Bir Jinwar heyecanı…
Burası Jinwar köyü. Yaşadıkları geriliklere karşı yeniden doğmak, yeniden yaşamak için bir araya gelen kadınların yaşadığı bir köy. Her birinin farklı bir hikayesi var. Her biri farklı bir halktan.
ZEYNEP NERGÎZ
Mardinden esen, yüzümüzü hafif okşayan bir meltemi andıran serin rüzgarın esintisi ile Jinwar köyüne giriş yapmıştık. Kadın eliyle kurulan ve sadece kadınların yaşadığı köyün her adımını karışlarken içimizi saran hoş heyecanın akışına kapılıyorduk. Öylesine tatlı bir heyecandı ki duyduğumuz. Gürül gürül akan suyun muhteşem sesi adeta özgürlüğün sesi gibiydi. Bu sese bu sıcaklığa bırakıyorduk duygularımızı... kadın eliyle ekilen rengarenk çiçekler biraradalığın resmiydi.
Güneşin ışınları Jinwar’ın havasına hafif bir sıcaklık ekliyordu. Kuş sürülerinin metrelerce yükseklikten gerçekleştirdikleri şov, doğanın özgür olduğunun fotoğrafını oluşturuyordu. Jinwar’ın topraklı yollarında el ele veren çocukların tebessümü yeniden doğuşun resmiydi sanki…
Bir Arap kadını eline tırmığı alıp bahçesindeki toprağı yumuşatıyordu ya da ölü otları temizliyordu. Bahçesine yeşillik ekmişti. El emeğim diyordu. “Bu yüzden çok kıymetli ve sıcak geliyor, bu yüzden daha çok seviyorum” diyor. Güllerin karesinden neolitiği andıran evler beliriyor. Kırmızı kelpiç ile kadın elinden yapılmış. Evler toprak kokuyor, kadın kokuyor diyordu Arap anne.
Çocuklar toprak yollardan sohbet ede ede volta atıyorlar. Hayvanlar şiddetten uzak bir köyde olduklarının sevincini yaşıyor adeta. Şirin öğretmen, çocuklara ders vermek için okula doğru yol alıyor.
Evet, burası Jinwar köyü. Yaşadıkları geriliklere karşı yeniden doğmak, yeniden yaşamak için bir araya gelen kadınların yaşadığı bir köy. Her birinin farklı bir hikayesi var. Her biri farklı bir halktan. Bunun hiç önemi yoktu. Birbirlerinin dilini bazen anlamıyorlardı. Bu da sorun değildi.
Onların ortak dili kadınca değerlerde buluşuyordu. Her birinin sevinci, üzüntüsü, heyecanı birbirlerinden aldıkları güç ile ortaklaşıyordu. Örneğin, biri DAİŞ’in elinden, bir diğeri eşinin zulmünden kurtarılmıştı. Ama hepsinin birleştiği ortak nokta Jinwardı. Kendilerini Önder Apo’nun felsefesi ile yeniden canlı kılıyor yeniden heyecanlandırıyorlardı. Bu muhteşem köy örneğinin ilk halkı değillerdi elbet. Ama ilk olma heyecanını köye gelen her kadın kendinde bir parça yaşıyordu.