Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlar: Tehditlere karşı barışı savunmaya devam edeceğiz
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik artan tehditleri karşısında kadınlar, ısrarla “Barışı savunmaya devam edeceğiz” diyor.

Haber Merkezi - Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik artan tehditleri karşısında, bölgedeki kadınlar dış müdahale istemediklerini ve ulusal diyalog ile barışçıl çözümlerden yana olduklarını vurguluyor. Kadınlar, Demokratik Ulus sistemini savunarak, Suriye halkının tüm bileşenlerinin haklarını güvence altına alan bu sistemin en uygun çözüm olduğunu ifade ediyorlar.
‘Kalıcı çözüm karşılıklı diyalogla sağlanabilir’
Şehit Aileleri Meclisi Üyesi Fatma El-Casim, ülkede yaşananların Suriye halkını ilgilendiren bir iç mesele olduğunu belirterek, dış müdahalelere kesin bir dille karşı çıktığını söyledi. Fatma El-Casim, farklı halk bileşenleri arasında ulusal uzlaşıyı ve ortak çalışmayı güçlendirme çağrısında bulundu. Demokratik Özerk Yönetim ve Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) bölgede güvenliği sağlamada önemli bir rol oynadığını söyleyen Fatma El-Casim, kalıcı çözümlerin ancak diyalog ve karşılıklı anlayışla sağlanabileceğini vurguladı.
‘Barışı savunmaya devam edeceğiz’
Ayrıca, 10 Mart Anlaşması’nın uygulanması ve barış sürecinin ilerlemesi gerektiğini dile getiren Fatma El-Casim, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarının Demokratik Ulus Projesi’ne doğrudan saldırı niteliğinde olduğunu ve halklar arası kardeşliği hedef aldığını ifade etti. “QSD güçleri IŞİD’e karşı büyük bedeller ödedi, binlerce şehit verildi. Barışı savunmaya devam edeceğiz” diyen Fatma El-Casim, kadınların kendi özgürlüklerini, çocuklarının geleceğini ve toplumun onurunu savunduğunu vurguladı. Fatma El-Casim, şunları dile getirdi:
"Bölge kadınları özgürlüklerine kavuşmak, çocuklarının geleceğini korumak ve toplumun bir bütün olarak onurunu korumak için sürekli mücadele ediyor. Bu zorluklar karşısında boş durmayacağız. Aksine, bu halkın evlatları olan askeri güçlerimizle birlikte mücadele etmeye, topraklarını ve vatanlarını savunmaya devam edeceğiz. Bu, onların meşru hakkı ve özgürlük ve onurunu savunmak için silah taşıyan her kadın ve erkeğin üzerine düşen bir görevdir."
‘Özerk Yönetim çatısı altında yaşayan tek bir halkız’
Fatma El-Casim, komşu ülkelerle saygı ve karşılıklı işbirliğine dayalı ilişkiler kurmak istediklerini ancak bazı Avrupa ülkelerinin Suriye krizini yalnızca kendi çıkarları doğrultusunda değerlendirdiğini söyledi. Fatma El-Casim, şöyle devam etti:
"Bu ülkeler, halkın özgürlük ve istikrar özlemlerine hizmet eden gerçek bir destek veya ciddi çözümler sunmadan, mevcut durumu siyasi ve ekonomik kazanımlar elde etmek için sıklıkla istismar ediyor. Özerk Yönetim çatısı altında yaşayan tek bir halkız. Araplar, Kürtler, Süryaniler ve Asuriler arasındaki kardeşlik bağlarıyla birleşiyoruz. Barış içinde bir arada yaşamanın, müreffeh ve güvenli bir geleceğe giden tek yol olduğuna inanıyoruz. Masumların kanının dökülmesini durdurmayı, savaş ve çatışma döngüsünden çıkmayı ve Özerk Yönetim ile Suriye hükümeti arasında, halkımızın her bir unsurunun haklarının ayrımcılık veya kısıtlama olmaksızın korunduğu, barış ve uyum içinde tek bir vatanda yaşamamızı garanti eden kapsamlı bir anlaşmaya varmayı hedefliyoruz."
‘Bölge halkları siyasal çözümlerden yana’
Rakka Kantonu Din Kurumu Üyesi Azize Xelîl de Devlet Bahçeli’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik tehditlerini kınayarak, herhangi bir askeri operasyonu reddettiklerini ifade etti. Azize Xelîl "Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik her türlü askeri operasyonu reddediyor ve kan dökülmesini durduracak ve Suriyelilerin haklarını tam demokratik siyasi diyalog yoluyla güvence altına alacak barışçıl ve siyasi çözümlere güveniyoruz" dedi. QSD’nin 10 Mart Anlaşması’na bağlı olduğunu anlatan Azize Xelîl, “QSD silah bırakmamalı çünkü bu güç bölgeyi koruyor. Biz sahil bölgesi ya da Süveyda gibi katliamlarla karşı karşıya kalmak istemiyoruz” dedi ve Türkiye’nin müdahalesinin Kürt meselesini ve Demokratik Ulus Projesi’ni hedef aldığını belirtti.
‘Kendi Geleceğimizi biz belirleriz’
Kobanê’den Kongre Star üyesi Neclê Îbrahîm ise, Türkiye’nin cihatçı Heyet Tahrir El-Şam gibi gruplarla birlikte bölgeye saldırı tehditlerini şiddetle kınadıklarını belirtti. Türkiye'nin amacının bölgede korku yaymak ve istikrarı bozmak olduğunu, ancak halkın güçlü bir örgütlülüğe ve direniş ruhuna sahip olduğunu ifade etti. Neclê Îbrahîm, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum çağrısının Ortadoğu için gerçek bir umut olduğunu; ancak Türkiye'nin bu süreci baltalamaya çalıştığını vurguladı. Neclê Îbrahîm “Suriye halkının kaderini sadece Suriyeliler belirleyebilir. Türkiye’nin bu konuda hiçbir meşruiyeti yoktur” diye ifade etti. Neclê Îbrahîm, uluslararası topluma seslenerek, Türkiye’nin işgal girişimlerinin durdurulması gerektiğini, Suriyeli halkların birleşerek özgür, demokratik ve çoğulcu bir ülke kurabileceğine inandıklarını dile getirdi.