Mahasen Mursal: Lübnan'daki işgücünün yüzde 25’ini kadınlar oluşturuyor

Lübnan’da Beyrut Limanı patlaması ardından derinleşen ekonomik kriz hayatı her yönüyle etkiliyor. Krizin hanelere ciddi anlamda yansıdığını belirten Ekonomi Uzmanı Mahasen Mursal, ülkede işgücünün yüzde 25’ini kadınların oluşturduğunu söyleyerek, kadınların çalışma yaşamında yaşadığı sorunlara da dikkat çekti.

CAROLİNE BAZZİ

Beyrut - Lübnan’da 2019 yılından bu yana ekonomik kriz gün geçtikçe büyürken, Beyrut Limanı’nda gerçekleşen patlamının ardından ise derinleşen kriz yaşamın tüm hücrelerine yansımaya başladı. Lübnan Merkez Bankası’ndaki dolar likidi sorununun yanı sıra döviz rezervlerinin erimesi, ülkede başka ciddi krizleri de beraberinde getirdi. Birleşmiş Milletlerin (BM) raporuna göre Lübnanlıların yarısından fazlası yoksulluk sınırı altında hayatlarını devam ettirmeye mahkum iken, ekonomik krizin bilançosu Beyrut iç savaşı döneminden dahi daha kötü olarak nitelendiriliyor. BM Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu’na göre ise 2021 yılı verileri Lübnan halkının yüzde 74’ünün yoksulluk içerisinde yaşadığını söylüyor. Ekonomist Mahasen Mursal, Lübnan’da ekonomik krizin etkilerini ajansımıza anlattı.

“Hayat pahalılığı her saniye artıyor”

Lübnanlı Ekonomi Uzmanı Mahasen Mursal, dolar kurunun sürekli yükselmesini, “çılgın yükseliş” olarak özetlerken, hayat pahalılığının her geçen saniyede artmasının ciddi kaygılar uyandırdığını söyledi. Karaborsa olarak nitelindirilen piyasanın akaryakıt fiyatlarını direk etkilediğini ve ülke ekonomisinde sık yaşanan değişimlerin bir nedeninin de bu olduğunu söyleyen Mahasen Mursal, “Lübnan Merkez Bankası yönetiminin de süreci iyi yönetememesi ve yerinde olmayan açıklamaları da etkiliyor” diye konuştu. Her ne olursa olsun doların Lübnan parası karşısında artışının önüne geçilemediğinin de altını çiziyor Mahasen Mursal.

“Lübnan parası değer kaybediyor”

Doların yükselmesi nedeniyle insanların açlıkla yüz yüze yaşamak zorunda bırakıldığını söyleyen Mahasen Mursal, Lübnanların her geçen gün paralarının değer kaybettiğini izlemeye mahkum olduğunu söyledi. Mahasen Mursal, Lübnan Merkezi Bankası Başkanı Riad Salameh tarafından yayınlanan 161 sayılı kanunda yapılan değişikliğin de doların Lübnan lirası karşısında büyümesine ve ülkenin para değerinin düşmesinin önüne geçemediğini hatırlatarak, yanlış politikaların bankaların önünde yaşanan çatışmalara kadar götürdüğü hatırlatmasını yaptı. 161 sayılı genelgenin değişikliği tarihinin iyi hesaplanmadığnı söyleyen Mahasen Mursal, dolar satışının da sınırlandırılmamasının ülke parası üzerindeki baskıyı hafifletmeyeceğini de aktardı.

Halkın alım gücü erezyona uğradı”

Halkın alım gücünün erozyona uğradığını söyleyen Mahasen Mursal, “Piyasalar ve piyasalarda yaşanan değişiklik kağıt üzerinde kalmıyor. Sofralara yansıyor. Neredeyse bin 500 lira olan ekmek şu anda sofralara 12 bin lira olarak geliyor. Lübnan’daki yüksek fiyatlar yaklaşık olarak yüzde 600’e ulaştı ve belki de geçti. Lübnanlı ailelerin yaşadığı kötü durumu hayal edebiliyor musunuz?” diye sordu.

“Kriz hanelere her yönü ile yansıyor”

Ekonomik krizin derinleşmesinin etkilediği çok büyük bir kesimin kadınlar olduğun söyleyen Mahasen Mursel, sözlerine şöyle devam etti: “Kadınlar toplumun büyük bir bileşeni ve yarısı. Elbette krizden ciddi anlamda etkileniyorlar. Ekonomik kriz toplumun yapısına da çok ciddi zararlar veriyor. Şu anda ülkede boşanma oranındaki ciddi artışı gözleri önünde. Yüksek fiyatlar nedeniyle okul kitaplarını alamayan çocuklar, okula kayıt yaptıramayan çocuklar ve aç uyumak zorunda kalan çocuklar var Lübnan’da. Ekonomik krizin öfkesini yaşayan ebevynlerin ilk olarak deşarj oldukları kesimi çocuklar oluşturuyor. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet oranları da ekonomik kriz ile artış gösteriyor ve toplumun en savunması zayıf kesimini de bunlar oluşturuyor.”

“Kadınlar ekonominin yüzde 25’ini oluşturuyor”

Lübnan’da ekonomik iş gücünün yaklaşık olarak yüzde 25’ini kadınların oluşturduğunu hatırlatan Mahasen Mursel, “Çalışmanın ayıp olmadığını bilerek hepimiz çalışmaya, geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz. Tüm kadınlar neredeyse sosyal ve ekonomik refahı için çalışmakla yükümlü. Peki ya anne olma aşamasındaki kadınlar ne yapacak, yeni anne olan kadınlar ne yapacak? İş yerinde tacize maruz kalanlar işlerinden olmamak için seslerini çıkaramayan kadınlar ne yapacak? Kadınlar iş gücü piyasasında karar gücü olarak erkeklere oranla daha az yer alıyor ve bu da kendisiyle birlikte birçok olumsuz hususu da getiriyor” diyerek, ekonomik krizin başlı başına ekonomik kriz olmadığını zincirleme olarak toplumun her zerresine etkilerinin olduğunun altını çizdi.