‘QSD ve YPJ’nin bir an önce bizi çetelerden kurtarmalarını istiyoruz’
Yaklaşık bir aydır Minbic’e giren Türk devletine bağlı SMO çetelerinin IŞİD’ten bir farklarının olmadığına dikkat çeken Minbicli Sewsen Mişel, QSD ve YPJ'ye çağrıda bulunarak, “Güvenlik ve barış zamanımıza geri dönmek istiyoruz” dedi.
SÎLVA EL ÎBRAHÎM
Hesekê- Türk devleti ve çetelerinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarıyla birlikte işgal saldırıları altında olan kentlerden biri de Minbic. Çetelerin kente girmesiyle birlikte katliam, şiddet, hırsızlık, tecavüz olayları artarken, Minbic halkı da, Demokratik Suriye Güçleri (QSD) ve Kadın Savunma Birlikleri’ne (YPJ) kentin çetelerden kurtarılması için çağrıda bulundu.
Güvenlik nedeniyle gerçek ismini paylaşmayan Minbicli Sewsen Mişel, "Suriye kriziyle birlikte birçok çete grubu Minbic’e girdi ve hepsi birbirinden beterdi. Esad rejiminin çökmesiyle de Türk devleti ve ona bağlı SMO çeteleri Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırılar gerçekleştirdi. Minbic’e giren SMO çeteleri de vatandaşların mallarını çalmaya başladı. IŞİD’ten bir farkları yok ve kendi karanlıklarını halka dayatıyorlar. IŞİD döneminde kadınlar recm edildi, katledildi, her türlü şiddete maruz kaldılar. Erkeklere yönelik katliam, kaçırılma, işkence vardı. Minbic halkının mallarını ve mülklerini çaldılar ve her türlü zulmü uyguladılar. Minbic kenti 2014-2016 yılları arasında QSD ve YPJ güçleri tarafından IŞİD’ten kurtarıldı” dedi.
‘Minbic’in özgürleşmesi bizim için yeni bir hayatın müjdesiydi’
Minbic’in QSD ve YPJ tarafından kurtarılmasını büyük bir sevinçle kutladıklarını belirten Sewsen Mişel, “2016 tarihi bizim için karanlıktan aydınlığa çıkmanın tarihiydi. Bizim çetelerden kurtuluş tarihimizdi. Minbic halkı ve kadınlar için tarihi bir andı. YPJ, QSD güçleri ile Minbic Askeri Meclisi, kent halkının onurunun yeniden tesis edilmesinde kutsal bir rol oynadı. Özellikle kadınların karanlıktan kurtarılmasında rol oynadılar. Minbic’in özgürleşmesi bizim için yeni bir hayatın müjdesiydi. Kentin özgürleştirilmesinin ardından kadınlar sağlık, sosyal, eğitim, askeri, güvenlik kurumları da olmak üzere her alanda örgütlendi. Bu kurumlar Minbic’te Demokratik Özerk Yönetim’in çatısı altında kuruldu ve uzun yıllar çalışmalarımızı sürdürdük” şeklinde konuştu.
‘25 gündür Minbic’e giren SMO çetelerinin ilk icraatı hırsızlık oldu’
Minbic’in özgürleştirilmesinin ardından kentte eğitim programlarının başlatıldığına ve kadınlara iş imkanlarının yaratıldığına dikkat çeken Sewsen Mişel, “Minbicli kadınlar tarihlerinde ilk kez Özerk Yönetim çatısı altında kendilerini güvende hissettiler ve yaşamın birçok alanında yer alma fırsatı elde ettiler. Her alanda çalıştılar ve toplumlarının lideri oldular. 2024 yılının Aralık ayında Türk devleti ve ona bağlı SMO çeteleri Minbic’e saldırdı. Kendisine ‘Suriye Milli Ordusu’ diyen çetelerin özgürlükle hiçbir ilgisi yok. 25 gündür Minbic’e giren SMO çetelerinin ilk icraatı hırsızlık oldu. Çeteler evlere girerek halkın değerli mallarını çalıyorlar, gençleri kaçırıp fidye karşılığında serbest bırakacaklarını söylüyorlar” sözleriyle yaşananları aktardı.
‘Güvenli günlerimize geri dönmek istiyoruz’
Türk devletinin işgali sırasında kadınların çektiği acılara değinen Sewsen Mişel, son olarak şunları söyledi: “Biz kadınlar evden çıkmaya korkuyoruz. Çünkü bir hafta önce kantonda 7 yaşındaki bir kız çocuğu El Emşat çetelerinin tecavüzüne maruz kaldı. İnsanlar her an çetelerin evlere yönelik saldırı yapmasından, kadınları ve kız çocukları kaçırmasından korkuyor. Tarihte de görüldüğü üzere çatışma ve savaş ortamlarında en çok bedeli kadınlar ödüyor ve ilk saldırı onlara karşı gerçekleşiyor. Öte yandan kentte elektrik ve su hizmetleri durdu, ekmek de yok, çünkü çeteler her şeyi çalmış durumda. QSD ve YPJ’nin bir an önce bizi bu çetelerden kurtarmalarını istiyoruz. Güvenli günlerimize geri dönmek istiyoruz. Ama QSD ve YPJ güçleri olmazsa bunu yapamayız. Çünkü Suriye krizinden bu yana Minbic’i savundukları dönem dışında özgürlük ve güvenlik içinde yaşamadık. Durum böyle devam ederse Minbic’te kimse kalmayacak, herkes göç edecek."