Top atışları altında iftar yapıyorlar
Hesekê Kantonu’na bağlı Zirgan ilçesinde yaşayan kadınlar, Türkiye’nin saldırısı altında yaşama tutunmaya çalışıyor; top atışları altında sahur yapıyorlar iftarlarını açıyorlar.
SORGUL ŞÊXO
Hesekê- Hesekê Kantonu’na bağlı Zirgan halkı Türkiye’nin sürdürdüğü operasyonda saldırılardan en çok etkilenen yerlerden biri. Zirgan halkı “Sadece biz değil, taş, toprak, tepe ve ağaçlarımız bile direniyor” derken topraklarını her ne olursa olsun terk etmeyeceklerini söylüyor. Ramazan ayını bomba sesleri altında geçiren Zirgan halkı, iftarlarını da kaldıkları evlerinde savunmasız bir şekilde açmaya çalışıyor.
“Sığınaklarımız Zirgan dere yatağı ve kerpiç evlerdir”
Agır Hattında bulunan Ereb Xan köyü sakinlerinden Helima Hewaş, bölgede aralıksız top atışlarının olduğunu söylerken “Aralıksız top atışları ve bombalamalar devam ediyor. Dün iftardan hemen 5 dakika önce başladılar aralıklarla sahura kadar devam ettiler. Ancak biz tüm bunlara rağmen köyde yaşamaya devam ediyoruz. Artık günlük olarak neredeyse tüm iftar ve sahurumuzu obüs topları ve bombalar sesleri altında yapıyoruz. Bombalamalar yapıldığında biz Zirgan dere yatağına iniyoruz ve oraya sığınıyoruz ya da kerpiç evlerimizde kalıyoruz. Kerpiç ile yapılan evler, briket evlerden daha çok bizi koruyor” şeklinde konuşuyor.
“İşgalcilerin bombalamaları durmuyor”
Yaklaşan Ramazan Bayramı ile ilgili hazırlıklarına da değinen Helima Hewaş, kısıtlı imkanlarının olduklarından söz ediyor.
“Kendi imkanlarımıza göre bu yıl Ramazan Bayramı hazırlıklarımız var, çocuklara yeni giysiler almaya çalışıyoruz. Bu yıl oruç çok iyi geçti ancak bu işgalcilerin top atışları ve bombalamaları yaşamımızı tehlikeye atıyor, çok büyük savaş acısını çekiyoruz. Aralıksız yapılan saldırılar nedeniyle bir kaç aile göç etmek zorunda kaldılar. Yaklaşık bir haftadır çocuklarımızı okulla gönderemiyoruz. Her an bombaların hedefi olabilir kaygısını yaşıyoruz, çünkü işgalcilerin ne zaman bombalar atacağı belli bir zamanları yok, istediği zaman ve yere hedef gözetmeksizin bombalıyorlar. Tek isteğimiz barış olmasını istiyoruz. Diğer yandan kaç aydır büyük emek verdiğimiz tarla ve buğday ekinlerimize zarar verileceği korkusunu yaşıyoruz. Çünkü en ufak bir saldırıda tüm emeklerimiz boşa gidecek. Onun için biran önce bu saldırıların durmasını istiyoruz ve biz bunun mücadelesini vereceğiz.”
“Bir ayağımız evde diğer ayağımız çölde”
Aslen Kizwan Dağı köyü ancak bir kaç yıl önce Zirgan bölgesine gelerek çiftçilik ile uğraşan Fatima Hemud ise “Bizim 2 yıl ve 6 aylık yaşam hikayemiz: Bir ayağımız evde, diğer ayağımız çölde. Köyümüze yönelik işgal saldırıların sonucu bu şekildedir. Biz mübarek ve kutsal bir aydayız ancak Türk devleti ve bağlı çetelerin buna saygıları, hürmetleri hiç yok. Her gün köyümüz bombalanıyor. Hangi saatlerde bombalama yapacakları belli değil, şimdi biz bazı yaşamsal ihtiyaçlarımızı karşılamak için Zirgan ilçesine gelmişiz. Kaygılıyız çünkü her an bir saldırı yapılarak her yeri yıkabilirler” diye konuşuyor.
“Tek isteğimiz savaşın sona ermesi”
Toplumsal görevlerini yerine getirme konusunda eksik kaldığını ifade eden Fatima Hemûd, “Artık eskisi gibi uzak şehir ve bölgelere gidemiyoruz ve hatta yakın köyleri de ziyaret edemiyoruz. Yani eskisi gibi toplumsal görevler olarak belirtilen davet, düğün, taziye vb şeyleri yaşayamıyoruz. Artık öyle bir hal almış ki ekinlerimizi suladığımızda patlamamış top ve obüs mermilerini görüyoruz. Tek isteğimiz bu savaşın sona ermesidir” diyor.