Baskıcı güçlerin isimleri değişse de kadınların direnişi aynı
Baas rejiminin devrilmesinin ardından şimdi de cihatçı HTŞ kuşatması altında olduklarına dikkat çeken Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê mahallelerindeki kadınlar, dün olduğu gibi bugün de direnişin devam edeceğinin altını çizdi.

SERÎN MUHAMMED
Halep- Suriye'nin kuzeyindeki Halep kentinde, güvenlik ve insani kriz her geçen gün derinleşiyor. 6 Ekim'de, Suriye Geçici Yönetime bağlı cihatçı Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) güçleri, kentin Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê mahallelerini kuşatma altına aldı. Kuşatma, bölgede yaşayan sivillerin dış dünya ile bağlantısını keserken; gıda, yakıt ve ilaç gibi temel ihtiyaçlara erişimi neredeyse imkânsız hâle getirdi. Kuşatmaya tepki gösteren mahalle halkına yönelik HTŞ’nin saldırısı sonucu yaralanmalar ve ölümler yaşandı; bu da toplumsal öfkeyi daha da artırdı. 7 Ekim'de, her iki tarafın da anlaşmayı ihlal etmeme taahhüdüyle Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê mahallelerindeki tüm askeri operasyonların durdurulması konusunda bir anlaşmaya varıldı. Ancak anlaşma cihatçı HTŞ tarafından ihlal ediliyor.
Kadınların direnişteki rolü
Şêxmeqsûd Mahallesi'nde yaşayan ve mahallesini kararlılıkla savunmaya devam eden Cihan El-Abdullah, kadınların direnişteki rolüne dikkat çekti. Cihan El-Abdullah, Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê mahallelerinde yaşayan halkın 13 yıldır adaletsizlik, yerinden edilme, kuşatma, yıkım, evsizlik ve savaşın tüm biçimleriyle karşı karşıya kaldığını vurguladı.
Kadınların bu süreçte özel ve belirleyici bir rol üstlendiğini dile getiren Cihan El-Abdullah, Baas rejiminin başlattığı kuşatma ve bombardıman dönemlerinden bu yana kadınların savaşçıların yanında olduğunu, onlara destek ve yardım sağlayarak güçlü ve etkili bir rol oynadıklarını ifade etti. Cihan El-Abdullah, “Baas rejiminin mahallelerimize başlattığı savaştan bu yana çok bedeller ödedik. Bugüne kadar Eşrefiyê ve Şêxmeqsûd halkının çektiği acılar hiç dinmedi. Rejimin yıkılmasının ardından bu kez HTŞ cihatçıları geldi ve mahallelerimizi hâlâ boğucu bir kuşatma altında tutuyorlar” dedi.
‘Eşrefiyê ve Şêxmeqsûd halkına yönelik baskı değişmedi’
Şêxmeqsûdlu Cihan El-Abdullah, savaşın en zorlu dönemlerinde cephedeki kadın ve erkek savaşçılara yemek hazırlayan kadınlardan biriydi. Direniş dönemlerini anlatan Cihan El-Abdullah, “Sebzenin, unun, bir parça ekmeğin bile bulunmadığı günlerde, savaş meydanında savaşçılarla birlikteydik. Erkek ve kadın savaşçılara bir lokma ekmek vermeyi, yaralarını son yudum suyumuzla temizlemeyi tercih ettik. Baas rejimi yıkıldıktan sonra bile Eşrefiyê ve Şêxmeqsûd halkına yönelik baskı politikası değişmedi. Devrim sürecinde kadınlar özsavunma alanında örgütlendi. Bu süreçte kadınlar, mahallelerde kurulan komünlerde, kadın toplantılarında çok etkili bir rol oynadı. Kadınlar hem ev işlerini hem toplumsal görevleri organize edebilecek beceriye sahipti. Mücadelede, savunmada ve direnişte kadınlar her düzeyde ve her alanda ön saflarda yer aldı” sözlerine yer verdi.
‘Mücadeleyi zaferle taçlandıralım’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaşam felsefesinin, kadınların özgürlük mücadelesinde temel bir ilham kaynağı olduğunu söyleyen Cihan El-Abdullah, “Önder Apo’nun fikirleri bize her zaman güç verdi. Onun fiziksel özgürlüğüne kavuşmasını umut ediyorum. Aynı zamanda kadınların da bu mücadelede kararlılıkla ilerlemesini diliyorum. Böylece davamız, gerçekten varoluşsal bir davaya dönüşsün ve biz de büyüklerimizden miras aldığımız bu mücadeleyi zaferle taçlandıralım” diye kaydetti.
‘Kadınlar savunmada da yer aldı’
Suriye devriminin 2012’de patlak vermesinden bu yana Eşrefiyê ve Şêxmeqsûd mahallelerinde kadın çalışmaları ve toplumsal örgütlenmeye öncülük eden aktivistlerden Suad Hasan, aynı yıl hem Türk devleti destekli grupların hem de Baas rejiminin paralı askerleri bu mahallelere saldırılar düzenlemeye ve kuşatma uygulamaya başladığını söyledi. Suad Hasan, “Mahalleler kuşatıldığında halk, tüm saldırılara karşı sarsılmaz bir irade ve büyük bir dirençle karşılık verdi. Kadınlar sadece cephe gerisinde değil, doğrudan savunmada ve genç kadın ile erkeklerden oluşan direniş güçlerinin örgütlenmesinde aktif rol oynadı. Yaralıların durumunu öğrenmek ve ihtiyaçlarını belirlemek için hastaneleri ziyaret ettik. Aynı zamanda yemek hazırladık, örgütlendik, mahalle halkı arasında dayanışma ve uyumun sürmesi için çalıştık” şeklinde konuştu.
‘Güvenlik, mahalledeki herkesin ortak sorumluluğu’
25 Haziran 2015 tarihinde Şêxmaqsûd’da, Kürt, Arap ve Türkmenlerden oluşan 60 kadın bir araya gelerek Gulê Selmo Özsavunma Taburu’nu kurdu. Suad Hasan da taburun kuruluşunda ilk katılımcılardan biriydi. Öncü kadınlar olarak mahalledeki kadınların örgütlenmesinde önemli bir rol üstlendiklerini anlatan Suad Hasan, o dönemde özsavunma güçleri olarak mahalledeki kadın ve erkeklerin güvenlik durumunu takip etmek için saha ziyaretleri yaptıklarını söyledi. Zamanla güvenlik konusu mahalledeki herkesin ortak sorumluluğu haline geldi. Özerk Yönetim ile Geçici Hükümet arasında yapılan anlaşmalar doğrultusunda, iki mahallede yalnızca tek bir güç kalmıştı, o da Asayiş İç Güvenlik Güçleri” diye anlattı.
Baas rejimi döneminde Eşrefiyê ve Şêxmaqsûd mahallelerine düzenlenen saldırılar nedeniyle çok sayıda can kaybı ve yaralanmaların yaşandığını hatırlatan Suad Hasan, sözlerine şöyle devam etti:
“Ben de bir anımı unutamıyorum. Mahallede bir çete saldırısından sonra bir kadın vardı, ağlıyordu. Yanına gidip ne olduğunu sordum. Bana, Baas rejiminin kuşatma sırasında sınır kapısına ekmek götürmesi için gönderdiği 12 yaşındaki oğlunun bir top mermisiyle öldüğünü söyledi. Üç gün sonra aynı kadını hastanede ağlarken gördüm. Bu kez eşi, oğlu için camide yas tutanlara yemek hazırlarken bir top mermisi sonucu hayatını kaybetmiş. Bu kadının başına gelen bu acı olaylardan sadece bir ay sonra, Baas rejimi tarafından kardeşinin de katledildiğini öğrendim. Bu yaşadıklarımız, ne kadar zor zamanlardan geçtiğimizi gösteriyor.”
‘İki mahalle boğucu bir ablukaya alındı’
Gelinen süreçte iki mahalleye karşı izlenen politikanın hala devam ettiğine dikkat çeken Suad Hasan, “Baas rejiminin devrilmesinden sonra, cihatçı Hayat Tahrir el-Şam ülke yönetimini ele geçirdi. Başta imzalanan anlaşmalar Suriyeliler için bir umut ışığı olmuştu, ancak zaman zaman iki mahalleye giden birçok yol kapatılıyor. Eşrefiyê ve Şêxmaqsûd mahalleleri arasında yedi geçiş noktası var. 6 Ekim’de tüm yollar kapatıldı ve iki mahalle boğucu bir abluka altına alındı. Halkın direnişine karşı HTŞ, mahalle sakinlerine karşı göz yaşartıcı gaz ve ateş açtı. Direniş sonucu ana yollar yeniden açıldıktan sonra ise HTŞ, seyyar kontrol noktaları kurarak bu yollardan geçen kadınları taciz etti ve çantalarını aradı, genç kadınlara hakaret etti. Bu uygulamalar mahalle sakinlerini kısıtlamak amacını taşıyor” ifadelerinde bulundu.