kültür/sanat
-
“İçimdeki ölümsüzlük hissini sanatla karşılıyorum”
Duvar Ressamı Firdevs Çakıl, sanatın pek çok alanıyla ilgileniyor. Resim yapıyor, şarkı söylüyor, müzik aleti çalıyor... Her sanat dalını öğrenmeye çalışıyor. Sanatın olduğu her yerde bulunmak istiyor. Bir şey için “yapılamaz” denince, ona saçma geliyor. Yapabilmenin yollarını bulmak tutkulu bir arayış onun için. Kendisini geliştirdiği her alan, üretim alanlarını geliştiriyor, her şeye daha geniş bir yelpazeyle bakabilmesini sağlıyor.
-
Palmiye yapraklarından ürettikleri sepetler ile kütüphane açtılar
İran’a bağlı Dehkhan köyünde palmiye yaprakları ile sepet ören kadınlar, kazandıkları para ile 2010 yılında “Fatemeh Kütüphanesi”ni açtı. Bu köy UNICEF tarafından da “kitap seven bir köy” olarak seçilirken, kütüphanenin şu an 500 üyesi bulunuyor. Kadınlar şu an kütüphanenin eksiklikleri için de kolları sıvayarak, tekrar sepet yapımına başladı.
-
Fotoğrafçılıktan plastik makyaj sanatçılığına uzanan İbtihal’in hikayesi
İnternetteki videoları izleyerek öğrendiği plastik makyaj sanatında şimdi ustalaşan Bingazili İbtihal Al-Maqtouf, sözlü saldırılara maruz kalsa da sanatını icra etmeyi bırakmıyor. Umudunun büyük olduğunu söyleyen İbtihal, Libyalı kadınlara da hayalleri için mücadele etmesi gerektiğini belirtiyor.
-
“Müziği yoldaş gibi görüyorum”
Sanatçı Berfin Aktay, “Müzik hayattır bakış açısına sahip biri değilim ama hayatımı hiçbir zaman müziksiz de düşünmedim. Müziği; bana yol arkadaşlığı yapacak bir yoldaş gibi görüyorum.” diyor.
-
“Ne istiyorsan söyle”
Yemenli sanatçı Emaan İbrahim uzun yıllar ayrı kaldığı müzik hayatına “Ne istersen söyle” albümü ile geri dönüyor. Yemen’in karanlık günlerinin sanatla aydınlanacağını umduğunu söylerken Yemenli kadın sanatçılara, “Eğer gerçek bir yeteneğiniz varsa, onu toprağın altına gömmeyin. Sanatçı olmaktan utanmayın, gurur duyun ve başınızı dik tutun” diye sesleniyor.
-
Feziya Sahib Cezayir motiflerini resim ve tasarımlarında buluşturuyor
60 yaşındaki Feziya Sahib hayatta hangi yaşta olursa olsun kadınların sanata el atabileceklerini ve üreterek örnek olabileceklerini gösteriyor. Emekli olduktan sonra resim ve objelerle resim yapmaya merak salan Feziya Sahib ilk sergisini açtı.
-
“Dünya avcumun içindeydi”
“Başkalarının çektiği, bize usta olarak gösterilen insanların işleri değildi benim için fotoğrafı vazgeçilmez kılan, ama neydi? Ben içedönüklüğümün de etkisiyle elimde makina varken, gözüm o vizörden bakıyorken, kendimi daha özgür, daha iyi, daha eyleyebilir hissettim, dünyanın küçücük etkisiz bir parçası gibi değil. Gören, düşünen, diyecek sözü olan bir özne olarak, optik marifetiyle dünya avcumun içindeydi.”
-
Sharon Stone’dan “İki kez yaşamanın güzelliği” kitabı
ABD’li oyuncu Sharon Stone, "The beauty of living twice - İki kez yaşamanın güzelliği" adını verdiği otobiyografisini yayınladı.
-
Yemenli Munîra, tehditlere rağmen hayallerinden vazgeçmiyor
Aden’den başlayıp dünya podyumlarında Ortadoğu ve Afrikalı kadınların kıyafetlerini sergileyen Munîra Fêsal, aldığı ölüm tehditlerine rağmen hayallerinden vazgeçmediğini belirtiyor.
-
Sîdar ve Dilyar kardeşlerin müzikle başlayan yol arkadaşlığı
Keman duygu yüklü tınısı ve büyüleyici sesiyle usta ellerde şaheserlerin ortaya çıkmasını sağlıyor. İnsan sesine en yakın müzik aleti olan keman, Sîdar ve Dilyar kardeşleri kan bağının da ötesinde buluşturmuş.
-
Aryen Xelîl’in dengbejliğe yolculuğu
Aryen Xelîl, 8 yaşından bu yana her ezgiye kulak verdi; eşlik etmeye çalıştı. O çocukluğundan bu yana kesintisiz adımlarla dengbej olma yolunda.
-
SİYAD Onur Ödülü oyuncu Nur Sürer’e verildi
53. SİYAD Ödülleri sahiplerini bulurken, oyuncu Nur Sürer, Onur Ödülü’ne layık görüldü.
-
Çok duygulu, çok dilli yazar: Enahîta Sîno
Kuzey Doğu Suriyeli kadın bir yazar olmak demek duygularınızın da çok dilli olması demek anlamını taşıyor. Duygu ve düşünce dünyası zengin insanlar ise yaşadıklarını yansıtmak için her türlü araca tutunuyor, yazmak da işte bunlardan bir tanesi. 48 yaşındaki Enahîta Sîno, çok dilli duygularını kalemi ile de öyle işleyen bir yazar olma yolunda…
-
Dengbêj Herêm Nergiz sesi ile büyülüyor
Küçük yaşına rağmen eline aldığı sazla dengbêji şarkılar seslendiren Herêm Nergiz, sesiyle herkesi kendine hayran bırakıyor. Anadilinde söylediği şarkıların kendisinin müziğe olan ilgisini artırdığını belirten Herêm Nergiz, geçmişten gelen değerleri ileriye taşımak için elinden geleni yapacağını söylüyor.
-
5’inci tiyatro festivali yarın başlıyor
Kuzey Doğu Suriye’de her yıl düzenlenen tiyatro festivalinin 5’incisi yarın “Waşokanî Çığlığı” sloganıyla başlıyor. Festivalin ana teması bu yıl ortak yaşam, direniş ve mücadele.
-
Sûsika şarkılarını kadın mücadelesi için söylüyor!
Sûsika, müzisyen öğretmenlerin oluşturduğu yeni bir müzik grubu. Grup ismini, ilk kez sahneye çıkan kadın dengbej Sûsika Simo’dan alıyor. Sûsika Grubu’ndaki müzisyen kadınlar, repertuvarlarında çok dilli etnik müziklere yer vererek kadın mücadelesine şarkılarıyla destek vermeyi amaçlıyor.
-
Kara turizmden çıkan belgesel: “Hayat Ağacı”
Uzun yıllar turist rehberliği yapan Filiz Temiz Gecikmiş, “kara turizm” diye adlandırılan, trajedilerinin, felaketlerin yaşandığı yerlere insanların seyahat etmeleri ilgili de çalışmalar yapıyor. Filiz hikaye anlatıcılığını çok sevdiği için, kara turizm çalışmasına Mardin’de devam ederken yolu belgesel sinemayla da kesişiyor. Tüm bu becerileri birleşince Mardin’deki incelemesinden “Hayat Ağacı” isimli belgeseli ortaya çıkıyor.
-
Ewaş Ana: Kültürel değerlerimize sahip çıkalım
Ewaş Ana’nın elinden her ‘iş’ geliyor. O toplumsal kültürün kadın eliyle aktarılacağını kendisi yaşayarak deneyimlemiş. Tüm kadınları kimliğine, kültürüne sahip çıkmaya çağırırken “Kültürümüzü yansıtacak el işlerimiz kendimizi korumanın yolu olduğu kadar görevimizdir de” diyor.
-
LGBTİ+ görünürlüğü üzerine bir kısa film: “Homur Homur”
Nergis Karadağ ve Simay Çalışkan, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü’nde lisans eğitimi sırasında tanışıyorlar. İkisi de kadın çalışmaları, queer kuram ve bu konuların medyaya yansımasını araştırmaya ilgi duyuyor. Bunun üzerine “Homur Homur” isimli ilk kısa belgesel animasyon filmlerini LGBTİ+ görünürlüğü konusu üzerine çekiyorlar. Mizahi bir dili benimsemiş oldukları filmlerinde “Homofobiniz yerin dibine batsın!” sloganını da ironik bir şekilde irdeliyorlar.