Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi Konferansı: Türkiye suç işledi

Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi'nin konferansında kadınlar, bölgede Türkiye güçlerinin gerçekleştirdiği ihlallere dikkat çekti.

Qamişlo - Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi, “Suriye’deki kadınlar Türkiye işgali altında acılar çekiyor” başlıklı konferans gerçekleştirdi.

Qamişlo’daki Zana Salonu'nda yapılan konferansa çok sayıda kadın katıldı. Türkiye’nin kontrolündeki alanlarda kadınların siyasi, sosyal ve hukuki açıdan yaşadıkları masaya yatırıldı.

“Türkiye’nin savaş suçları arttı”

Konferansın hukuk kısmında konuşan Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi üyesi Naile Mehmud, Suriye’de yaşanan savaş nedeniyle on binlerce insanın yaşamını yitirdiğine dikkat çekti. 

“Suriye krizine dış devletlerin müdahalesi, Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırıları sonrasında Türk devletinin savaş suçları ve insanlığa karşı suçları arttı. Türk devleti ve çeteler bölgedeki gerçek toplumların güvenlik ve huzurunu tehdit ediyor. Özellikle Kürtler, Hıristiyanlar ve Êzidîler bu tehditten payını alıyor. Türk devletinin etnik katliamları ilk olarak Til Hasil ve Til Eran şehirlerinde gerçekleşti.”

“Kadınlar hedef alınıyor”

Silahlı grupların özellikle Türkiye’nin desteğini aldığını belirten Naile Mehmud, çetelerin halka karşı zulümler yaptıklarını ve özellikle kadınların hedef alındığını anlattı.

“İnsanlar zorunlu göçe tabi tutuldu. Demografik değişim yapıldı. Sivil katliamlar yaşandı. Türk devleti ve çetelerinin sivilleri hedef alması sonucu 115 kadın ve 113 çocuk şehit oldu, 216 kadın ve 237 çocuk yaralandı. Binden fazla kadın da kaçırıldı. Kadın Haklarını Araştırma ve Koruma Merkezi, 201 kadın kaçırma vakasını belgeledi. Kadın, özgürlük düşmanlarına karşı aktif bir dinamik güç oluşturmuş ve her alanda haklarını almaya, toplumu eğitmeye ve öncülük etmeye karar vermiştir. Merkezi olmayan ve çoğulcu demokratik bir Suriye'de meşru haklarını talep etmektedir. Türk devletinin Kongra Star üyelerine yönelik son saldırısı; Zehra Berkel ve yoldaşlarına yönelik vahşi saldırısıydı. Bu savaşta güçlü iradeyi ve zafer ısrarını kırmak için Hind ve Seda’yı katlettiler. Kadın Meclisi üyelerini hedef almaları kadınlar açısından bir varlık ve yokluk savaşıdır.”

“İnsan hakları aşıldı”

Konferansa online katılan Suriye Hakikat ve Adalet Kurumu üyesi İzedin Salih de hukuk bölümünde söz alarak "Kuzey ve Doğu Suriye’deki insanlar Türk işgali tarafından hedef alındı ve yerlerinden edildi. İşgalciler insanları kaçırdı, işkence etti ve öldürdü. Türk işgali ve çetelerinin ilk hedefi kadınlar oldu. Türk işgalinin işgal altındaki topraklarda işlediği suçlar tüm standartları ve insan haklarını aşmıştır ve buna bir sınır konulmalıdır. Ayrıca işgal altındaki topraklarda halkın tüm evleri ve malları çalınmış ve yağmalanmıştır” şeklinde konuştu. İzedin Salih, barış ve adalet için birlik çağrısında bulundu.

Kadınlar önerilerde bulundu

Konferansın üçüncü bölümünde de işgal altındaki topraklarda kadınlara karşı işlenen suçların kamuoyuna açıklanmasını tartıştı. Konferansın sonuç bildirgesinde ise öneriler şu ifadelerle sıralandı: 

“ Suriye krizini çözmek için işgal altındaki tüm topraklar kurtarılmalı, Türk devlet güçleri ve ona bağlı çete grupları dağıtılmalıdır.

Türk devleti işgalci devlet olarak tanımlanmalı ve tüm Suriye topraklarının Türk işgalinden kurtarılması için çağrı yapılmalıdır.

Göçmen ve mültecilerin bölgelerine dönüş çalışmaları uluslararası toplum tarafından güvence altına alınmalı ve malları kendilerine iade edilmelidir.

Türk devleti, çeteler tarafından veya onların desteğiyle işlenen suçlardan dolayı uluslararası mahkemelerde yargılanmalıdır.

Suriye krizinin çözümü Suriye'de, Suriyeliler aracılığıyla ve tüm Suriyelilerin katıldığı siyasi müzakereler yoluyla olmalıdır.

Kadınlar siyasi çalışmalara ve karar alma süreçlerine katılmalılar.

İşgalcilerin kaçırdığı tutsakların serbest bırakılması çağrısında bulunuldu.

Uluslararası izleme komitelerinin geçişi için çağrı yapıldı. Medyanın işgal altındaki topraklara girmesinin ve suçları belgelemek için medyanın önünün açılması istendi.

İşgal altındaki topraklarda hukuk komiteleri kurulmalı ve gerçekleri ortaya çıkarma mekanizmaları oluşturulmalıdır.

Uluslararası suç belgelerine ilişkin konferanslar, toplantılar ve fotoğraf sergileri düzenlenmelidir.

İşgal altındaki tüm bölgeler özgürleştirilene kadar kadınların ve toplumun mücadele düzeyinin yükseltilmesi gerekmektedir.

Özerk bölgeler dışındaki Suriye toplumu ile irtibat kurulmalı, işgal altındaki bölgelerdeki olaylar tespit edilmeli, işlenen suçlar kovuşturulmalı ve Türk işgaline karşı bir Suriye kamu otoritesi kurmak için Suriye yasal örgütleriyle irtibat güçlendirilmelidir.

Avrupa'daki Kürdistanlılar, işgalci Türk devletinin suçlarına karşı bir dünya kamuoyu oluşturma faaliyetlerine destek vermelidir.

Kadınların mücadele becerilerini uluslararası düzeye taşımak gerekiyor.

İşgalci Türk devletinin işlediği suçlara karşı uluslararası toplum sorumlu davranmalıdır.

Türk devleti, su ve altyapı şebekelerini sivillere karşı silah olarak kullanması büyük bir suçtur.

Suç ve ihlallerin belgelenmesine yönelik uluslararası standartlara uygun bir mekanizma oluşturulmalı ve belgeleme merkezlerine maddi ve manevi destek sağlanmalıdır.

Suçla ilgili gerçeklerin belgelenebilmesi ve küresel bir kamuoyu oluşturulabilmesi için uluslararası hukuk örgütleriyle ilişkiler güçlendirilmelidir.”