kültür/sanat

  • “Çocuk yazınında dil her şeydir!” 

    Çocuk kitapları yazarı Oya Uslu, çocuk edebiyatının, hata kaldırmadığını belirtiyor ve ekliyor: “ İyi niyetli olmak bile başlı başına yetmiyor. Tıpkı yetişkinlere yazıyormuş gibi felsefe bilmeli, sosyoloji bilmeli psikoloji bilmeli. Yoksa ortaya doyurucu metinlerin çıkma şansı hiç yok!”

  • “Etnik kimlikli kadınları çiziyorum” 

    Ressam Nuran Boztaş yaşadığımız bu zor dünyada, bu kaos ortamında üstelik her kültürde giderek sessizleşen, bastırılmaya çalışılan ‘Kadın’ı” tuvallerine aktarıyor. Bu kadınlar, hep etnik kimlikli kadınlar. Bedevi’yi çiziyor, Çingene’yi çiziyor, Hindistanlı bir kadını çiziyor, Kürt bir kadını çiziyor… Hep kimliğini ifade eden kadınları çiziyor. Nedenini şöyle açıklıyor: “Çizdiğim kadının bundan haberi olmasa da, ben onunla bir bütün olduğumu düşünüyorum. O Bedevi kadının arkasındaki toprağı ben hissediyorum. Çölün sıcaklığını, gecenin soğukluğunu hissediyorum. O kadının yaşadığı şeyi ben hissediyorum. Hissettiğim için onu yapıyorum.”

  • Sözü kadınlar yaratıyor 

    Kadınlar kelimeleriyle hayatı yeniden kuruyor. Erkeklerle dilleri tamamen ayrışan kadınlar, edebiyat dünyasında da “görünmez” kılınıyor. Oysa bu dünyanın kendi pencerelerinden, anadilleriyle yazan kadınların kelimelerine ihtiyacı var.

  • Babaannemin Kızkardeşleri! 

    “Bir ‘son cümle’ için, bir bitişten çok bir başlangıca işaret etmem gerektiğinin sezgisiyle toparladım kâğıtlarımı… Artık vücut bulmak isteyen bir ses, sesini arayan bir imge, bir solukla dolmak isteyen bir hikâye bekliyordu sanki beni” der Yazar Aslı Erdoğan ‘Artık Sessizlik Bile Senin Değil’ kitabında . İşte Atlas Arslan da son bulan bir hikâyenin ardından yani babaannesinin ölümünden sonra yollara düşüp bir başlangıca imza atmış. Sekiz farklı kadının hikâyesini “Babaannemin Kızkardeşleri” kitabında okuyucu ile buluşturmuş.

  • Bizim “Aze”: Aysun Timurcan 

    Çoğumuzun, İlkay Akkaya’nın sesiyle kulağımızda kalan “Aze” şarkısının, aslında Aysun Timurcan’a ait bir beste olduğunu biliyor muydunuz? Aysun, kendi tabiriyle yeraltından giden bir besteci ve ressam. Belki de bu yüzden “Aze” bestesi uzun süre anonim bir eser olarak bilinmiş olabilir. Aslında sadece kadınlardan oluşan Grup Dost Yürek isminde 90’lardan beri devam eden bir müzik grubu da var. Bu çok yönlü kişiliğe bir de okul öncesi eğitmenliğini ekliyor ve bir yandan da sanatsal üretimlerine yıllardır ara vermeden devam ediyor.

  • Kentin duvarlarını tuvale dönüştüren Mural Sanatı 

    Duvarlara resim yapmanın yeri, insanlık tarihinde oldukça eskilere dayanıyor. Günümüzde ise duvarlara yapılan resimler çağdaş bir sanata dönüşmüş. Mural sanatını, vinçlerin ve iskelelerin tepelerine korkusuzca çıkıp icra eden kadınlardan biri de Aslınur Ulus.

  • Karikatürist Aslı Alpar: Mizah egemenin yanında yer almaz! 

    “Karikatür dergileri, bize mağduriyetimizi hatırlatan ve bizi asla güçlendirmeyen bir görsel dille komiklik ürettiler. Dergiler, her konuda muhalif duruşu takınabildiler ama heteroseksizme ve cinsiyetçiliğe karşı bir komiklik üretemediler. Ama mizah öyle bir şey değil. Mizah, egemenin yanından uzaklaştıkça ve egemen olana karşı komiklik üreterek mümkün olabilir. Bence karikatürün politik bir derdi olmalı. Karikatürün iktidarla bir derdinin olması gerekiyor. Yoksa komik olabilir ama bu komik mizah olmaz, karikatür olmaz. Çizginin hicvi olmaz.”

  • “Sahne bulamıyoruz!” 

    MKM sanatçılarından Ruken Yılmaz, “Kürtçe müzik yapmanın zorluklarını say say bitiremeyiz ama bizim için en elzem meselelerden biri sahne sorunu. Halkla buluşmak ve en önemlisi o mekânlarda birlikte direniş ruhunu büyütmek en esas aldığımız hususlardan biriyken sahne bulamayışımız, konser mekânlarının salonlarını bizlere vermeyişi bizler için çok zorlayıcı. Diyelim ki bir yer kazara konser mekânını verdi o zaman da son anda emniyet tarafından güvenlik gerekçesiyle konserimiz iptal ediliyor” diyor.