Kadınlar jineoloji ile yeni bir yaşamının kapılarını aralıyor
Lübnan ve Ortadoğu’daki Jineoloji Akademisi üyeleri toplumsal olarak eşitliğin sağlanmasının önemini anlatarak, bu konuda atılması gereken adımları sıraladı. Kadınlar gerçek eşitliğin ortak mücadele ile sağlanabileceğini ifade etti.

EMEL MUHAMMED
Beyrut- Ortadoğu’da yaşanan sosyal ve kültürel dönüşümlerin merkezinde, kadınlarla toplum arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlamaya çalışan güçlü kadın sesleri yükseliyor. Bu sesler yalnızca birer itiraz değil; aynı zamanda anlama, çözüm üretme ve eyleme geçme çağrısı taşıyor.
Bu sesler arasında, Lübnan ve Ortadoğu’daki Jineoloji Akademisi üyeleri Alaa Ferah ve Coya Hatşide dikkat çekiyor. Her iki isim de, karşılaştıkları sorunları sadece tanımlamakla kalmayıp, bu sorunların kökenlerine inmeye ve çözüm için düşünsel ve pratik araçlar geliştirmeye çalışan yeni bir kadın kuşağının temsilcisi.
Kadınlar bir araya geldi
Lübnan Jineoloji Akademisi Üyesi Alaa Ferah “Kadın biliminin bize daha derin bir anlayış, daha hassas bir çözümleme ve kadınlara, aileye ve topluma karşı daha adil bir yaklaşım sunduğuna inanıyorum” derken çalışmalarını anlatıyor.
Çalışmalarına Lübnan’da başladıklarını belirten Alaa Ferah bir grup kadının, "Aryana" adında henüz kuruluş aşamasındaki bir dernek çatısı altında bir araya geldiğini bu buluşmanın özellikle kadınla toplumu ilişkilendiren jineoloji bilimine olan ilgileri çerçevesinde, birçok kadın meselesini tartışma fırsatı yarattığını ifade ediyor.
‘Kadını en iyi yine kadınlar anlar’
Alaa Ferah, komitenin düzenlediği çeşitli eğitimlere katıldığını, bazı seminer ve konferanslara yüz yüze, bazılarına ise çevrim içi olarak katıldığını dile getiriyor. Bu deneyimlerin, kadınlara destek olma alanında çalışma arzularını pekiştirdiğini söyleyen Alaa Ferah “kadını en iyi yine kadın anlar” inancıyla hareket ettiklerini vurguluyor. Alaa Ferah, kadınların yalnızca görünür rollerle değil, görünmeyen ama çok önemli görevlerle de toplumda yer aldıklarının altını çiziyor ve şöyle devam ediyor:
“Bu bilim, sorunların kökenine inmeye çalışır, nedenleri araştırır ve gerçek çözümler üretmeye odaklanır. Kadını desteklemenin en etkili yollarından biridir.”
Alaa Ferah ayrıca, bu çalışmanın yalnızca kadınlara değil, toplumun tümüne hizmet ettiğini, kadınların bilinçlenmesiyle birlikte haklarını öğrenme ve savunma becerilerinin de geliştiğini söylüyor. Ortadoğu’nun içinde bulunduğu karmaşık ve zorlu koşullarda- Yemen'den Sudan'a, Suriye'den Filistin’e kadar- kadınların hikâyeleriyle doğrudan temas ettiklerini, çok sayıda kişiyle görüşmeler yaptıklarını belirten Alaa Ferah, bu deneyimlerin onları daha fazla araştırma ve makale üretmeye teşvik ettiğini ve kadınların sesini duyurmanın en önemli hedefleri olduğunu ifade ediyor.
‘Başarılı toplum dengeli bir ilişki ile mümkün’
Alaa Ferah jineolojinin kadınları bireysel varlıklar olarak değil, ailenin bir parçası olarak ele aldığını, kadının erkekle olan paylaşımcı ilişkisini merkezine aldığını ve ortak yaşamı kurma fikrine dayandığını belirterek, “Kadına sadece birey olarak değil, erkekle birlikte nasıl bir yaşam kurabileceği üzerinden bakılıyor. Gerçek bir eşitlik, ancak bu tür bir anlayışla mümkün olabilir” diyor. Jineoloji, aynı zamanda erkeğin farkındalığını artırmayı da hedefliyor. Özellikle kadının iş gücüne katıldığı durumlarda erkeğin destekleyici bir rol üstlenmesinin önemine dikkat çekiyor. Bununla ilgili olarak Alaa Ferah “Erkek bir engel değil, destek olmalı. Ev işlerini ve çocuk bakımını paylaşmalı. Başarılı bir toplum, ancak dengeli bir kadın-erkek ilişkisiyle mümkün olur” şeklinde konuşuyor.
Hint kültürü üzerine çalışıyor
Kendi deneyiminden de bahseden Alaa Ferah, "Hint öz-kültürü" hakkında bir araştırma yaptığını anlatırken başta, neden Hindistan’la ilgili yazması gerektiğini sorgulasa da, derinleşince Hintli kadınlar eşini kaybettikten sonra yas tutma biçimleri, Ortadoğu toplumlarıyla benzerlikler taşıdığını fark ettiğini ifade ediyor. Alaa Ferah, “Ritüeller birebir aynı olmasa da, kadınlara boşandıktan ya da dul kaldıktan sonra biçilen roller benzer. Toplum kadını artık ‘eksik’ ya da ‘değersiz’ görüyor. Bu zihniyeti değiştirmek için araştırmaya, sorgulamaya ihtiyacımız var” diyor.
Ortak mücadele vurgusu
Ortadoğu Jineoloji Komitesi Üyesi Coya Hatşide ise “Benim yolculuğum çocuklukta başladı. Kendimi ve çevremi farklı şekilde anlayabildiğimi fark ettim. Bu beni özellikle kadınla ilgili bilgi alanlarına yöneltti” sözleri ile kendisini ifade ediyor. Coya Hatşide, bir kadının sorunlardan bahsetmesinin yeterli olmadığını, hep birlikte kadın olmanın ne anlama geldiğini derinlemesine kavramamız gerektiğini vurguluyor. “Şiddet gören bir kadının ne yaşadığını gerçekten anlamalıyız. Değişim aileden başlamalı. Bilgi olmadan sağlıklı aile olmaz” diyen Coya Hatşide, kadına yönelik toplumsal baskıların sorgulanması gerektiğini, kadınların bir araya gelerek ortak mücadele vermesi gerektiğini savunuyor.
‘Çocuklara yönelik çalışmalar arttırılmalı’
Toplumda hala erkeğin çocuk bakımında ya da ev işlerinde yer almasının tuhaf karşılandığını söyleyen Coya Hatşide, bunun değişmesi gerektiğini belirterek “Bir adam çamaşır asınca 'karısına boyun eğiyor' deniyor. Bu mantığı değiştirmeliyiz” diyor. Coya Hatşide, küçük yaşlardan itibaren çocuklara yönelik eğitim çalışmalarının artırılması gerektiğini, bu konuda okullarda da aktif olunması gerektiğini belirterek “Çocuklara bedenlerini, kimliklerini, haklarını öğreteceğiz. Kendilerini ve dünyayı yeni bir bakışla görmeleri için onları bilinçlendireceğiz. Toplumla başa çıkabilmeleri için onlara güç vermeliyiz” diye konuşuyor.