2022 yılı ve Ezidi kadınların Özgürlük Mücadelesi

PONORAMA

Kader döngülerini 74’üncü fermanda yerle bir eden Ezidi kadınlar, büyük başarılara imza attıkları 2022’yi geride bırakırken, yeni yıla da ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesiyle ‘Toplumsal Sözleşme’ etrafında örgütlenerek girdi.

SİTÎ ROZ

Şengal - Dünya bir yılı daha geride bıraktı. Dünya mekanı bir yıl içerisinde işgal-faşizan savaşlara, özgürlük mücadelesi etrafında kenetlenen gerilla, kadın, doğa ve tüm canlıların direnişlerine, demokrasi-özgülük arayışları ve yıkımın iç içeliğine ev sahipliği yaptı. Başlayan savaşların hala son bulmadığı, direnişin derinliğinden ödün vermediği bir yılı bitirip yeni yıla herkesin beklediği 2023 yılına girdik. Şengal’de, Ezidi kadınları da bu dünyanın bir parçası olarak bir yılı geride bıraktı. Ezidi kadınların cephesinden 2022 yılının muhasebesini Ezidi Özgür Kadın Hareketi (TAJÊ) Sözcüsü Riham Heco ve Ezidi Genç Kadın Birliği üyesi Liza Zerdeşt ile yaptığımız özel röportajımızda ele aldık.     

TAJÊ Sözcüsü Riham Heco ile yaptığımız röportajımızda ‘Jin jiyan Azadi’ sloganıyla başlayan kadın başkaldırılarını, Apocu felsefesinin Ezidi kadınlarına kattıklarını, soykırımın pençesinden kurtarılan kadınları ve dünyanın soykırım tanımındaki yalanlarını, özerk Şengal sistemi ve kadınları, toplumsal sorunları, Ezidi kadınların yıl içinde kat ettikleri yolu ve daha birçok başlığı konuştuk. 

‘Anneler bu yılın öncüsü oldu’

 ‘Jin Jiyan Azadi’ felsefesi dünya coğrafyasında boy veren bir kadın devrimine dönüştü. Kürt kadınların öncülük ettiği ayaklanma isyan olmaktan çıktı, kadınların özgürlük mücadelesine dönüşmeye yol aldı.  Ezidi kadınlar bu yıla damgasını vuran kadın serhıldanlarının neresinde yer aldı. ‘Jin Jiyan Azadi’ felsefisi Ezidi kadınlar için ne ifade etti?

Biz Ezidi kadınlar için 2022 yılı zorluklarıyla, başarılarıyla, kazanımlarıyla dolu bir yıl geçti. Bizim için yeniliklerin yaşandığı, yeni adımların atıldığı bir yıl oldu. Bunun için biz Ezidi kadınlar 2022 yılını kendimiz için anlamlı ve manevi olarak bize kattıkları boyutuyla başarılı bir yıl olarak görüyoruz. Tabi bu yılda başarılara, direnişe kaygısız, cesaretli, şartsız katılan ve damgasını vuran annelerin duruşu oldu. Deyim yerindeyse anneler bu yılın da öncüsü oldular.

Devrim kadın ruhu ve iradesi üzerinden yürüyor

Jina Eminin katledilmesi ile başlayan kadın serhıldanları, dünyada boy veren kadın devrimine büyük bir ivme kazandırdı. 11-12 yıldır Ortadoğu’da başlayan bir devrim var. En etkili devrim ‘Jin Jiyan Azadi’ sloganıyla başlayan kadın devrimi oldu. Devrim kadın ruhu ve iradesi üzerinden yürüyor. Şimdi yaşanan kadın devrimi, tüm dünya kadınlarını bir araya getirme kabiliyet ve ruhuna sahip oldu. Tabi bölgede yaşanan devrimlerin öncü rolünü kadınlar üstlendi. Bunun için her yerde kadınlar hedeflendi. Bizde Ezidi kadınları olarak kadın merkezli başlayan her sürecin içinde olduk. Kadın  serhıldanları, direnişlerden payımıza düşeni sırtladık. Ortak bir ruh oluştu. Bu ruh bize güç, moral, cesaret, dersler dolu bir süreç yaşattı.

‘Reber Apo’nun felsefesi bizi 70 kilometrenin ötesine taşıdı’

Biz Ezidi kadınları gelişen kadın ortaklaşmasına kayıtsız kalamazdık. Şengal’e dönük tüm saldırılara rağmen Ezidi kadınları sürece damgasını vuran kadınları sahiplendi. Ezidi kadınlarda bu hakikat Reber Apo’nun ‘Jin Jiyan Azadi’ felsefesinin ve fikirlerinin etkisi ve gücü sayesinde gelişti. Eskiden biz Ezidi kadınların sınırları belliydi ve bu sınır 70 kilometreyi aşmıyordu. Buda Şengal’e tekabül ediyordu. Bunun ötesinde kadınlar ne yaşıyorsa, sorunları, kazanımları, katliamlar bizi çok ilgilendirmezdi. Fakat daha sonra Reber Apo’nun felsefe ve fikirleriyle tanıştık. Bu felsefe bizi değiştirdi ve biz Ezidi kadınlarını 70 kilometrenin ötesine taşıdı. Kadınların kazanımlarını koruduğu gibi kadın kırımına karşı durabilen ortak bir ruhu yarattı. Bizim için kadınların mücadelesi ortaktır.

Yıl boyunca Ezidi kadınları 70 kilometrenin bağrında ve ötesinde gerillaya karşı kullanılan kimyasal silahlara, İmralı tecridine, kadınlara karşı her türden şiddete karşı ayaktaydı.  Yıl içerisinde Ezidi kadınların eylemliliklerinden bazı başlar şöyle:

  • Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dönük, tecrit, izalasyon, CPT ve uluslararası kurumların tutumu, İmralı sisteminin soykırım üreten politikaları Ezidi kadınların yıl içinde gündemindeki esas yerini korudu.
  • Kadın devrimi, Ezidi kadınların direnişi, bu yolda katledilen kadınlar, ‘Jin Jiyan Azadi’ sloganlarıyla sahiplenildi. 
  • Başur Kürdistan’da bulunan Çem Mişko Kampı’nda 6 yaşında olan Axin’in tecavüze uğradıktan sonra katledilişinin hesabı soruldu, kadınlar bunu fermanın devamı olarak gördü. 
  • İşgal saldırları Şengalli kadınlar gerillaya karşı kullanılan kimyasal silahlara tepkisini ve gerillayı sahiplenme eylemleri. 9 Ekim ittifakı bu yılda kadınların iradeyi duruşu sayesinde gerçekleşemedi.
  • Kadına şiddete karşı bilinçlendirme, tepkisini dinlendirmek üzerinden toplumun her kesimini içine alan seminerler ve yürüyüşler gerçekleşti.
  • Bu yılda her yıl gibi, anmalar, kutlamalar, bayramlar, inanç ritüelleri toplumsal geleneklere uygun gerçekleşti.
  • Kadınların öncülük ettiği ‘PKK terör listesinden çıkarılsın’ kampanyası için 40 bin 446 imza toplandı.

‘Binlerce kadını DAİŞ’in elinden QSD-YPJ-YPG kurtardı’

74. Fermanda DAİŞ’in eline geçen 3 bin 504 kadından 2 bin 500 kadın kurtarıldı. 8 yıl geçti, DAİŞ kırıldı ve hala uyuyan hücrelerin elinde kurtarılmayı bekleyen yüzlerce kadın var. Bu yıl kurtarılan kadınlar oldu. Esir kadınları kurtarmak için nasıl bir mücadelenin içinde oldunuz? 

Demokratik Özerk Şengal sisteminin çatısı altında olan herkesin öncelik görevi DAİŞ’in eline geçen insanlarımızı kurtarmak için mücadele etmektir. Kadın Hareketi’nin 2022’de hedefi ve çalışmasının odak noktası, DAİŞ’in elinde kurtarılmayı bekleyen kadınları kurtarmak için mücadele etmekti. Bu konuda yoğun bir çabamız oldu. Şimdiye kadar binlerce kadını DAİŞ’in elinden QSD-YPJ-YPG kurtardı. Bizde yılın başından şimdiye kadar Kuzey Doğu Suriye ile irtibatta olduk. Ezidi kadınlar bir tek Raqqa, Derazor yada hol kampında değiller. Ezidi kadınları Ortadoğu ve dünyanın hemen hemen birçok ülkesine dağıtıldılar. Irak, Türkiye gibi ülkelere Ezidi kadınların kaçırıldığını biliyoruz. Bizde bu durumu ifşa etmek için yoğun bir çalışma yürüttük. Bu yıl Irak’ta hükümet yetkilileriyle, BM temsilcileriyle ve birçok uluslararası çalışan kurum ve kuruluşlarla görüştük. Bu görüşmelerde ortak komite kurma talebimiz oldu. Bu komite üzerinde DAİŞ’e katılmış olan insanların bulundukları ülkelerde yargılanmaları, hesap sorulması ve özellikle Irak’ın genelinde Ezidi kadınların bulunması için çalışma yürütmesini talep ettik.

‘Yoğun bir diploması çalışması yürüttük’

Biliyoruz Irak’ın genelinde DAİŞ’in uyuyan hücreleri var ve her gün farklı alanlarda saldırılar geliştiriyorlar. Özellikle bazı bölgelerde bunlar yoğunlaşıyor bizde özellikle bu bölgelerin araştırılmasını talep ettik. Fakat görüştüğümüz hiçbir kurum bize cevap vermedi ve destek sunmadı. Hepsinin bir tek talebi oldu. Hol kampında kurtarılan kadınların kadın hareketiyle ortak karşılanması ve ailelerine birlikte teslim edilmesi biçiminde oldu.  Yani QSD-YPJ ve Ezidi kadınların başarılarına ortak olmak istediler. Yaklaşımları çıkarcı oldu. Anladık ki Ezidi kadınların yaşamış olduğu soykırım çokta öyle demokrasi naraları atan devlet ve kurumlarının umurunda değil. QSD-YJP-YPG biz olmazsak da nerede bir Ezidi kadının izine ulaşırsa onu kurtarmak için her şeyi yapıyor. Tabi biz her şeye rağmen TAJÊ olarak kendi bünyemizde yoğun bir diplomasi çalışması yürüttük.

‘Konferans ve çalıştay düzenledik’

Yıl içerisinde fermanın jenosit olarak tanınması noktasında diplomatik ve genel anlamda yürüttüğünüz çalışmalar ne oldu?

Esir kadınların yanı sıra diplomasi alanında yürüttüğümüz çalışma yaşanan fermanın dünyada jenosit olarak kabul edilmesi çalışması oldu. Bu minvalde bu yıl içerisinde bir çalıştay ve bir konferans gerçekleştirdik. Şengal’de ferman konulu bir çalıştay yapıldı. Çalıştay’a Arap kadınların yanı sıra Başur Kürdistan ve Kerkük’ten kadın aktivistlerin katılımı gerçekleşti. Ezidilere dönük gerçekleşen soykırımın jenosit olarak tanınması konusunda ortak komisyonlar oluştu.  Aynı eksende ve daha genişletilmiş haliyle Bağdat’ta bir konferans gerçekleştirdik. Konferansa katılım daha geniş tutuldu ve çok önemli kararlara gidildi. Amacımız Ezidi ve Arap kadınlarını ortaklaştırmak ve fermana karşı durmak, Irak başta olmak üzere, tüm dünyaya fermanı Jenosit olarak kabul ettirmek. Onun dışında gücümüzün yettiği oranda dışardan davet edildiğimiz her kadın çalışmasına katıldık. Ayrıca Alman’da Ezidi kadınları derneğinin desteğiyle Avrupa hattında diplomatik çalışmalarımızı yürüttük.

‘Kadına kırım dünyanın her yerinde var’

Tunus’ta 40 ülkeden kadınların katıldığı konferansa Ezidi kadın hareketi de davet edildi.  Konferansın bizim için trajik bir yanı vardı,  bizim yaşadığımız soykırımı bilen duyan çok az kadın vardı. Oysa biz yaşadıklarımızın tüm dünya tarafından bilindiğini düşünüyorduk. Aynı zamanda mutluyduk çünkü kendimizi anlatma fırsatına kavuşmuştuk. Yaşadığımızı soykırımı ve bitmeyen artçı saldırıları tüm kadınlara anlattık.  Yine bize kattığı yeni tecrübelerde oldu. Konferansta kadınları dinledikçe kadın kırımının boyutunu daha iyi anladık. Oraya gelen kadınların bizim yaşadıklarımızdan pek bir farkı yoktu. Kadına kırım dünyanın her yerinde var farkı uygulamada yöntemin değişiyor olmasındır.

‘Almanya Ezidi kadınların Tunus’a gitmesini engelledi’

Ayrıca Almanya’da uluslararası kadın konferansına da Ezidi kadınları davet edildi. Fakat Alman devleti konferansa gidecek arkadaşımıza vize vermeyerek onun gidişini engelledi. Konferansta fermanı birebir yaşamış olan kadınların dinlenmesini engelledi. Almanya bu tutumuyla DAİŞ ile ortaklığının üzerini örtmeye çalıştığını göstermiş oldu. Devletler bizim ne yaşadığımızı biliyorlar ama halklar, kadınlar ne yaşadığımızı bilmiyor. Bunun için bizim halklara ve kadınlara ulaşmamızı engelliyorlar. Tabi bizim devletlerden, hükümetlerden bir beklentimizi yok, bizim umudumuz kadınlar ve halklardır.  

2022 yılında DAİŞ’in elinden 11 kadın ve çocuk kurtarıldı.

QSD - Kadın Savunma Birlikleri (YPJ)’nin kurtardığı kadın ve çocuklar 

  • 23 yaşında olan Şengal doğumlu Sewsen Hasan Haydar
  • 19 yaşında olan Herdan köyü doğumlu Roza Emin Berekat
  •  21 yaşında olan Koço köyü doğumlu Wefa Ali Abbas
  • 15 yaşında olan Werdiye köyü doğumlu Mazin Cirdo Xelef
  • 16 yaşında olan Til Qeseb doğumlu Rusita Haci Baco
  • 15 yaşında olan Solax köyünden Canê Ziyad Heyder

Solax köyünden olan İki kız kardeş

  • Aliye Xelef Xıdır 10 yaşında
  • Nidal Xelef Xıdır ise 13 yaşında 

Aileleri tarafından Türkiye’nin başkenti Ankara’da DAİŞ’in elinden kurtarılan kadınlar

  • 25 yaşındaki Delal ve 8 yaşındaki kızı kurtarıldı
  • 23 yaşındaki Rojda

2022 ve öncesi, dünyada soykırımı tanıyan uluslararası kurum ve ülkeler. Ezidi kadınların yaşamış olduğu soykırıma dünya ülkelerinin yaklaşımını anlamak açısından geçen yılları da içine alan döküm şöyle: 

  • 2015- 2016 Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ve BM İnsan Hakları Konseyi, DAİŞ’in Ezidilere planlı şekilde 'soykırım' yaptığını rapor etmiştir.
  • 2016 Avrupa Parlamentosu Ezidi soykırımını tanıma kararı almıştır. 
  • 2016 ABD yönetimi IŞİD’in Ezidilere ve diğer azınlıklara yönelik 'soykırım' yaptığını tanıdığını açıklamıştır. 
  • 2017’de Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) DAİŞ’in Irak ve Suriye'de Ezidi, Hristiyan ve Sünni olmayan Müslümanlara karşı soykırım gerçekleştirdiğini’ resmen tanımaları için Avrupa devletlerine çağrı yapmıştır. 
  • 2018 Ermenistan Parlamentosu, Ezidilere karşı işlenen suçları ‘soykırım’ olarak tanıdı. 
  • 2018 Kanada, 1948 soykırım sözleşmesinde, soykırım tanımına uyan bir bulgu dedi. Ezidilere dönük soykırımı ‘kimlikleri silmek’ tanımlamasından ibaret tuttu ama soykırım demedi.  Kanada DAİŞ’in elinden kurtulan kadınları ülkesine götürmek üzerinden özel bir politika yürütüyor. 
  • 2018 Avustralya parlamentosunda temsilciler meclisi, DAİŞ Ezidi topluluğuna yönelik işlediği soykırımı tanıyan bir önergeyi kabul etti. Suçluların soruşturulması ve kovuşturulması çağrısı yaptı.
  • 2019 Portekiz parlamentosu, soykırımı tanıdı. 
  • 2021 Belçika parlamentosu, DAİŞ’in Ezidi topluluğuna yönelik işlediği suçları ‘soykırım’ kabul etti.
  • 2021 Hollanda parlamentosu,2014’te Ezidi topluluğuna dönük işlenen suçları ‘soykırımı’ kabul etti.
  • 2022 Birleşik Krallık hükümeti, Ezidilere karşı işlenen DAİŞ vahşetini kınadı, ancak suçları soykırım olarak tanımadı. Kararın hükümetten ziyade yüksek ceza mahkemelerinde işlenmesi üzerinden bir politika güttüğünü açıkladı.
  • 2022 Lüksemburg parlamentosu Ezidilere yapılanları ‘soykırım’ olarak kabul etti.

‘Ağırlığımızı bilinçlendirme çalışmalarına verdik’

Demokratik Özerk Şengal sisteminde kadınlar öncü, sistemin esas rengi. Özerk sistemin çatısı altında kadın hareketi eşbaşkanlık, meclisler, komiteler, komin örgütlenmesinde kendini ifadeye kavuşturuyor. Bu minvalde yıl içerisinde kadınların Demokratik Özerk Şengal inşasına kattıkları ne oldu?

Şengal’de gelişim hızlı ve beklenen düzeyde ilerlemiyor. Kadınlar yıllarca savunma, ‘namus’, ‘şeref’ adı altında ev hapsinde tutuldu. Kadınlar bu duruma alıştırıldı. Derin bir köleliğe mahkum edilmiş Ezidi kadınlarını ‘özgürleştirdik, hapsedildikleri evlerden çıkartabildik’ demek abartılı bir tanımlama olacak. Evet bu konuda yoğun bir çabamız oldu. Esas yürüttüğümüz çalışma Ezidi kadınlarını kendi öz güçleriyle, hakikatiyle buluşturma, varlıklarının farkına vardırtma çalışması oldu. Biz kadınları kendini savunabilecek, ayakları üzerinde durabilecek bir düzeye getirmeye çalışıyoruz. Kadınların her boyutta bilinçlenmesi gerek. Bunun için bu yıl ağırlığımızı bilinçlendirme çalışmalarına verdik.

Tüm alanlarda eşbaşkanlık sistemi oturdu

Özerk sistem Ezidilerde yeni bir sistem. 8 yaşına girdi. Biz Ezidiler yıllardır devlet sistemine, egemenlerin tarzına alıştırıldık. Alışkanlıklarımızı bırakıp özerk yani kendi öz gücümüzle kendimizi örgütleme noktasında verdiğimiz mücadelenin yoğun çalkantıları oldu.  Özerk sisteme kadınları çeken eşbaşkanlık sistemi oldu ve tabi bu toplumunda ilgisini çekti. Toplum genelde tek başkana ve bu başkanında erkek olmasına alışmıştı. Ona göre devlet kurum ve kuruluşlarında yönetim bir tek erkek olur. Eşbaşkanlık sistemine geçtikten sonra ki süreçlerde erkek arkadaşların yaklaşımı kendini birinci dereceden sorumlu ve yanındaki kadın eşbaşkanı da yardımcısı olarak görme biçiminde gelişti. Ortak karar merci, çalışma anlayışını benimsemekte zorlanmalar yaşandı. Kadınların bu yaklaşımlara karşı mücadelesi çok yoğun oldu. Şu aşamada eşbaşkanlık sistemi, sistem organları içinde oturdu. Fakat şimdide toplumun her kesimine bu sistemi benimsetme noktasına yaşadığımız bir takım sorunlar var. Bu yıl bu minvalde yaşadığımız sorunlara karşı mücadelemiz oldu.  Bu konuda yıl içerisinde meclisler ve toplumun her kesimine seminerler, aile ziyaretleri ve meclisler bünyesinde yoğun eğitimlerle giderilmeye çalışıldı. Meclislerde, kurumlarda, siyasi alanda eşbaşkanlık sistemi oturdu. Özellikle diplomasi alanında kadınların duruşu etkili oldu.

‘Her evi eğitim alanına dönüştürdük’

Erkek egemen zihniyet ve fermanların bıraktığı iz, sonuç olarak Ezidi toplumunda toplumsal sorunların derin yaşanmasına yol açmıştır. TAJÊ olarak bu yıl içerisinde toplumsal sorunları ve çözümlerini nasıl ele aldınız?

Yıl içerisinde toplumsal sorumlarla ilgilenme de esas çalışmalarımız arasında yer aldı. Ezidi kadınları erkeğin baskısını kaderleri olarak görüyor. Toplumda kadınlar bir tek evlendirilmek üzerinden eğitiliyorlar. Kız çocuklarına nasıl bir ev kadını olacağı öğretilir, benimsetilir. Kadınlar için evlilik dışında başka bir yaşam reva görülmez. Bu anlayış üzerinden bu yıl içerisinde toplumda birçok sorunla karşılaştık. Önümüze gelen 300 sorunu çözmeye çalıştık. Bu sorunların başında gelen küçük yaşta evlilik, çok evlilik, psikolojik rahatsızlıklar oldu. Ayrıca bu yıl içerisinde kadın intiharları ve cinayetleri geçen yıla göre daha azdı. Kadın intiharları ve cinayetleri için yıllardır yoğun bir çalışmamız oldu. Köy köy, mahalle mahalle, her aileyi ziyaret etmeye çalıştık, ziyaretlerde toplumsal sorunları kadınlar ve erkeklerle konuştuk, bir nevi her evi eğitim alanına dönüştürdük.

Bir yıl içeresinde 250 kadın boşandı

Yaşanan sorunların kaynağında toplumun ahlaki ölçü ve ilkelerine yoğun saldırıların olması yatıyordu. Genç kadınların sahte aşk söylemleriyle kandırılarak küçük yaşta evlilik yapması, boşanma ve intiharlara kadar uzanması, kadınları en çok etkileyen sorunlar olarak öne çıkıyor. Çok evlilikte toplumda psikolojik bunalımların önünü açan bir sorun olarak öne çıktı. Sonuç olarak bu yıl içerisinde 250 kadın boşandı. Bu boşanmaların hemen hemen hepsi 25 yaşın altında olanlarda gelişti. Genel olarak bir yıl içerisinde öne çıkan sorunlar böyle.

Kamplarda kadın katliamları ve intiharları arttı

Fakat bu sıraladığımız sorunların en derin hali Başur Kürdistan’da Ezidilerin tutulduğu kamplarda yaşandı. Kamplarda kadın cinayetleri ve intiharları bu yıl çok yaşandı. Kamplarda psikolojik baskı, yaşam standartlarında yaşanan zorlanma, kamplara dönük sindirme siyasetinin bir sonucu, kadın cinayetleri, intiharları geçen yıl gibi öne çıktı. Kamplarda yaşanan faili meçhuller, kadına dönük tecavüz ve şiddet, bu yılda gündemimizde oldu. Buna ek olarak bu yıl ileri düzeyde yaşanan, PDK’nin kadınları ajanlaştırması oldu. PDK işgalci ve baskısı siyasetiyle Ezidi kadınlarını ihanet çizgisine çekiyor. Kendini ve ailesini yaşatmak için kadınlar PDK’nin ajanlaştırma baskılarını kabul etme noktasına getiriliyorlar.

Kadınlar yeni bir soykırım yaşamak istemiyor

Toplumsal sorunları aşmak ve kadınları bilinçlendirme çalışmalarına bu yıl özel bir önem verdik. Bir yıl içerisinde her meclis bünyesinde iki devre eğitim görüldü. Eğitimlerde kadın ve aile, kadın tarihi, jineoloji, özerk sistemde kadın öncülüğü gibi konulara ağırlık verdik. Bu yıl içerisinde 7 devre eğitim görüldü. Bu eğitimlerin hepsi on günlük kapalı devrelerdi. Ayrıca her meclis bünyesinde yıl içerisinde iki devre eğitim görüldü. Meclis ve dışardan kadınları devrimci halk savaşı kapsamında savunma eğitimlerine tabi tuttuk. Kadınlar ‘biz başka ferman yaşamak istemiyoruz ve bunun için kendimizi fermanlardan koruyacağız’ diyorlar. Kadınların bu mesajı doğru okunmalı. Hiçbir kadın yeni bir soykırım yaşamak istemiyor. Yıl içerisine 300-400’e yakın kadın meclis ve akademi bünyesinde eğitildi.

‘Ji xwe fermanan bipareze’ komitesi oluşturuldu

Yılın sonuna doğru önemli bir çalışma olarak da ikinci kongremizi gerçekleştirdik. Tüm çalışmalarımızın iki yıllık dökümünü yaptık. Kongremiz Şengal’e yoğun saldırıların olduğu bir dönemde gerçekleşti. Kongrede çalışmalarımızı değerlendirdik ve ilerisi için güçlü bir planlamaya gittik. İki yıllık çalışma yol haritamızı çıkarttık. Kendimizi güçlü örgütleyerek fermanlardan nasıl koruyabiliriz konusu kongremize damgasını vuran bir konu oldu. Bunun üzerine ‘ji xwe fermanan bipareze’ komitesi oluşturuldu.

Yol haritamız ‘Jin Jiyan Azadi’ olacak

Bölge ve dünyanın savaş durumu göz önünde. Ezidi toplumunun ve kadınlarının en büyük ihtiyacı kendilerini düşmanın, zorba erkeğin fermanından koruması olacaktır. Yine sulh komisyonun kurulmasını istedik. Ezidiler arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi, ittifak ve dayanışma içinde bir ortak mücadele edilerek Ezidi toplumunu fermanlardan koruyabiliriz. Yeni yıla kadınları toplumsal sözleşme etrafında mücadeleye ve kendi öz gücüne dayalı örgütlenme anlayış ve felsefesiyle  giriş yapacağız. Komitelerimizi güçlendirerek yeni yıla ve döneme daha güçlü bir katılım sağlayacağımızın iddiasındayız. Yol haritamız  ‘Jin Jiyan Azadi’ olacak.

Ezidi kadınların 2022’de ‘kadın kırımına’ karşı yürüttüğü çalışmalar

  • 29 Ocak’ta Êzidi Kadın Özgürlük Hareketi (TAJE) öncülüğünde Ezidi ve Arap kadınları ‘Ferman’ konulu çalıştayda bir araya geldi.
  • 5 Mart’ta Bağdat’ta düzenlenen Feyli Kürtler ve Ezidi konferansına kadınların aktif katılımı gerçekleşti.
  • 7 Temmuz’da Bağdat’ta uluslararası kadın konferansı Ezidi kadınların öncülüğünde ‘kadına dönük soykırım’ başlığıyla gerçekleşti. Konferansa Arap ülkelerinden kadınlar, Rusya, Almanya, Irak ve Başur Kurdistan’dan katılım gerçekleşti.
  • Ülke ve ülke dışında yaşayan Ezidi kadınların temsilcilerini içine alan, Ezidi kadın koordinasyonu oluştu.
  • Fermanın yıl dönümünde Irak ve Irak dışında 200 kurum, kuruluş, örgüt, akademisyen, önde gelen şahsiyetlere ferman konulu dosyalar gönderildi. Gönderilen dosyaya cevaben, birçok Arap ülkesinden, Avrupa’daki kurum ve kuruluşlardan Ezidi topluluğuyla dayanışma ve destek mesajları geldi.
  • Tunus’ta 40 ülkeden kadınların katıldığı konferansa Ezidi kadınları da katıldı.
  • Süleymaniye’de ‘soykırım’ konulu konferansa katılım gerçekleşti.
  • Berlin’de gerçekleşen uluslararası kadın konferansına Almanya devletinin engelinden kaynaklı görsel mesaj gönderildi.
  • TAJÊ öncülüğünde Başur Kurdistan’da, Musul, Bağdat’ta kadın örgütleri, uluslararası yarım kuruluşları, insan hakları örgüt ve kurumlarıyla, hükümet yetkilileriyle Ezidi kadınlara dönük gerçekleşen soykırım ve Şengal’in özerk statüsünün tanınması için görüşmeler gerçekleşmiştir.
  • Derya Deniz’in yönetmenliğini yaptığı, fermanda DAİŞ’in elinde 3 yıl esir kaldıktan sonra kurtarılan ve kurtarıldıktan sonra Şengal Kadınları Savunma Birliği (YJŞ) Komutanı Heza’nın  hikayesini konu alan belgeseli bu yıl gösterime girdi. Belgesel birçok ülkede festivallere katıldı ve 9 ödüle layık görüldü. Dünyanın vicdanına dokundu ama Ezidi kadınlara dönük soykırım tanınmadı.   

TAJÊ Sözcüsü Riham Heco ile yaptığımız röportajda 2022 yılının dinamizmine enerjileri ve direniş ruhuyla hayat veren kadınların mücadelesini konuştuk. Êzidi Genç Kadınlar Birliği üyesi Liza Zerdeşt’le de genç kadınların özgürlük mücadelelerinde 2022 yılının yeri neydi,  toplum genç kadın rengiyle hangi düzeyde örgütlenebildi konularını konuşacağız.

‘Geniş bir örgütlenme ihtiyacı duyduk’

2022 yılında Ezidi genç kadınların mücadelelerinde öne çıkan başlıklar nelerdi?

Genç kadınların çalışmaları salt bu yılla sınırlı değil geçen yıllarda başlayan bir çalışma düzeni var. Genç kadınların örgütlenmesi ve bu minvalde yürütülen çalışmalar vardı fakat bir ismi yoktu. Bizde şimdiye kadar Êzidi Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ) ile ortak bir çok çalışma yürüttük. Kendimizi kadın hareketinin bir parçası olarak gördük, örgütlenmemizin anlayışında bu var. Eylemselliklerin yanında genç kadınlar bu yıl içerisinde spora, sanata, kültürel çalışmalara önem verdi. Yılın ortalarına doğru genç kadınlar yürüttükleri çalışma ve etrafında topladıkları genç kadınların nicel ve nitel arayışlarından yola çıkarak geniş bir örgütlenmeye ihtiyacı duyduk. Bunun üzerine genç kadın kongresi kararı aldık. Yılın ortalarında kongremizi gerçekleştirdik.

‘Kadınların önündeki engeller tartışıldı’

Bu yıl kongrenizde genç kadın örgütlenmesi resmi olarak örgütlülüğünü ilan etti. Genç kadınların kendini örgütlemesi, toplumda karşılaştıkları sorunlara karşı ortak bir mücadele ruhu yarattı mı? Genç kadın örgütü olarak sorunların tespiti ve çözümü boyutuyla bu yıl yeterli ve etkili bir mücadele geliştirebildiniz mi?

Kongrede genç kadınların yaşamış oldukları sorunları, örgütleme önündeki engeller, kadınların ihtiyaçları tartışıldı. Genç kadınları en çok etkileyen toplumsal sorunlar kongremizde tartışıldı. Çocuk yaşta evlendirmeler en çok genç kadınları etkileyen bir sorun. Çocuk yaşta evlendirme sorun yumağını oluşturuyor ki bu da tecavüz ve kadın cinayetlerinin önünü açan büyük bir toplumsal sorun yaratıyor. Bizim örgütlenmemiz en çokta kadınların sorunlarına çözüm üretmek üzerinden gelişti. Tabi ki sadece Ezidi genç kadınlarına değil aynı zamanda Şengal’de yaşayan Arap genç kadınları da içimize alıyoruz. Çünkü kadınların yaşadıkları sorunlar aynı.  Eğitim, kültür, sanat, spor, dil ve medya alanında yetersiz ve zayıf olduğumuzu gördük. Bu yıl bu alanlara ağırlık verildi. Özellikle genç kadınlara ve çocuklar için açtığımız voleybol ve futbol kursları genç kadınların ilgisini çekti.

Reber Apo’nun felsefesinden cesaret alıyoruz

Ayrıca Reber Apo’nun felsefesi ve fikirleri üzerinden kendimizi geliştiriyor ve örgütlenme cesaret ve inancımızı bu felsefeden alıyoruz. Bu konuda İmralı’ya dönük tecridin bizi de kapsadığını düşünüyoruz.  Bizi örgütlemeye götüren felsefe ekseninde genç kadınların sorunlarını ele alıyoruz. Yıl içerisinde Reber Apo’nun fikirlerini genç kadınlara ulaştırmak için yoğun bir çalışmamız oldu. Reber Apo’nun fiziki özgürlüğü için yıl içinde eylemliliklerimiz oldu ve bu eylem cetvelimiz devam edecek.

‘Jineloji Eğitim Kampı kurduk’

Êzidi genç kadınları bu yıl kendini nasıl eğitti, eğitime ne kadar önem verdi?

Yıl içerisinde her köyde genç kadınlar için seminerler verildi. 3 eğitim devresi açıldı. Jineoloji Eğitim Kampı kurduk. Kamp içinde gördüğümüz eğitim ve pratikler bize birçok şey kattı. Kamp içinde karate eğitimleri görüldü ve genç kadınların kendini savunma yöntemleri üzerinde duruldu. Bilinçlenme, kendini savunabilme bizim için önemli çünkü bilinçlenirsek daha fazla kadına ulaşabiliriz. Başarmak aynı zamandan Özerk Şengal’i savunma anlamına gelir. Biz genç kadınlar mücadele sözü verdik. Çünkü biliyoruz ki toplumun örgütlenmesi kadınların öncülüğünde gelişecek.

‘Genç kadınlar her eylemin öncüsü ve dinamik gücü oldu’

Yıl içerisinde 9 Ekim ittifakını uygulamak için bir takım yönelimler, saldırılar gerçekleşti. Genç kadın birliğinin işgal ve sindirme saldırılarına cevabı ne düzeyde gelişti?

Bu yıl içerisinde Şengal’e dönük çok saldırı oldu. Genç kadınlar eylemleriyle bu saldırıların karşısında durdu. Aynı zamanda her eylemin öncüsü ve dinamik gücü oldu. Genç kadınlar bu yıl Şengal’de gelişen direnişin bir parçası oldu. Genel olarak gelişen her saldırı kadınların direnişine çarptı ve hedefine ulaşamadı. Birçok aile kızlarının çalışmaya katılmasını istemiyor, engelliyor. Genç kadınlar baskı ve zor altında bırakılıyor. Biz bunu düşmanın Ezidi kadınlarına dönük siyaseti olarak görüyoruz. Çünkü düşmanımız bir biçimde kadınları teşhir ediyor ve baskı altında tutuyor bizde buna karşı durmaya çalıştık. Biz genç kadın birliği olarak toplumun kültünü, inancını, bu uğurda şehit düşen insanlarımızın yarım bıraktığı mücadeleyi sırtlamaya hazır olduğumuz söylüyoruz. Reber Apo’nun bir sözü var; “biz genç başladık ve genç başaracağız” diyor. Gençler her zaman toplumun öncüsü oldular. 

Ezidi kadınların 2022’de doğaya, sanata, eğitime ve ekonomiye kattıklarından bazı hatırlatmalar:

  • Ezidi kadın yardımlaşma vakfı ve belediye bu yıl içerisinde Şengal’in genelinde 6 bin ağaç ekti.
  • Halkların önderi Abdullah Öcalan’ın doğduğu ay olan Nisan ayında Şengal’de ağaç ekme hamlesi başlatıldı ve binlerce ağaç ekildi.
  • Kadın vakfı genç kadınlar ve çocuklar için resim, arbane, halk oyunları ve dil kursları verdi. 
  • Sitiya Nexşa kadın kültür-sanat merkezi süreklileşen çocuk koru gurupları, halk oyunları ve enstrüman kursları açtı.
  • ‘Fermanlara karşı kültürünü koru’ sloganıyla 1’inci Şengal Kültür Festivali düzenlendi.
  •  Jinda Asmen’in yönetmenliğinde çekilen Nujiyan Belgeseli’nin ilk gösterimi Şengal’de gerçekleşti.
  • Koma Hêviya Jinên Şengal bu yıl söz ve müziği guruba ait ‘Ewin YJŞ’ şarkısını söyledi ve klipini çekti.
  • Şehit Binevş Agal Akademisi bu yıl içerisinde 4 kapalı eğitim devresi açtı.
  • Bütün kadın meclisleri bünyesinde 2 devre eğitim görüldü
  • Kadın meclisleri, genç kadınlar ve genel meclislere sağlık seminerleri verildi
  • “Ji xwe fermana bipareze” espirisi üzerinden kadın meclisleri, genç kadınlar savunma eğitimleri gördü.
  • Toplamda bu yıl içerisinde somut olarak 400 kadın eğitildi ve ayrıca her ev, köy eğitim alanlarına dönüştürüldü.
  •  TAJE daha fazla kadına ulaşmak için dijital medyada bu yıl kendi sitesini açtı.
  • Genç kadınlar Şengal’de ilk kongresini gerçekleştirdi ve ‘Şengal Genç Kadın Birliğini’ ilan etti.
  • Genç kadınlar bir haftalık jineoloji eğitim kampını açtı ve genç kadınları eğitti
  •  TAJÊ Olağan 2’nci Kongresini gerçekleştirdi