Eşbaşkanlık: Kadınların gücünü ve toplumsal etkisini artıran model
Qamişlo Meclisi Eşbaşkanı Hêvî Ehmed, eşbaşkanlık sisteminin kadınları güçlendirdiğini, karar alma süreçlerine aktif katılımlarını sağladığını ve toplumsal değişimde gerçek ortak konumuna getirdiğini vurguladı.
ASMA MUHAMMED
Qamişlo – Kuzey ve Doğu Suriye’de uygulanan eş başkanlık modeli, kadınların karar alma süreçlerine aktif katılımını güçlendiriyor, ataerkil zihniyetleri zayıflatıyor ve erkeklerle kadınlar arasında dengeli bir ortaklık kurulmasına imkan tanıyor. Bölgedeki uygulama, hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde benzersiz bir deneyim olarak öne çıkıyor ve iş hayatı ile yönetim süreçlerinde kadınlar ile erkekleri bir araya getiriyor.
Eş başkanlık modeli, yalnızca idari görevlerle sınırlı kalmayıp, kadınların toplumsal değişim yaratma ve etki etme yeteneklerini ön plana çıkarıyor. Bu sayede, on yıllardır dışlanan kadın rollerine yeniden değer kazandırılırken, geleneksel ataerkil anlayışa karşı önemli bir adım atılmış oluyor. Model, siyasetten diplomasiye ve toplumsal hayata kadar geniş bir alanda kadınların eşit katılımını destekleyerek, bölgede adil ve kapsayıcı bir yönetim anlayışının temellerini güçlendiriyor.
‘Kadınlar demokratik toplum inşasında temel bir unsur oldular’
Qamişlo Meclisi Eşbaşkanı Hêvî Ehmed, eş başkanlığın yalnızca bir idari çerçeve olmadığını, kadınları güçlendirmeyi, karar alma süreçlerine ve topluluk inşasına katılımlarını artırmayı amaçlayan kapsamlı bir stratejik vizyon olduğunu belirtti. Hêvî Ehmed, Kuzey ve Doğu Suriye bölgesindeki kadınların, demokratik ulusun inşasında temel bir unsur ve sağlam bir sütun olduklarını kanıtladıklarını, kamu ve özel görevleri üstlenebildiklerini, yeteneklerini geliştirebildiklerini ve herhangi bir tarafın müdahalesi olmadan kendilerini ilgilendiren konuları ele alabildiklerini söyledi.
Eş başkanlık kavramının, Özerk Yönetim sisteminin temel sütunlarından birini temsil ettiğine inandığını vurgulayan Hêvî Ehmed, “Bu sadece bir organizasyon mekanizması veya idari prosedür değil, küresel düzeyde kadın ve erkekleri iş yönetimi ve karar alma süreçlerinde bir araya getiren kapsamlı ve benzersiz bir modeldir. Siyasi, sosyal, yürütme, diplomatik ve askeri alanların tümünde gerçek ortaklık ve tam fikir birliği ilkesine dayanarak, karar alma sürecinin her aşamasında dengeli katılımı sağlar” ifadelerini kullandı.
‘Eşbaşkanlık sorumlulukların adil dağılımına dayalı yeni bir kültürü temsil eder’
Bu modelin, kadınların kamusal yaşamın tüm alanlarında yer almasına yönelik ilerici bir vizyonu yansıttığını vurgulayan Hêvî Ehmed, kadınların erkeklerle birlikte doğal rollerini yerine getirmelerini sağladığını kaydetti. Hêvî Ehmed, “Eşbaşkanlık sistemi cinsiyet eşitliğini güvence altına alır ve kadınları sorumluluk pozisyonlarından dışlayan geleneksel zihniyeti ortadan kaldırmaya katkıda bulunur. Eşbaşkanlık yalnızca görevde ikiliği ifade etmez, iş birliğine, anlayışa ve sorumlulukların adil dağılımına dayalı yeni bir kültürü temsil eder. Bu, kurumları yönetmede, istikrarı güçlendirmede ve daha uyumlu, dengeli bir toplum inşa etmede etkili olduğu kanıtlanmış benzersiz bir deneyime yol açmıştır” sözlerine dikkat çekti.
‘Kadınların katılımları artık sembolik veya sınırlı değil’
Hêvî Ehmed, sözlerine şöyle devam etti:
“Eşbaşkanlık sistemi, kadınların yeteneklerini görmezden gelen, onları etki ve karar alma pozisyonlarından dışlayan ve çoğu zaman olumsuz sonuçlar doğuran tek taraflı kararların uzun tarihini düzeltmek amacıyla ortaya çıktı. Geçmişte kadınlar aile ve özel yaşam alanlarıyla sınırlı rollerle hapsedilirken, toplum onların gerçek yeteneklerini ve çeşitli becerilerini görmezden geliyordu. Bu durum, fırsat verildiğinde toplumun gelişimine katkı sağlayabilecek pek çok potansiyel ve uzmanlığın kaybolmasına yol açtı.
Eşbaşkanlık modelinin uygulanması yalnızca bir formalite değil, katılım kavramını yeniden inşa etme ve kadınlar ile erkekler arasında gerçek bir ortaklık ilkesini yerleştirme yolunda temel bir adımdır. Bu sayede kadınlar, idari ve toplumsal düzeylerde önemli kararlar alabilen etkili ve yetenekli bireyler olarak kendilerini kanıtlama fırsatı buldu. Kamu politikalarının şekillendirilmesinde, karmaşık sorunların yönetilmesinde ve kurumlar içinde adalet ile dengenin güçlendirilmesinde rolleri belirginleşti. Böylece, katılımları artık sembolik veya sınırlı değil, modern yönetimin yapısının ve daha kapsayıcı, ilerici bir topluma doğru sosyal dönüşümün ayrılmaz bir parçası haline geldi.”
‘Kadınlar en zorlu koşullarda hayati rol üstlendiler’
Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınların hayatın farklı alanlarında güçlü ve belirgin bir rol üstlendiğini vurgulayan Hêvî Ehmed, “Kadınların rolleri yalnızca yerel kurumlardaki sivil veya idari görevlerle sınırlı kalmadı, savaş cepheleri, siyasi ve diplomatik alanlar ile eğitim, örgütlenme ve topluluk koordinasyonu gibi sahalara da uzandı. Kadınlar en zorlu koşullarda bile hayati görevler üstlendiler. Kadınlar, Kobanê ve Serêkanîyê başta olmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye’nin diğer bölgelerinde kahramanca savaştılar, büyük fedakarlıklar gösterdiler ve terör örgütleriyle mücadelede ana direklerden biri oldular. Bu cesaretleri, terör örgütlerin yayılmasını engellemede ve bölgedeki güvenlik ile istikrarı sağlamada en etkili caydırıcı güç olmasını sağladı” dedi.
Hêvî Ehmed, bu kapsamlı ve çok boyutlu deneyimin, kadınların toplumda yalnızca ikincil veya tamamlayıcı bir rol üstlenmediğini, aksine değişim yaratmada gerçek bir ortak olduklarını ve olayların gidişatını etkileyerek bölgenin geleceğini güçlü bir irade ve net bir vizyonla şekillendirebileceklerini kanıtladığını belirtti. Hêvî Ehmed, “Bu durum, kadınların konumunu güçlendirdi ve onları, daha bilinçli ve ilerici bir toplum inşa etme sürecine katkıda bulunan, savunan ve başarıyla yönlendiren öncü bir güç olarak yeni bir imajla tanımladı” şeklinde konuştu.
Kendi sorunlarını ele alabiliyor
Hêvî Ehmed, Özerk Yönetim sisteminde kadınların üstlendiği sorumlulukları detaylandırarak, “Genel görevler, tüm idari ve organizasyonel çalışmaları, kurumların işleyişinin izlenmesini ve konseylerin çalışmalarının yönetilmesini kapsıyor. Özel görevler ise, kadınlar arasında örgütlenme ve farkındalık yaratma, becerilerini geliştirme ile entelektüel ve sosyal yeteneklerini artırmayı içeriyor. Ayrıca, kadınlar karşılıklı güven çerçevesinde, üçüncü taraf müdahalesi olmadan kendi sorunlarını ele alabiliyor ve doğrudan kendilerini ilgilendiren konuları takip edebiliyorlar. Bu, onlara gerçek bir bağımsızlık sağlıyor ve hem özel hem de kamusal alanlarda nihai karar verici olmalarını mümkün kılıyor” diye ekledi.
Hêvî Ehmed, kadınların aynı anda birden fazla görevi birleştirme ve karmaşık sorumlulukları hassasiyetinden ödün vermeden yönetme yeteneğinin onları herhangi bir kurum veya toplum için vazgeçilmez kıldığını dile getirdi. Hêvî Ehmed, sözlerinin devamında, “Kadınlar, kritik zamanlarda yükleri taşıyabilme ve doğru kararlar alabilme esnekliğine ve bilgeliğine sahiptir. Eşbaşkanlık sisteminin önemi, on yıllarca kadınları dışlayan, doğal haklarını kısıtlayan ve rollerini ev ve özel alanla sınırlandıran geleneksel erkek egemen zihniyeti ortadan kaldırmadaki rolünden kaynaklanmaktadır. Kadınlar toplumun temel taşıdır ve aynı anda birden fazla görevi yerine getirme konusunda doğuştan yeteneklidir. Bu da onları, toplumları yönetmede ve hayati kararlar almada göz ardı edilemeyecek bir unsur haline getirir. Kadınları güçlendirmek bir lüks değil, dengeli ve adil bir gelecek için toplumsal bir gerekliliktir” dedi.
‘Kadınlar, tereddüt etmeden ve korkmadan özgüvenlerini inşa etmelidir’
Hêvî Ehmed, tüm kadınlara önemli bir mesaj vererek, kendi benliklerini tanımalarının, gizli potansiyellerini keşfetmelerinin ve farkındalıklarını artırarak becerilerini geliştirmelerinin önemini vurguladı. Hêvî Ehmed, “Kadınlar, tereddüt etmeden ve korkmadan özgüvenlerini inşa etmelidir. Düşüncelerinde özgür, güçlü iradeli, pozisyonlarında kararlı olmalı, doğru zamanda ve doğru yerde doğru kararları verebilen, tüm siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda eşitliği sağlamak için yorulmadan çalışan bireyler olmalıdır” diye kaydetti.
Hêvî Ehmed, eşbaşkanlık sisteminin, halk arasında farkındalığı artırmanın, adalet ve eşitlik kültürünü yaymanın ve her bireyin ulusunu inşa etmede gerçek rolünü oynamasını sağlamanın anahtarı olduğunu vurguladı. Hêvî Ehmed, “Bu model, hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde ilerici bir örnek olup, erkekler ve kadınlar arasındaki dengeli ortaklığın sadece teorik bir kavram veya slogan olmadığını gösteriyor. Her bireyin yeteneklerine değer veren, statüsünü ve rolünü tanıyan ve uyumlu, gelişmiş bir toplum yaratabilen başarılı bir pratik deneyimdir” sözlerine dikkat çekti.
‘Kadınlar özgür olduklarında imkansızı başarabilecek güçtedir’
Kadınları toplumu güç ve yaşamla besleyen bir kaynak ve ulusun temel taşı olarak tanımlayan Hêvî Ehmed, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kadınlar yalnızca destekleyici bir unsur değildir, özgür olduklarında ve doğru zamanda doğru kararı alma yeteneklerine güvenildiğinde imkansızı başarabilecek doğal bir güçtür. Farkındalıkları, iradeleri ve zorluklarla yüzleşme cesaretleriyle gerçek değişimin yaratıcılarıdır ve her toplumda en derin etkiye sahip olanlardır. Gerçekliği tüm ayrıntılarıyla yeniden şekillendirebilir, zorlukları fırsatlara dönüştürebilir ve herkesin beklediğinden daha parlak, adil ve istikrarlı bir gelecek inşa edebilirler. Çünkü insan ve ulusal kalkınmanın ilerleyişinde vazgeçilmez bir güç olduklarını fark etmedikçe, gerçek varlıkları tamamlanmış sayılmaz."