mesajını verdi.