Hükümet yanlısı medyanın öğrenci hareketi karnesi
Sivil Alan Araştırmaları Derneği’nin Haberlerdeki Üniversite Medya Gözlem Raporu’nu kaleme alan gazeteci Beyza Kural, ajansımıza hükümet yanlısı medyanın öğrenci hareketi karnesini anlattı.

ELİF AKGÜL
İstanbul- Sivil Alan Araştırmaları Derneği; “Haberlerdeki Üniversite Medya Gözlem Raporu-2021” başlıklı raporunu yayımladı. Gazeteci Beyza Kural’ın kaleme aldığı raporda Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun kayyım atanmasının ardından başlayan protestolarla birlikte gittikçe güçlenen öğrenci hareketinin AKP medyasında nasıl yer bulduğu irdelendi.
Hükümete yakın A Haber, Akşam, Yeni Şafak, Takvim, Sabah ve Yeni Akit’te yayınlanan haberlerin tarandığı raporda 353 haber incelendi.
Rapora göre, incelenen 353 haberin 342’sinin negatif tonda, geri kalan 11’i ise nötr tonda verildi. Pozitif tonda bir haber bile hükümete yakın bu medya kuruluşlarında yer almadı. Negatif haberlerde öğrencileri hedef gösteren, “suçlama”, “provokasyon”, “sapkınlık” gibi temaların ağırlıkta olduğu, öğrencilerin taleplerine yer vermeyen, resmi kaynakların suçlayıcı açıklamalarını paylaşırken üniversite bileşenlerinin sözlerinin alan bulamadığı ve bu durumun görsellerle pekiştirildiği haberler sınıflandırılırken, nötr haberler olarak genellikle gözaltı, tutuklamalara dair görece yorumsuz içerikler sınıflandırdı.
Öğrencileri “provokatör, sapkın, terörist, vandal” olarak tanımladılar
Öğrencilerin bu medyalarda söz ve hak arayışlarından ziyade “provokasyon”, “sapkın”, “terör” gibi ifadelerle yer aldığını vurgulayan raporun yazarı Beyza Kural ajansımıza konuştu.
“Öğrenciden çok ‘provokatör’ gibi ifadelerle öğrenciler tanımlandı. Bunu ‘terörist’, ‘sözde öğrenci’, ‘vandal’, ‘LGBTİ destekçisi’ gibi ifadeler takip etti. ‘Eylemci’, ‘gösterici’ ve ‘protestocu’ da kullanılan diğer tanımlamalar oldu. İddianamelere ilişkin ya da polis fezlekelerine, gözaltılara, tutuklamalara ilişkin haberlerde de öğrenciler ‘şüpheli’ olarak yer aldı.”
Siyasetçilerin sözlerinin doğrudan aktarılan haberlerde ise ‘çocuklarımız’, ‘gençlerimiz’ gibi ayrıştırmayı hedefleyen ifadeler olduğunu belirten Beyza Kural “‘Bizim öğrencimiz ayrı, marjinal gruplar ayrı’ gibi bir ayrıştırmayı hedefleyen, üstenci bir dil kullanıldı” dedi. Beyza Kural bu bağlamda öğrencilerin ‘aslında öğrenci olmadıklarına yönelik’ bir tanımlamayla bu medya organlarında yer aldığını aktardı:
“Öğrencilerin talepleri ise haberlerde pek yer bulmadı. Bu haberlerde en çok hükümet temsilcilerinin sesi duyuldu. Öğrencilerin, sivil toplum kuruluşlarının, muhalif siyasetçilerin sesleri neredeyse hiç yoktu.”
Öğrencilerin talepleri haberlerde yok
Bu yayın kuruluşlarında öğrencilerin taleplerinin, açıklamalarının ancak ikinci olarak yer aldığını belirten Beyza Kural şöyle detaylandırdı:
“Özellikle sosyal medyada paylaşılan, talepleri içeren bir bildirinin görseli haberin içinde bir şekilde yer alabiliyordu. Ya da öğrencilerin taleplerinin yer aldığı pankartlar, görsellerle bu söz görünür olabiliyordu. Ama bir şekilde sesleri, sözleri habere sızmış olsa bile öğrenciler bu haberlerle hedef gösterilmeye devam ettiler.”
“Hükümet yanlısı medyanın, yaygın medyanın öğrenci eylemlerine bakışında en baskın temanın provokasyon olduğunu gördük” diyen Beyza Kural şöyle devam etti:
“Yani ‘aslında onlar öğrenci değiller’, ‘yönlendiriyorlar’, ‘aslında dışarıdan güçler’ gibi, ülke siyasetinde sıklıkla duyduğumuz fikirlerin, sözlerin aynı şekilde öğrenci eylemlerine uyarlandığını gördük.”
LGBTİ+'lara yönelik nefret söylemi içeren haberler
Eylemlerin aleyhine konuşan öğrencilerin açıklamalarının da “İşte eylemlerin ardındaki gerçekler”, “asıl öğrenciler” gibi ifadelerle haberlere yansıdığını belirten Beyza Kural, LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemlerinin de bilhassa Boğaziçi sergisine ilişkin haberlerde çok rastlandığını vurguladı:
“Özellikle Boğaziçi sergisine dair haberlerde dini değerlere saygısızlık vurgulanıyordu. LGBTİ+'lara yönelik hedef gösteren, nefret söyleminin yaygın olduğu haberlerde de ‘sapkınlık’ teması en baskın temaydı.”
“Hak odaklı tek bir haber örneğine rastlamadık” diyen Beyza Kural, özellikle polislerle öğrencilerin karşı karşıya geldiği durumlarda “öğrencilerin şiddet yanlısı olarak resmedildiğini, haberlerdeki görsel kullanımının da buna göre yapıldığını ama polis şiddetinin hiç görülmediğini” ifade etti:
“Öğrencilerin özellikle gözaltı ve tutuklama sürecinde karşılaştıkları ihlaller hiç haberleştirilmiyordu ya da haberleştirildiklerinde de ‘iddia’, ‘polise iftira attılar’, ‘çıplak arama iftirası’ gibi şekilde haberleştirildiklerini gördük. Tutuklama haberlerinde, gözaltı haberlerinde zaten sıklıkla öğrenci olmadıkları yazılıyordu.”
Soylu’nun açıklaması haberlerde
Söz konusu haberlerde bilhassa İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarının temel alındığını belirten Beyza Kural, Soylu’nun iddiaları doğrultusunda “eylemcilerin öğrenci olmadığı, yüz kişiden 80’inin çeşitli terör örgütlerine mensup olduğu” gibi ifadeler kullanıldığını aktardı:
“Siyasetçilerin söylemleri doğrudan haberlere aktarıldı. Doğrulama yöntemleri kullanılmamış oldu. Bu özellikle LGBTİ+ öğrencilere yönelik nefret söylemi siyasetçilerin sözleriyle desteklendi diyebiliriz. Ne yazık ki bunlar haberlerde kalmadı. Bu haberlerden hareketle hazırlanan iddianameler oldu. Bu haberlere dayanarak soruşturmalar başlatıldı, öğrenciler yargılandı. Ön soruşturma başlattığı dosyalar, dayanak olduğu iddianamelerle yargıladığı öğrenciler oldu.”
Beyza Kural, “Özetle ortada topyekün öğrenci eylemlerinin, öğrenci aktivizminin, sesinin sözünün duyulduğu, bunun çoğulcu bir yapı olduğunu, tek tip bir öğrenci olmadığını vurgulayan, talepleri öne çıkartan haberlere ne yazık ki rastlamadık” diye ekledi.