Hatay Asbest Raporu: Döküm sahaları yeni bir afetin göstergesi

Çevre Mühendisleri Odası’nın ‘Hatay Asbest’ raporuna göre; yıkıntı atıklarının döküldüğü sahalardan alınan 8 numunenin 4’ünde kanserojen madde olan asbest bulundu. Raporda, döküm sahalarının yeni bir afetin gösterdiği olduğuna dikkat çekildi.

Haber Merkezi- TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, “Hatay Asbest Teknik İnceleme Raporu”nu yayınladı. 6 Şubat Mereş merkezli depremlerin ardından hazırlanan raporda, asbest numunelerinin Yeşilköy Antakya-Samandağ Yolu, Samandağ’da bulunan Yeşilköy İnşaat, Çamlıyayla İnşaat, Antakya’da bulunan Narlıca İnşaat ve yıkıntı atıklarının döküldüğü sahalardan alındığı belirtildi.

‘Döküm sahaları yeni bir afetin göstergesi’

Toplamda 4 lokasyondan 8 adet katı asbest numunesinin alındığının belirtildiği raporda, alınan 8 numunenin 4 adedinde asbest tespit edildiğine dikkat çekildi. Numune alınan bütün bölgelerden en az bir adet asbestli malzemenin bulunduğuna işaret edilen raporda, “Konutların, çadırların ve kamu kurumlarının yaklaşık 100 metre yakınında döküm sahaları tespit edilmiştir. Dere yatakları, orman arazileri, zeytinlikler, seralar, tarım arazileri ve su kaynaklarına çok yakın bölgeler döküm sahası olarak tercih edilmiştir. Bu durum bir yeni bir afetin göstergesidir” denildi.

‘Seçilmemesi gereken bölgeler döküm sahasına dönüştürülmüş’

Raporda, inşaat ve yıkıntı atıklarının ayrıştırılması için planlanan döküm alanlarının seçim kriterlerinin teknik olarak uygun olmadığının görüldüğü belirtilerek, şunlar ifade edildi: “Çalışma yaptığımız alanlarda özellikle seçilmemesi gereken bölgelerin döküm sahasına dönüştüğü görülmüştür. Yaptığımız incelemelerde; İnşaat ve yıkıntı atıklarının taşınması, geçici depolama sahalarında ayrıştırılması ve atıkların bertarafı süreçlerinde yapılan çalışmaların neredeyse tamamının mevzuatlara uyulmadan yapıldığı tespit edilmiştir.”

‘İnsanlar ciddi halk sağlığı riskleriyle karşı karşıya’

Özellikle atık yönetiminde çalışanlar ve bölgede yaşayan insanların, hiçbir şekilde kişisel koruyucu donanımları (asbestle çalışmalara uygun maske, tulum ve eldiven) kullanmadığına vurgu yapılan raporda, çok ciddi halk sağlığı riskleri ile karşı karşıya kaldıkları kaydedildi. Afet ve Atık yönetmeliklerinin deprem bölgesinde dikkate alınmadığına işaret edilen raporda, “25/01/2013 tarihli ve 28539 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanan Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğe hiçbir şekilde uyulmadığı tespit edilmiştir” denildi.

Yapılan inceleme ve araştırmaların değerlendirildiği raporda, şu talep ve öneriler sıralandı:

"*Bölgede yaşayan insanlar ve ekolojik yaşam alanlarının korunması için; dere yataklarına, orman arazilerine, tarım arazilerine ve su kaynaklarına yakın bölgelerin döküm sahası olarak planlanmasından vazgeçilmelidir. İnşaat ve yıkıntı atıklarının standartlara uygun lokasyonlarda ve sızdırmaz zeminlere kavuşturulmuş depolama alanlarında depolanması sağlanmalıdır.

*İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının depolanması için Atıkların Düzenli Depolanması Dair Yönetmelik’te tariflenen II. sınıf düzenli depolama sahalarının en kısa sürede yapımına başlanmalıdır.

*Deprem bölgesinde yıkımla ilgili yapılan bütün çalışmalar asbest söküm uzmanları kontrolünde ve eğitimli personel tarafından yürütülmelidir. Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmeliği’ne ve Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliği’ne uyulması sağlanmalıdır.

‘Enkaz çalışması bitene kadar herkese FFP maske verilmeli’

*Enkaz kaldırma ve atık yönetimi süreçlerinde çalışanların asbest liflerinden korunması için FFP3 maske, tulum (tyvek kategori 5/6) ve iş eldiveni kullanması sağlanmalı, denetimler yapılmalıdır.

Asbest birinci sınıf kanserojen madde sınıfına giren bir malzemedir. Yapılan çalışmalar sonucunda asbeste maruz kalan insanlarda Asbestoz, Mezotelyoma, Akciğer kanseri (bronşiyal karsinom), mide, bağırsak kanseri gibi hastalıklar uzun süreler sonrasında ortaya çıkıyor. Bölgede yaşayan halkın en az şekilde asbest liflerinden etkilenmesi için herkese enkaz çalışması sonlanana kadar FFP3 tipi toz maskesi verilmeli ve kullanımının sağlanması yapılmalıdır.

*İnşaat ve yıkıntı atıklarının taşınması, geçici depolama sahalarında ayrıştırılması ve atıkların bertarafı işlemlerinde, bilimsel teknik değerlendirmeler ve mevzuatlar dikkate alınmalıdır.

*Afet yönetimi yeni afetlere neden olmamalı, öncelikle halk sağlığı ve ekolojik yaşam alanlarının korunmasına özellikler dikkat edilmelidir."