Sudan’da kadın ve çocuklar kamplarda salgın hastalıklarla karşı karşıya

Sudan’daki çatışmalar nedeniyle ülke içinde yerlerinden edilerek Kızıldeniz eyaletinde kurulan bir kampa sığınan kadınlar ve çocuklar tuvalet, hijyen, ilaç, gıda, sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalırken salgın hastalıklar için de tedbir alınmıyor.

SALMA AL-RASHİD

Sudan - Sudan'da 15 Nisan 2023 tarihinde ordu ile paramiliter Hızlı Destek Güçleri arasında başlayan çatışmalar devam ediyor. Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Göç Örgütü (IOM) verilerine göre; Sudan’da çatışmalardan bu yana 7,7 milyondan fazla kişi zorla yerinden edildi. 6 milyon kişi ülke içinde yerinden edilirken, 1,7 milyondan fazla Sudanlı ise komşu ülkeler Güney Sudan, Çad, Etiyopya, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Libya'ya göç etmek zorunda kaldı.

Yerinden edilenlerden 500’ü kadın 350’si çocuk olmak üzere bin 537 kişi de Kızıldeniz Üniversitesi’nde kurulan kampta zor koşullarda yaşıyor. Kamplarda kalan kadınlar ve kamp sorumlusu ajansımıza konuştu.

‘359 aile kalıyor’

Kamp sorumlusu Rumah Musa Hassan, "Kamp, Kızıldeniz Eyaleti'ndeki diğer kamplarla karşılaştırıldığında en büyüğüdür. Yaklaşık 359 aile kalıyor. Kampa, geçen yıl 18 Haziran'dan bu yana yerinden edilenler kabul edilmeye başlandı. Bunların bir kısmı daha sonra Komorlar, Nijerya, Afrika ve Suriye’ye tahliye edildi” dedi.

‘Salgın hastalıklar yayılıyor’

Kampta yaşanan sorunlara değinen Rumah Musa Hassan, “Hijyen eksikliği birçok salgın hastalığın yayılmasına neden oluyor. Koleranın neden olduğu ölümler kaydedildi ve bazı kadınlarda anemi tespit edildi” dedi.  Çatışmalar nedeniyle işini kaybeden kadınların ekonomik olarak güçlükler yaşadığını vurgulayan Rumah Musa Hassan, “Kadınlar yollarda çay ve kahve satmak da dahil olmak üzere başka alanlarda çalışmak zorunda kaldılar” dedi.

‘Bazı kadınlar kampın avlusunda kaldı’

Çatışmalar nedeniyle Hartum şehrinde yerinden edilen Nour Abdel Latif de, kampta kalan kadınlardan biri. Sağlık başta olmak üzere bir çok sorun nedeniyle zor günler yaşadıklarını dile getiren Nour Abdel Latif,  “UNICEF’e bağlı insani yardım kuruluşları sadece üç çadırı yerinden edilmiş kişilere sağladı. Bazı kadınlar kampın avlusunda kalmaya zorlandı. Bu yüzden yerde uyudular. Bu arada bazı yerel dernekler onlara yardım çantaları da dahil olmak üzere bazı temel malzemeleri sağladı” şeklinde konuştu.

Göç yolunda ailesiyle birlikte 3 şehir değiştirdi

Kadınlardan Zubeyda Osman da, şiddetli çatışmalar nedeniyle yaşadıkları Jabal Awlia bölgesinin boşaltılmasının talep edilmesinin ardından annesi, büyükannesi ve 3 çocuğuyla birlikte önce El-Cezire eyaletine gittiklerini anlattı. Vad Medeni şehrine ulaşmak için birden fazla araba kullanmak zorunda kaldıklarını aktaran Zubaida Othman, şunları aktardı: “Kendimi çok yorgun hissettim ve tedavi olmam gerekiyordu. Ancak hastane, masrafları karşılamam halinde tedavi olmamı kabul ediyordu. Ödeme yapamadığım için durumum kötüleşti. Bu yüzden daha uygun bir yer arayışına girdik. Sennar şehrinin doğusundaki bir köye gittik ve orada yaklaşık bir hafta kaldıktan sonra Port Sudan şehrine gelerek burada Kızıldeniz Üniversitesi'nin kız öğrencileri için hazırlanan barınma kampına yerleştik.”

5 yıldır kanser hastası olduğunu belirten Zubaida Othman, kamp koşullarında da tedavisini düzenli olamadığını anlattı. Zubaida Othman, “Sürekli olarak kullanmak zorunda olduğum ilaçlar var. İlaçların pahalı olması nedeniyle kemoterapi almakta zorlandım” dedi.

‘4 ay boyunca yatakların altında saklandık’

Kadınlardan Zeyneb Al-Samani de Nyala şehrinde yerinden edildi. Evinin askeri garnizona yakın olduğunu anlatan Zeyneb Al-Samani, “Sürekli çatışma ve uçak sesleri duyuyorduk. 4 ay boyunca her seste yatakların altında saklandık. Yiyecek ve su temininde büyük sıkıntılar yaşadık. Komşum ve akrabamın evine bomba düştü ve yaşamlarını yitirdiler. Bu yüzden ailemle birlikte evden çıkmaya karar verdik” diye konuştu.

‘Yeterli sayıda tuvalet yok’

Birkaç şehrin ardından daha güvenli bir yer olduğunu düşündükleri Port Sudan’a geldiklerini dile getiren Zeyneb Al-Samani, kaldıkları kampın koşullarına ilişkin şunları aktardı:

“Kampta yaşam koşullarımız çok yetersiz. Hijyen sorunu var ve kolera yayılıyor. Salgın hastalıklarla başa çıkmak için önlemler alınmıyor. Kampta hijyen olmadığı için sivrisinekler yoğun bir şekilde artıyor. Yeterli sayıda tuvaletin bulunmaması nedeniyle kadınlar tuvaletlerini açık alanda yapmak zorunda kalıyor. Bu da bulaşıcı hastalıkların yayılmasını artırıyor. Devlet hastaneleri yerinden edilmiş kadınlara özellikle tıbbi testler ve ilaç konusunda herhangi bir destek sağlamıyor. İlaçlar ise çok pahalı ve alamıyoruz. Hükümet yerinden edilmiş insanlara ücretsiz hizmet sağlamalıdır. Yardım kuruluşları kamptaki yerinden edilmiş insanları bu yardımlardan mahrum bırakıyor.”

‘İşsiz kaldık, iş olanakları talep ediyoruz’

İsmini paylaşmak istemeyen bir kadın da, şunları dile getirdi: “Başkent Hartum'da Nisan ayı ortasında çıkan çatışmalar nedeniyle büyük korku yaşadık. Ulaşım sorununa rağmen küçük bir araçla çocuklarımızla birlikte kaçtık. Yolculuk kolay geçmedi. Kampa geldik ancak burada da yaşam koşulları çok kötü. Su sorununun yanı sıra gerekli ilaçları fiyatlarının pahalı olmasından dolayı alamıyoruz. İşsiz kaldık ve maddi gücümüz olmadığı için ihtiyaçlarımızı alamıyoruz. Hükümet ve insani yardım kuruluşları kamptaki çocuklara ve kadınlara uygun yaşam koşullarını sağlamalarını istiyoruz. İş olanakları talep ediyoruz”

‘Çocuklarımıza eğitim imkanı sağlansın’

Kampta yaşayan Meryem isimli bir kadın da, Haj Youssef bölgesi sakinlerinden biri olduğunu belirterek, “Çatışmalar nedeniyle hayatımız tehlikeye girdi. Bu nedenle evimizi terk etmek zorunda kaldık. Evimiz zarar gördü, eşyalarımız çalındı. Çatışmalar yaşadığım topraklardan göç etmeme neden oldu. İlgili yetkililerin çocuklarımıza eğitim imkanı sağlamalarını istiyoruz” diye konuştu.

‘Kampın aşırı kalabalık olması nedeniyle uyuyamıyorum’

Kampta kalan çocuklar da zorluklardan payını alıyor. Bu çocuklardan biri de Meryem İsmail. Kampın koşullarını ağlayarak anlatan Meryem İsmail, kampın aşırı kalabalık olması nedeniyle uyuyamadığını belirterek, “Çatışma seslerini unutamıyorum” dedi. Çatışmalardan güvenli bir çıkış bulabilmek için Wad Madani şehrinden Sennar şehrine ulaşana kadar kilometrelerce yol yürümek zorunda kaldıklarını anlatan Meryem İsmail, “Birkaç gün sonra bir kamyona binip kaçtık. Korku dolu yolculuğumuz bir hafta sürdü. Sonra Kızıldeniz Üniversitesi'ndeki kampa ulaştık” dedi.