Rojhilat’ta kadınlar tarıma dönüyor: Doğa ve gıda güvenliği için büyük adım
Rojhilatlı kadınlar, miras topraklarını geri alarak iklim krizine karşı sürdürülebilir tarım yöntemleriyle üretime yöneliyor. Hem çevreyi hem de toplum sağlığını korumayı hedefleyen kadınlar, tarımda görünmeyen rollerini görünür kılmaya çalışıyor.

ŞEBNEM RAHİMZADEH
Bokan - Kadınların özgürlüğünün bugünkü gibi kısıtlanmadığı dönemlerde, bakım ve üretim toplumların temel taşlarından biriydi. Tarımın temellerini atan ve toprağı koruyan kadınlar, erkek egemenliğinin ortaya çıkmasıyla birlikte bu alanlardan uzaklaştırıldı. Ancak günümüzde, özellikle iklim krizi ve çevresel sorunların artmasıyla, kadınlar yeniden üretimin merkezine dönüyor.
Rojhilat Kürdistanı’nda da çevre sorunları ve tarımsal krizlere rağmen kadınlar, yenilikçi yöntemlerle tarımda değişim yaratıyor, sosyal, ekonomik ve kültürel engellere rağmen sürdürülebilir tarım uygulamalarını hayata geçiriyorlar.
“Kadınların emeği görünmüyor”
Resmî verilere göre, İran’da kırsal bölgelerde yaşayan kadınlar yılda 125 milyon ton tarım ürününün üretiminde yer alıyor. Urmiye vilayetinde ise 236 bin 192 tarım işletmecisinin yalnızca küçük bir kısmı kadınlardan oluşuyor.
Tarımsal kalkınma uzmanı Meryem Fehri Pur, bu verilerin kadınların gerçek katkısını yansıtmadığını belirterek şunları söylüyor:
“Çoğu tarım arazisi erkeklerin üzerine kayıtlı. Kadınlar tarlanın satın alınmasından ürünün hasadına kadar her aşamada yer alıyor ama emeklerinin karşılığı görünmüyor. Ürün satışında da kadınlar daha fazla engelle karşılaşıyor. Hatta mevsimlik işçi olarak bile katılımları resmi rakamlardan daha fazla.”
Toprağı geri almak ve değiştirmek
“Jin, Jiyan, Azadî” ayaklanmasının ardından kadınlar, miras topraklarını geri alma ve tarım yöntemlerini dönüştürme konusunda daha kararlı adımlar atmaya başladı. Su krizi ve Urmiye Gölü’nün kuruması, bu çabaların önemini artırdı. Ancak erkek çiftçilerin çoğu ürün veya yöntem değişikliğine yanaşmıyor.
Bokan’ın bir köyünde ailesinin arazisinin bir kısmını geri alan kadın çiftçi Şelîr Enberî, aldığı tarımsal kredilerle damla sulamaya geçtiğini ve organik gübre kullanmaya başladığını şöyle anlattı:
“Toprağı korumak ve ürünün kalitesini artırmak hem çevre hem toplum sağlığı için şart. Kadın mühendislerden çok destek aldım.”
Ürün değişimi ve kadın girişimciler
Yıllardır hükümet politikalarıyla teşvik edilen su tüketimi yüksek ürünler yerine, bazı çiftçiler - özellikle kadınlar- seracılık ve suya daha az ihtiyaç duyan ürünlere yöneliyor.
Nexede, Urmiye, Bokan, Serdeşt, Şino ve Mahabad’da kadınlar tarafından üretilen ürünler arasında istiridye mantarı, yöresel sebzeler ve safran öne çıkıyor.
Safran üreticisi Rojîn F., küçük bir alanda başladığı üretimin ekonomik olarak kârlı olduğunu belirterek, “Safranımız birçok bölgedekinden kaliteli ve yüksek fiyatla satılıyor. Suya az ihtiyaç duyması nedeniyle kriz dönemlerinde iyi bir alternatif” diyor.
Pazar arayışı
Seracılık yapan Kejîn Herbî ise pazar erişiminin geliştirilmesi gerektiğini dile getirerek şöyle konuşuyor:
“Bazı dönemlerde satış zayıf olsa da bu ürünler her zaman ihtiyaç duyulan gıdalar. Savaş ya da kriz dönemlerinde bile üretimimiz devam edebilir.”
Kadınlar yalnızca tarımda değil, çevre koruma çalışmalarında da aktif. El sanatlarını tarıma alternatif olarak geliştirmek, Zagros’ta meşe ağaçları dikmek ve seracılığı yaygınlaştırmak bu faaliyetlerden bazıları. Uzmanlara göre, kadınların tarıma dönüşü hem çevre koruması hem de gıda güvenliği için büyük bir fırsat.