İranlı kadınlar Werîşe Muradî için mücadelede kararlı
İran devletinin artan baskıları ve verdiği idam cezaları kadınlar tarafından protesto ediliyor. İran’da özellikle Kürt kadınlar tüm baskı politikalarına karşı her alanda mücadelede kararlı.
LANE MUHAMMEDÎ
Urmiye- Doğu Kürdistan Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR) üyesi Werîşe Muradî 1 Ağustos 2023’te İran istihbarat güçleri tarafından gözaltına alındı. Günlerce işkence altında tutulduktan sonra Evin Cezaevi’ne götürüldü. Werîşe Muradî’ye 10 Kasım’da Tahran İslam Devrim Mahkemesi tarafından idam cezası verildi.
Haberde güvenliği nedeniyle gerçek adını kullanamadığımız kadın hakları aktivisti ve gazeteci Narges, idam cezasına karşı yapılan protesto eylemlerini ve İran devletinin baskı politikalarını ajansımıza anlattı.
Narges, Werîşe Muradî’nin birçok Kürt kadın aktivisti gibi, insan hakları için mücadele eden önemli bir sembol haline geldiğini dile getirerek, “Kürt kadınları, insan haklarını savunmaları ve adalet için yaptıkları çalışmalar nedeniyle daha fazla tehlikeyle karşı karşıyadırlar. Werîşe Muradî’ye yönelik suçlamalar, aslında onun sesini susturmayı hedefleyen siyasi cezalar olup, kadın hakları ve değişim taleplerinin engellenmesi amacını taşır. Böyle bir kişinin idam edilmeye çalışılması, yalnızca adaletsiz bir muamele değil, aynı zamanda toplumsal değişim için yapılan çabaların da susturulmak istenmesinin bir göstergesidir," dedi.
İran’daki kadınların idam karşıtı eylemleri
İran’daki kadın eylemlerine dikkat çeken Narges, şunları söyledi: "İran içinde, halkın böyle aktivistlere olan desteği çok büyük bir etki yaratıyor. Siyasi tutsakların barışçıl protestoları veya açlık grevleri, tıpkı Werîşe Muradî’nin yaptığı gibi, baskılara karşı direncin bir göstergesidir. Ailelerin, aktivistlerin ve hatta diğer siyasi tutsakların eylemleri ve dayanışması, hükümeti bu kararları yeniden gözden geçirmeye zorlayabilir."
Narges, idam kararının toplumsal etkileri hakkında da "Kürt siyasi tutsaklarına yönelik idam cezaları, İran’daki Kürt toplumu üzerinde derin etkiler bırakıyor. Bu cezalar ile halk büyük protestolar gerçekleştiriyor. Ayrıca, bu tür cezalar Kürt toplumunun dayanışmasını artırıyor ve İran’daki insan hakları ve adalet taleplerinin daha fazla yükselmesine neden oluyor. Werîşe Muradî'nin idamı gibi Kürt siyasi tutsaklarına verilen ağır cezalar, halk içerisinde adil olmayan yargılama süreçleri ve siyasi tutsak haklarına duyarsızlık geniş tepkilere yol açıyor" şeklinde konuştu.
‘Kadınlar cinsiyet ayrımcılığına da maruz kalıyor’
Bazı durumlarda İran’da kadınlara verilen idam cezalarının açık bir cinsiyet ayrımcılığı içerdiğini dile getiren Narges, “Kadınlar, sosyal, kültürel ve yasal açıdan gerici yasalarla karşı karşıya ve bu nedenle de adli davalarda daha az destek buluyorlar. Bu durum, özellikle Kürt, Beluc ve Arap gibi farklı kimliklere sahip kadınlar için daha da ağırlaşıyor çünkü bu kadınlar cinsiyet ayrımcılığına, aynı zamanda kültürel ve etnik ayrımcılığa da maruz kalıyorlar" diye belirtti.
‘Siyasi faaliyetlere karşı tutum hep baskı olmuştur’
Kürdistan'da her zaman devlet baskısının daha fazla olduğunu hatırlatan Narges, “Bu durum, kültürel, sivil ve üniversite faaliyetlerini büyük ölçüde baskılamaktadır. Hükümetin yaklaşımı askeri ve güvenlikçi bir tavır almış durumda. Son yıllarda, daha çok sivil aktivistler ve kadınlar tutuklanmış, öğrenci dergileri kapatılmış ve öğrenciler okuldan atılmıştır. Hükümetin en küçük bir siyasi faaliyete karşı tutumu hep baskı olmuş. Werişe Muradî’nin idamı da Kürdistan’daki bu baskı sürecinin bir parçasıdır. İnsanlar kadın aktivistleri destekliyor ve haksız kararlar karşısında susmayacaklardır. Kürt kadınlarına yönelik baskı, iki kat daha fazla ve katlanarak artıyor. Bu yüzden, bu bölgedeki aktivistlere karşı verilen haksız cezalar askeri bir yaklaşımla veriliyor" şeklinde konuştu.