Muhafazakarlık uğruna ne kayyımlar atanıyor
Boğaziçi Üniversitesi’nden başlayan ve tüm Türkiye üniversitelerine yayılan eylemlerde öğrenciler, atanmış rektörlerin istifa etmesini ve rektörlük seçimlerinin tüm üniversite bileşenleriyle gerçekleştirilmesini istiyor. Bu talep gaz, plastik mermi, ters kelepçe, gözaltılar ve çıplak aramalar, kısacası şiddetle karşılık buluyor.
Haber Merkezi- Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne atanmasının üzerinden tam bir ay geçti. Bu bir ay içinde kayyım rektörün protesto gösterilerine birçok öğrenci katıldı. Ancak bu gösteriler polisin yığınakları ve sert müdahaleleri de aşan saldırılarıyla sonuçlanıyor. Gaz, plastik mermi, ters kelepçe, gözaltılar ve çıplak aramalar…
En son kayyım Melih Bulu’nun talimatıyla kampüse giren polisler, tam 159 öğrenciyi gözaltına aldı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter hesabından öğrencileri “harekete geçirdiğini” iddia ettiği bir karar belgesi yayınladı. Melih Bulu imzalı bu belgede, LGBTİ Çalışmaları Kulübü’nün düzenlediği “sanat sergisi ve odasında bulunan yasadışı yayınlar nedeniyle” kapatıldığı ifade ediliyordu. Ama gerçek bu değildi. Karardan öğrencilerin haberi yoktu ama Fahrettin Altun söz konusu kararın gündüz yaşanan eylemlerin nedeni olduğunu iddia etmişti. Kararın topluluk üyelerine ertesi gün tebliğ edildiği açıklandı.
Hedefte öğrenciler var
LGBTİ+ Çalışmaları Topluluğu’nun kapatılmasına tepkiler de gecikmedi. Üstelik kayyım rektör Boğaziçi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü’nün ve LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü’nün ortak kullandığı odanın kilidini değiştirmişti. Bu odaya öğretim görevlileri de alınmadı. Kayyımın atanmasının ardından tepki gösteren tüm öğrenciler hedef gösterildi. Bu dönemde özellikle iktidar LGBT+’ları hedefe alıyor çünkü bu politikayı bu aralar muhafazakarlığı kazanmanın temel ve önemli yollarından biri olarak görüyor. Üstelik bu yolda tüm hukuksuzluklara da göz yumuluyor.
Üniversiteler ele geçiriliyor
“Sapkın” ifadeleri ile nefret suçlarını pekiştiren yetkililer ve en başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve elbette iktidar üniversiteleri ele geçirmek için hiçbir şey yapmaktan çekinmiyor. Üniversitelerin özerkliğinin tanınmaması, rektörlük seçimlerinin kaldırılması, ÖTK seçimlerinin yaptırılmaması gibi müdahaleler sürekli karşımıza çıkıyor. Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun atanması son örneği. Üniversitelerde kadınların ve LGBT’+ların alanları daraltılıyor.
YÖK’ün Toplumsal Cinsiyet Tutum Belgesi’nin kaldırılması, “toplumsal cinsiyet eşitliği” kavramının müfredattan çıkarılarak yerine “cinsiyet adaleti” kavramının yerleştirilmeye çalışılması ve üniversiteler bünyesindeki Kadın Araştırmaları Merkezlerinin “Aile Araştırmaları Merkezleri”ne dönüştürülmesi yaşanan sürecin bir kısmını özetliyor.
Boğaziçi Üniversitesi’nden başlayan ve tüm Türkiye üniversitelerine yayılan eylemlerde öğrenciler, atanmış rektörlerin istifa etmesini ve rektörlük seçimlerinin tüm üniversite bileşenleriyle gerçekleştirilmesini istiyor.
Erdoğan ‘terörist’ dedi öğrencileri hedef gösterdi
Türk Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep T. Erdoğan dün AKP 7. Olağan Artvin, Bilecik, Çankırı, Gaziantep, Iğdır il kongrelerine parti genel merkezinden canlı bağlantıyla katıldı. Erdoğan öğrencilerin haklı mücadelesini hedef göstererek şu ifadeleri kullandı:
“Bu ülke, teröristlerin hakim olduğu bir ülke olmayacak buna da asla fırsat vermeyeceğiz, bunun böyle bilinmesini istiyorum. Onun için de gereği neyse bunu yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Artık bu ülke Taksim’deki bir Gezi olayını yaşamayacak ve yaşatmayacaktır. Biz, teröristlerle beraber olmadık olmayacağız. Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te teröristlere nasıl oraları mezar edip, nasıl inlerine girdiysek bundan sonra da her yerde aynı şekilde buna devam edeceğiz.
LGBT, yok böyle bir şey. Bu ülke millidir, manevidir ve bu değerlerle geleceğe yürümektedir.
Bizim gençliğimiz polisine saldıran değil, tam aksine polisiyle beraber el ele, dimdik yola devam eden bir gençliktir.”
“Kayyum zulmü bitene kadar mücadeleye devam”
Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan AKP’li kayyım rektör Melih Bulu’yu protesto ettikleri için öğrencilerin yapmak istediği açıklamaya polis müdahale etmiş ve 228 kişiyi gözaltına almıştı. Gözaltına alınan öğrencilerden birçoğu emniyet ifadelerinden sonra serbest bırakılırken, 51 öğrencinin ise gözaltı süresi uzatıldı.
Dünakşam saatlerinde Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ne getirilen öğrencilere “Kamu malına zarar verme” ve “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri kanununa muhalefet” suçlamaları yöneltiltildi. Öğrencilerden 12’sine ev hapsi verilirken 9’u adli kontrol ile serbest bırakılmıştı. 30 öğrenci ise tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmişti.
Savcılık sorguları tamamlanan 30 öğrenci serbest bırakıldı. Öğrencilerin bir kısmı yurt dışı çıkış yasağı ve haftada bir imza adli tedbir kontrolü ile serbest bırakıldı.
Serbest bırakılan öğrenciler adliye çıkışında "Arkadaşlarımızın acilen serbest bırakılmalarını istiyoruz. Kayyum zulmü bitene kadar mücadelemiz devam edecek” açıklaması yaptı.
BM’den çağrı
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan AKP’li rektör Melih Bulu’yu protesto eden öğrencilere karşı hükümetin aldığı tutumlara tepki gösterdi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ayrıca protestolarda gözaltına alınan öğrencilerin de serbest bırakılması çağrısında bulundu.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin resmi sosyal medya hesabından yapılan açıklamada “Barışçıl gösterilere katıldığı için gözaltına alınan bütün öğrencilerin ve protestocuların hemen serbest bırakılması için çağrıda bulunuyor ve polisin aşırı güç kullanımına son vermesini talep ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği aynı zamanda AKP’li Bakanların LGBTİ+ bireylere yönelik ithamlarına dikkat çeken açıklamalarında, “Yetkililerin LGBT bireylere yönelik nefreti ve ayrımcılığı teşvik eden homofobik ve transfobik açıklamaları kınıyoruz.” denildi.
ABD’den kınama
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, düzenlediği basın toplantısında AKP'li Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasına karşı düzenlenen gösteriler ve öğrencilerin gözaltına alınması hakkında açıklama yaptı.
Yeni rektör atanmasına karşı gerçekleştirilen barışçıl eylemleri yakında izlediklerini söyleyen Price, öğrenci ve diğer protestocuların da gözaltına alınmasından endişe duyduklarını ifade etti.
Ned Price, "İfade özgürlüğü, bazı kelimelerin bazıları için utanç verici göründüğü durumlar da dahil, işleyen bir demokrasinin çok önemli bir bileşenidir. Korunmalıdır" diyen Price devamla "ABD, insan haklarının korunmasını bir öncelik olarak görüyor ve temel demokratik özgürlükleri için mücadele edenlerin yanında yer alıyor" ifadelerine yer verdi.
Son olarak Ned Price, ayrıca "cinsel azınlıklara karşı nefret söylemini şiddetle kınadıklarını" da söyledi.