Cihan’ın arkadaşları: Mücadelesini devraldık, kalemi yerde kalmayacak

Kuzey ve Doğu Suriye’de Türk devletinin saldırısı sonucu yaşamını yitiren gazeteci Cihan Bilgin’i anlatan meslektaşları, Cihan’ın mücadelesini devraldıklarını ve kalemini yerde bırakmayacaklarının mesajını verdi.

SORGUL ŞÊXO

Til Temir - Kuzey Kürdistan’ın Mêrdîn’e bağlı Midyat ilçesinde 26 Ekim 1996’da doğan gazeteci Cihan Bilgin, Dicle Üniversitesi Adalet Bölümü’ne kaydını yaptıktan sonra gazeteciliğe yönelerek Dicle Haber Ajansı’nda (DİHA) çalışmaya başladı. Daha sonra yönünü Kuzey ve Doğu Suriye’ye vererek Rojava Devrimi ve işgal altındaki bölgelerdeki insan hakları ihlallerini dünya kamuoyuna duyurmayı amaçlayan Cihan Bilgin, 2017’de Rakka’dan Tebqa’ya kadar IŞİD’e karşı operasyonları takip etti. Ardından kamerasını Kuzey ve Doğu Suriye’nin sınır şehirlerindeki işgal saldırılarına yönlendiren Cihan Bilgin, Tişrîn Barajı’na yönelik işgal girişimlerini takip ederken, meslektaşı Nazım Daştan ile birlikte 19 Aralık 2024’te Türk devletinin saldırısı sonucu yaşamını yitirdi. Arkadaşları ve meslektaşları, Cihan Bilgin’in özgürlük ve hakikat mücadelesinin bugün de genç gazeteciler tarafından sürdürüldüğünü vurguluyor.

Hawar Haber Ajansı (ANHA) yöneticisi Arîn Swêd, Cihan Bilgin’in son paylaşımına dikkat çekerek, “Cihan, ‘Bu süreç başarılı olacak ve Önder Apo ile görüşeceğiz’ demişti. Ne yazık ki Barış ve Demokratik Toplum sürecini göremedi ve bu heyecanı yaşayamadı. Ancak bu süreci başlamadan önce yürekten yaşadı ve inancıyla çalışmalarını sürdürdü” dedi.

‘Kuzey ve Doğu Suriye’de yazılan tarihe katkıda bulundu’

Arîn Swêd, Cihan Bilgin’in gazetecilik anlayışına da vurgu yaparak, “Cihan her zaman IŞİD’e karşı operasyonları takip etmeyi öneren kişi oldu. Tarihin her anını kayıt altına alıp dünyaya duyurmak istedi. Çünkü her seferinde ‘Bu devrim üzerinde çalışılmayı hak ediyor’ diyordu. Devrimi belgelemesi, gazetecilik alanında bir miras oluşturdu. Dahası, bugün Kuzey ve Doğu Suriye’de yazılan tarihe büyük katkıda bulundu. Savaş haberlerinde her zaman ön saflarda yer aldı” ifadelerini kullandı.

‘Cenazesinin doğduğu topraklara götürülmesine izin verilmiyor’

Arîn Swêd, Cihan Bilgin’in çizgisinin devam ettirileceğini belirterek, “Bugün birçok kadın meslektaşı Cihan’ın ruhuyla gazetecilik yapıyor. Onun son heyecanı ve başarı umutları için, onun adına çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Arîn Swêd, Cihan Bilgin’in katledilmesiyle ilgili hukuki sürece de değinerek, “Şimdiye kadar yoldaşımızın katilleri hesap vermedi. Cihan Bilgin’in katledilmesiyle ilgili raporlar ve dosyalar, dava açılabilmesi için uluslararası kurumlara gönderildi, ancak henüz sonuç alınamadı. En acısı, Cihan’ın naaşını annesinin görebilmesi için Kuzey Kürdistan’a gönderemememiz; bunun nedeni Türk işgal güçlerinin buna izin vermemesi. Ancak Cihan’ın ruhunu her haberde yaşatmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Kuzey Kürdistan’da Cihan ile tanışan JINNEWS editörü Semra Turan, onun ilk dönemlerine dair anılarını şöyle anlattı:

“Cihan kısa bir süre Kuzey’de gazeteci olarak çalıştı. Kuzeyli muhabirler daha çok Kuzey halkının gündemine odaklanırken, Cihan’ın zihni ve dikkati Rojava Devrimi’ndeydi. Rojava’yı görmek ve tanımak istiyordu. Toplantılarda her zaman söyleyecek bir fikri olurdu. Haber yapmak için sahaya çıktığımızda neredeyse sürekli ‘Ne yapmalıyım?’ derdi. Coşkusu çok güzeldi, insanlara güç veriyordu. Cihan’dan önce de meslektaşlarımız hedef alınıp katledilmişti. Cihan, tüm katliamları ortaya çıkarmak, Rojava Devrimi’ni dünyaya duyurmak ve halkın sesini iletmek istiyordu. Rojava’daki gelişmeleri onun haberleri aracılığıyla gördük ve duyduk. Katledilen her yoldaşımız bize bu sisteme karşı nasıl mücadele edeceğimizi hatırlattı. Cihan’ın mücadelesini devraldık, kalemini yerde bırakmadık. Bu kalemi, hem Kürdistan halkının hem de baskıcı devletler tarafından ezilen insanların sesi haline getirmeliyiz.”

‘İhlalleri kamerasıyla belgeledi, o hakikat aşığıydı’

Ermeni Nobar Ozaniyan Taburu savaşçısı Losîn Hagobiyan, Cihan Bilgin ile tanıştıkları anlara dikkat çekerek, askeri kariyerinde ilk kez basına verdiği röportajın Cihan Bilgin tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. “Tanışmamız röportajla başladı. Saldırıların yaşandığı her yerde ihlalleri kamerasıyla belgeledi. Ama Cihan savaş aşığı değildi, hakikat aşığıydı” diyen Losîn Hagobiyan, Cihan Bilgin’in Kuzey ve Doğu Suriye’de sadece Kürtlerin değil, tüm halkların kalbinde yer edindiğini vurguladı. Losîn Hagobiyan, “Onun şehitliğiyle sadece Kürtler değil, Araplar, Asuriler, Süryaniler ve Ermeniler de büyük bir üzüntü yaşadı. Bugün tüm Kürt, Arap ve Asuri anneleri Cihan Bilgin’in annesidir” ifadelerini kullandı.

Cihan Bilgin’in çalışmaları, yalnızca güncel olayları belgelemekle kalmadı, halkların yaşadığı trajedileri de dünyaya duyurdu. Losîn Hagobiyan, Cihan Bilgin’in kamerasıyla belgelenen Osmanlı katliamlarına maruz kalan Ermeni ailesinin hikayesine dikkat çekti. Losîn Hagobiyan, “Cihan, Türk işgaline direnen Ermeni ailemizin hikayesini belgeledi, dünyaya duyurdu. Biz de Cihan Bilgin’in hikayesini gelecekteki çocuklarımıza ve çevremize aktaracağımıza, yaşatacağımıza söz veriyoruz” dedi.

Kadınlar Cihan’ı böyle anlatırken, Cihan ise kaleme aldığı bir yazısında şunları ifade etti:

“Minbic, Qereqozaq, Tişrîn ve Eyn Îsa’daki kadınlar özgürlüğe kavuştuğunda sevinçlerine tanık oldum, gözlerindeki özgürlük sevincini derinden hissettim. Kız kardeşlerim gibi gördüğüm kadınlar bana IŞİD’in onlara yaptığı zulmü anlattıkça öfkem daha da büyüdü. Tanımadığım insanlarla oturup çaylarını, kahvelerini içtim, onların hikayelerinin bir parçası oldum ve böylelikle kendi hikayeme yeni anılar ekledim. Bir kahvenin kırk yıl hatırı için bile olsa yine geleceğim.”