MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed - Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın ilk çeyreğine (Ocak-Mart) ilişkin gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) sonuçlarını açıkladı. Buna göre, GSYH tahmini, zincirlenmiş hacim endeksi olarak, bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 artış gösterdiği belirlendi. Yüzde 7’lik artış açıklaması sosyal medyada mizah konusu olurken, artıştan habersiz pazara giden kadınlar ise eli boş olarak evlerine geri dönmek zorunda kalıyor. Kadınlar pandemi ile birlikte artan pahalılıktan ve işsizlikten yakınıyor.

“Ürünlerin fiyatı dört katına çıktı”

Bağlar ilçesinde kurulan Pazartesi pazarında mikrofonumuzu ilk olarak elinde iki poşetiyle durduğu tezgâh önünde biber ayıklayan Cahide Alkış’a uzatıyoruz. Önceden 20 TL ile geldikleri pazarda kendilerine yetecek kadar ürün aldığını söyleyen Cahide, son üç senedir 100 TL ile geldikleri pazardan evlerine iki poşet götürebildiklerini belirtiyor. Yaşanan pahalılık nedeniyle insanların pazara bile gidemediğine dikkat çeken Cahide, “Bir kilo domatesin kilosu eskiden 1 TL’ydi şimdi 7 TL, salatalığın kilosu eskiden 1 TL’ydi, şimdi 5 TL olmuş. Fiyatlar dört kat artmış. İnsanımız perişan oldu artık. Hem iş yok hem de bu hastalığı bahane ettiler, yasak koydular. İnsanlar pazara gidemiyor her şey pahalılaştı. Ne iş ne de maaş var. Her şey her gün zamlanıyor. Bu nereye kadar gidecek?” diye soruyor.

“İnsanlar evlerine ekmek götüremiyor”

Ülkede tok olan insanın aç insanı aklına bile getirmediğini söyleyen Cahide, yaşanan duruma şu ifadelerle tepki gösteriyor: “Ben bugün eve iki poşet götürebiliyorum. Bazı insanlar var ki eve bir ekmek bile götüremiyor. İnsanları açlığa sürüklüyorlar. Kendi bütçeleri için insanları aç bırakıyorlar. Bu nereye kadar gidecek. Ölüm var; bir gün herkes ölecek, ama insanımız tok olsun. Aç ya da fakir insanlar olmasın. Kirada olan insanlar ne kirasını verebiliyor ne de ekmek alabiliyor. Herşey gerçekten çok zor.”

“Pazara gelip elimiz boş eve gidiyoruz”

Pazarda alışveriş yapan bir başka kadın Şefika Erkan, fiyatların düşmesi gerektiğini söylüyor. Şefika, “Pazar eskiden ucuzdu şimdi çok pahalı. İnsanlar fakir, durumları yok ve bir şey alamıyor. Herkes işsiz, herkes evde oturuyor. Benim var ama başkasının bunları alacak gücü yok. Fiyatlar düşsün ki herkes evine yemek götürebilsin. Pazara geliyoruz ama eve boş gidiyoruz. Bir şey almıyoruz. Her şeyden bir kilo bir kilo alıyoruz. Evde nüfus çok aldığım şeyler kimseye yetmiyor” diye belirtiyor.

“Dün üç kilo alıyorduk bugün bir kilo”

Bir diğer kadın Ayşe Yıldırım ise yaşanan duruma ilişkin şunları belirtiyor: “Eskiden alım gücümüz daha fazlaydı, ama şimdi baya düştü. Niye diyeceksiniz, çünkü hem emekli maaşlarımız düşük hem memur maaşları düşük ve piyasa çok yüksek. O yüzden ekonomik durum baya zayıf. Eskiden iki, üç kilo aldığımız şeyleri bugün bir kilo alabiliyoruz. Benim nüfusum daha az olduğu için ben kendime alabildiğim kadar alıyorum, ama daha fazla nüfuslu ailelerin alım gücü daha düşük.”

“İnsanlara destek verilmesi gerekiyor”

Pazarda alışveriş yapan Elif Bilmez de, yaşanan ekonomik krizden dolayı maddi olarak çok etkilendiklerini kaydediyor. Bu fiyatların pazara da yansıdığını sözlerine ekleyen Elif, “Ürünleri alırken seçiciyiz, mesela karpuz çıktı daha almadık, fiyatların düşmesini bekliyoruz. Bu durum da herkesin bütçesine göre değişiyor. Hükümetin buna karşı çiftçiye mutlaka destek olması gerekiyor. Çiftçiye petrol, gübre her anlamda destek verilmesi gerekiyor. Pandemiden dolayı insanlar evde kaldılar, maaşı ya da geliri olmayan insanlar bu süreçte desteksiz durdu. İnsanların destek alıp bir şekilde evlerini geçindirmesi gerek” diyerek, sürecin bu şekilde devam edemeyeceğini ifade ediyor.