“ATK’nin yanlı raporları hekimlik değerleri ile bağdaşmıyor”

Son süreçte hasta tutukluların sağlık hakkına erişimde yaşadıkları sorunlara dair konuşan Diyarbakır Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Elif Turan, tutukluların dışarıda olan bireylerle eşit sağlık hakkına sahip olduğunu vurguladı. Elif Turan Adli Tıp Kurumu’na(ATK) yanlı olunmaması çağrısında bulunarak tutuklulara sahip oldukları hakkın amasız verilmesi gerektiğini söyledi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed-Türkiye’de bulunan cezaevleri son süreçte hasta tutuklulara dönük hak ihlalleri ile gündemden düşmüyor. Son bir haftalık süreçte 5’i hasta 7 tutuklunun yaşamını yitirdiği cezaevlerinde artan ihlaller ve işkence iddiaları avukatlar tarafından mercek altına alınırken, Adalet Bakanlığı ise yaşanan ölümler karşısında sessizliğini korumaya devam ediyor. Yaşanan hak ihlallerinde kararlarını yanlı bir şekilde verdiği belirtilen Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) payı ise büyük.

Son süreçte cezaevlerinde sağlık hakkına erişimde yaşanan sorunları ve hekimlerin bu noktada aldığı tavrı değerlendiren Diyarbakır Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Elif Turan, tutukluların sağlık ve yaşam hakkı boyutunda dışarıda yaşayan bir bireyle eşit haklara sahip olduğunu belirti. Oda olarak tutukluların kendilerine gönderdiği mektup ve ailelerin şikâyetleri üzerine cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini tespit ettiklerini ifade eden Elif Turan, dışarıda artan antidemokratik uygulamaların cezaevlerine daha fazla yansıdığına dikkat çekti.

“Sağlık hakkı ihlali önümüze bu sonuçları getiriyor”

Cezaevlerinde belirgin olarak sağlık hakkının ihlal edildiğini dile getiren Elif Turan, bu şekilde sağlık hakkı ile bir bütün olan yaşam hakkının da ihlal edildiğini söyledi. Elif Turan konuşmasına şöyle devam etti: “Sağlık hakkı engellenen tutukluların yaşam haklarından maruz bırakıldığını ve sonrasında neler yaşandığını ne yazık ki son bir hafta içerisinde gördük.  Cezaevlerinde sağlık hakkı ihlali de sürekli olarak devam ettiği için gelen ölüm haberleri her geçen gün daha da artıyor.”

“Tutuklular eşit sağlık hakkına sahiptir” 

“Cezaevinde ki tutuklu özgürlük dışında ki bütün haklarında dışarıda ki bireyle eşit haldedir” sözleriyle cezaevi idarelerinin bu ihlaller noktasında suç işlediğine yer veren Elif Turan, “Cezaevinde bulunan bir tutuklu sadece özgürlüğünden mahrum kalabilir. Sağlık hakkına erişim, yedikleri yemekler, temiz ve sıcak suya erişimde eşit hakka sahiplerdir. Bu haklar birçok uluslararası belge ile de garanti altına alınmıştır. Bu belgeler göz önünde bulundurularak cezaevlerinde bulunan tutuklulara insan onuruna yakışır bir şekilde davranılması gerekmektedir.  Dışarıda ki bir insan nasıl ki istediği zaman hastaneye gidip tedavi olabiliyorsa tutukluların da bu en temel haklarıdır. Doktorunu, tedavisini ve bunun süresini seçme hakkı var. Bu hakkın gasp edilmesi de maalesef tutuklulara bugün gördüğümüz süreci yaşatıyor” şeklinde konuştu.

“ATK raporlarda yanlı davranıyor”

Hasta tutuklulara dönük en şaibeli durumun ATK raporlarında alınan kararlar olduğuna dikkat çeken Elif Turan, hastanelerin aldığı raporların tersine bir rapor düzenleyen ATK Başkanlığı’nın bu noktada yanlı davrandığına değindi.

“Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde çıkarılan raporlarda hasta tutuklular için cezaevinde kalamaz şeklinde bir görüş belirtiliyor ancak buna rağmen Adli Tıp Kurumu aksi yönde bir karar alabiliyor. Böylesi ciddi bir konuda evrensel hekimlik değerleri çerçevesinde hareket edilmesi gerekiyor. Hekimliğin özü insan haklarına dayalı bir yaklaşım gerektirir. O kişinin işlediği suça göre taraflı bir karar vermek evrensel hekimlik değerleri ile bağdaşmaz.”

Aysel Tuğluk için tedavi şartları hatırlatması 

Bu yanlı tavra Aysel Tuğluk örneğini veren Elif Turan, Tuğluk için Kocaeli’nde alınan adli tıp raporunda ‘cezaevinde kalamaz’ denilmesine rağmen ATK Başkanlığı’nın raporun tam tersi bir karar alarak Aysel Tuğluk’un tahliyesini engellediğini söyledi. Aysel Tuğluk’un yaşadığı hastalığın ölüm riski taşıdığına dikkat çeken Elif Turan son olarak şu çağrıda bulundu: “Teşhisin konulduğu Demans hastalığı zihinsel fonksiyonları etkilediği için bu kişinin günlük aktivitelerini bile yapamıyor duruma gelmesi demek. Cezaevi şartlarında iyi bir bakım ve desteğin olması gerekiyor. Bu koşullarda ne derece o destek sağlanır o da ayrı bir muamma. Bu hastalıkta hafıza kaybı ve kişilik değişikleri olabiliyor. O yüzden en iyi tedavi dışarıda ve ailenin yanında yapılmalıdır.”