TAJÊ: Irak’ta yeni bir soykırım tehdidi var
TAJÊ, Kişisel Statü Yasası ve Genel Af Yasa’nın doğurduğu tehlikelere dikkat çekerek uluslararası kurumlara mektup yolladı. İnsanların yaşam haklarının tehlikede olduğu vurgulanan mektupta yasaların yeni soykırımlara kapı araladığına dikkat çekildi.

Haber Merkezi- Irak Parlamentosu'nun 20 Ocak'ta Kişisel Statü Yasası ve Genel Af Yasası ismiyle onayladığı iki yasa, özellikle insan hakları ve toplumsal adalet açısından endişeleri arttırırken aynı zamanda hem yerel hem de uluslararası tepkilere de neden oldu. Onaylanan yasalarla 9 yaşındaki kız çocuklarının evlendirilmelerinin önü açıldı; kadınların velayet, evlilik ve boşanma hakları ellerinden alındı. Aynı zamanda yasayla IŞİD çetelerinin serbest bırakılmasını sağlayan Genel Af Yasası da itirazlara rağmen onayladı.
Êzidî Özgür Kadın Hareketi (TAJÊ), her iki yasayla ilgili tehlikelere karşı önlem almak ve uluslararası alanda farkındalık yaratmak amacıyla Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, UNICEF’in Irak Temsilciliği, Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonu (UNAMI) ve Êzidî Soykırımı’nı resmen tanıyan 14 ülkeye mektup gönderdi.
‘Êzidî kadınların yaşadıkları görmezden gelindi’
TAJÊ, mektubunda her iki yasanın da Irak Parlamentosu gündemine alındığı tarihe dikkat çekti ve 3 Ağustos 2014 Fermanı’nın 10’uncu yıl dönümü olan 5 Ağustos 2024’te Irak Parlamentosu’nun bu yasaları gündemine aldığını hatırlattı. Mektupta “Başta Êzidî kadınlar olmak üzere tüm Iraklı kadınlar ve toplumun geneli yasaya karşı güçlü bir tepki gösterdi. Ancak buna rağmen Irak Parlamentosu, kadınların ve toplumun taleplerini görmezden gelerek 20 Ocak’ta bu iki yasayı onayladı” denildi. Êzidî kadınların 3 Ağustos 2014’te gerçekleştirilen fermanda IŞİD çetelerinin vahşetine maruz kaldığına dikkat çekilen mektupta binlerce Êzidî kadının akıbetinin hâlâ bilinmediği vurgulandı. Mektupta “Fermanın üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen failler hâlâ yargılanmadı. Henüz açılmamış onlarca toplu mezar var ve binlerce Êzidî kadın, çocuk ve erkeğin bulunması için hiçbir çaba gösterilmiyor” ifadelerine yer verildi.
‘Yasa yeni fermanların önünü açacak’
Irak’ta hâlâ yüzlerce IŞİD gizli hücresinin bulunduğu ve yüzlerce çetenin Irak hapishanelerinde tutulduğu kaydedilen mektubun devamında şu ifadeler yer aldı:
“Genel Af Yasası, şu anda Irak hapishanelerinde bulunan DAİŞ üyelerinin serbest bırakılmasının önünü açıyor. Eğer hapisteki DAİŞ’liler serbest bırakılırsa sayıları binlere ulaşacak. O zaman DAİŞ, eskisinden daha güçlü ve canlı hâle gelecektir. Bu durum sadece Irak için değil, komşu ülkeler ve hatta Avrupa için de tehdit oluşturuyor. Irak hükümeti, DAİŞ’in varlığını sürdürmesi ve genişlemesi için hukuki zemin hazırlıyor. Bizler, Êzidî kadınlar olarak bu mektupla içinde bulunduğumuz tehlikenin görülmesini istiyoruz. Bu yasa, Irak’ta yaşayan tüm halklar için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. DAİŞ çetelerinin yararlandığı ve sonunda serbest kalmalarına yol açan Genel Af Yasası, yeni katliamların ve fermanların önünü açacaktır.”
‘Yeni bir soykırım tehdidi var’
Uluslararası güçlerin ve insan hakları örgütlerinin yaşananlara sessiz kaldığı vurgulanan mektupta “3 Ağustos 2014’teki 74’üncü fermanı resmen tanıyan ve aynı zamanda Birleşmiş Milletler’e üye olan ülkeler, soykırımı tanırken Êzidîlerin yeni soykırımlardan korunması gerektiğine dikkat çekmişti. Ancak bugün Irak’ta yaşayan Êzidî toplumu ve diğer gruplara yönelik yeni bir soykırım tehdidi var. Bu tehlikenin görülmesini istiyoruz. Êzidî toplumu ve Êzidî kadınlar yeni bir ferman riskiyle karşı karşıya. Bu yasalar yürürlükten kaldırılmazsa, yeni bir soykırım gerçekleşecek ve bundan Irak hükümeti sorumlu olacak” denildi.
‘Görev ve sorumluluklarınızı yerine getirin’
Kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesi tehlikesine de dikkat çekilen mektupta bunun yaşam hakkının ihlali olduğu vurgulanarak son olarak şunlar belirtildi: “Öte yandan, 9 yaşındaki kızlarla 15 yaşındaki erkek çocuklarının evlenmesinin önünü açan Kişisel Statü Yasası, uluslararası hukuka, insan haklarına ve Birleşmiş Milletler’e uygun değildir. Bu yasa, kadın, çocuk ve toplum haklarının ihlali anlamına geliyor; yaşam hakkının ihlali anlamına geliyor. Bu tehlikelerin önüne geçmek için sizden görev ve sorumluluğunuzu yerine getirmenizi ve Irak hükümetine bu yasaların yürürlükten kaldırılması yönünde baskı yapmanızı istiyoruz.”