Ortadoğu ve dünya krizinin çözüm anahtarı: Demokratik Ulus-5

İşgalcilerin halkların birliğini engellemek istediğini belirten Cizîrê Bölgesi Demokratik Özerk Yönetim Danışmanı Cîhan Xelîl, Kürtlerin öncülüğünde toplumun ortak diplomasisinin kurulacağını kaydetti.

EBÎR MUHEMED

Qamişlo- Demokratik Ulus Projesi’nin temel direklerinden biri de diplomasi. Cizîrê Bölgesi Demokratik Özerk Yönetim Danışmanı Cîhan Xelîl, diplomasi alanında yürütülen çalışmaları ve önemi hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Demokratik Ulus Projesi kapsamında diploması alanında önemli çalışmaların yürütüldüğünü kaydeden Cîhan Xelîl, “Toplumun mevcut durumuna baktığımızda adaletsizlik, milliyetçilik, sınıf ayrımı ve din üzerinden inşa edildiğini görürüz. Tüm bunların üstesinden gelmek için diplomasiye böyle bir zamanda ne kadar ihtiyaç duyulduğu ortaya çıkıyor. Kuşkusuz, demokratik diplomasinin rolü, eşitliği teşvik etmek ve insanlar arasında ayrımcılık yapmamaktır. En önemli hedeflerden biri adaletin uygulanması, dincilik ve milliyetçilik ile mücadele etmektir. Demokrasi ve adalet önemlidir” diye belirtti.

‘Kürtlerin güçlenmesi her unsurun güçlenmesidir’

Cîhan Xelîl, Demokratik Ulus diplomasisi ile ulus-devlet diplomasisi arasındaki farka dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Dış ülkelere baktığımızda diplomasi çalışmalarını kâr elde etmek için yaptıklarını görürüz. Toplum için çalışmazlar kendi çıkarlarını gözetirler. Savaş politikalarını yürütürler ve toplumsal sorunlara neden olurlar. Ulus devletler kendi çıkarları için çalıştıkları için savaşa hizmet ederler. Bu sistemin sonuçları da dikkat çekicidir ve sonuç almıştır çünkü bu sistem kendisini kurumsallaştırmıştır. Ulus devletler son iki yüz yılda güçlendi, bu nedenle demokratik diplomasi yoluyla demokratik, özgür ve sosyal bir sistem kurmak gerekiyor. Demokratik ulus diplomasisinin farkı, her kökenden herkesi kucaklaması ve içermesidir. Açıklığa kavuşturulması gereken bir nokta var; Kürtlerin güçlenmesi bu bölgelerdeki yaşamın her unsurunun güçlenmesidir ve bu proje bir bölücülük projesi değildir."

Diplomasiyle Rojava tanındı

Diplomasiden ayrılamayan iki önemli ilke olduğunu kaydeden Cîhan Xelîl, "Bunlardan biri toplumsal diplomasidir. Bilimsel diplomasinin derinleştirilmesi ve dürüst bir fikirle yürütülmesidir. Bir diğeri ise öz savunmadır. Rojava Devrimi’nde DAİŞ'e karşı eşsiz bir savaş verildi. Kadınlar ve erkeklerin gücüyle DAİŞ yenildi. Özerk Yönetim kapsamında oluşturulan diplomasi elbette olumlu bir adımdı. Bu adımla birlikte kendi toplumumuzu hem içte hem de uluslararası düzeyde tanıtabildik” şeklinde konuştu.

‘İç diplomasi de önemli’

Cîhan Xelîl, dış ilişkilerin yanı sıra tüm taraflarla iç diplomasinin önemli olduğunu belirterek, "Tarihten bu yana politikalar ve diplomasi Kürt soykırımı üzerine yürütülmüş ve Kürtler yıllarca diplomasiden yoksun bırakılmıştır. Bu konuda ilk adımı Cizîrê Özerk Yönetimi atmıştır. İçinde her örgüt, parti ve mezhep bulunmaktadır. Şüphesiz halkın birliği kadar toplumun tüm fertlerinin birliği de önemlidir. Özellikle dış ülkelerle iç ve dış diplomasi düzeyi oluşturuldu diyebiliriz. Tabii ki, bu eğilimi güçlendirmek için hala atılması gereken birçok adım var. Kürdistan diplomasisinin güçlendirilmesi ne kadar önemliyse bu coğrafyada yaşayan tüm toplumlar içinde önem taşımaktadır” ifadelerinde bulundu.

İşgalciler tehlike olarak görüyor

Kürdistan’ı işgal edenlerin Kürdistan diplomasisini engellediğinin altını çizen Cîhan Xelîl, "Kürdistan dört işgalci ülke olan Irak, Türkiye, Suriye ve İran arasında bölünmüş durumda ve bu ülkeler Kürtlerin birbirine ulaşmasına ve aralarındaki diplomasiye izin vermiyor. Kendileri için tehlike gördükleri için engelliyorlar. Bu nedenle Kürt diplomasisi ve inşa edilmekte olan diplomatik ilişkiler etkisiz kılınmak isteniyor. Özerk Yönetim tarafından uluslararası düzeyde hızlı ve aralarındaki tüm farklılıklara rağmen bir adım atıldığında, yabancı ülkeler bir araya gelerek Kürt tarafında herhangi bir diplomasinin gelişmesine izin vermemektedir” sözlerine dikkat çekti.

‘Toplumun ortak diplomasisi kurulacak’

Kürt ilişkilerindeki zayıflığın çözümünün KNK çatısı altında çalışmaktan geçtiğini vurgulayan Cîhan Xelîl, "Bu sorunun elbette bir çözümü var. Çözümün Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) çatısı altında çalışmak olduğunu görüyoruz. Tüm taraflar, en büyük tehlikeyi ortadan kaldırmak için savunma güçlerini birleştirmelidir. Birkaç yıl önce Güney Kürdistan hükümeti ile Kürt diplomasisi geliştirme çabaları vardı. KNK'nin bu konuda önemli bir misyonu vardı ve rol oynadı ve hala bunun için mücadele ediyor. KNK'nin tüm sorumlulukları üstlenebileceği ve bunun için mücadele edebileceği bir yönetim veya kurul oluşturması gerekmektedir. Kürtler için demokratik, özgürlük ve eşitlik standartlarına dayalı bir diplomasi, Özerk Yönetim’de Kürtlerin öncülüğünde bu standartlar yerine getirilecek ve toplumun ortak diplomasisi kurulacaktır” dedi.

‘Sonuç alacağız’

Halkların 19 Temmuz devrimini kutlayan Cîhan Xelîl, konuşmasını şöyle sonlandırdı: "19 Temmuz Rojava Devrimi'nin yıl dönümü. Heyecanlıyız çünkü bu başarılar şehitlerimizin ve devrimin verdiği değerlerle elde edildi. Her yıl kutlanan Newroz Bayramı'nın değeri ve anlamı kadar, 19 Temmuz Devrimi de bizim için önemlidir. Çünkü tüm halkların çözümü 19 Temmuz Devrimi’nin temelidir. Halkımızın bu gününü kutluyor ve mücadelemize doğru adımlarla devam ederek sonuç alacağımızı belirtiyoruz."

Yarın: Hukukçu Xanim Eyo: Gerçek adalet kadınlarla sağlanır