Meysa, özgür bir gelecek hayalini çantasına koyup taşıyor
Serêkaniyeli küçük Meysa henüz üç aylıkken babasını kaybetti. O, doğduğu yerden annesi ve kardeşiyle birlikte göç etmek zorunda kaldı. Şimdi, üçüncü sınıfa geçtiği bu dönemde, savaşın yıkıntıları arasında umudu büyütüyor

SORGUL ŞÊXO
Til Temir- Rojava’nın çocuklarının neredeyse yarısı anne veya babalarını özgürlük, adalet ve eşitlik yolunda kaybettiler. Kendi kimlikleriyle, kendi dilleriyle okuyabilsin, özgür bir gelecekte bilimle yaşam kurabilsin diye anne ve babaları büyük fedakârlıklarda bulundu. Rojava’da çocukların büyük bir kısmı şehit çocuklarıdır.
Meysa henüz üç aylıkken, babası Dêrazor’daki IŞİD çetelerine karşı savaşırken hayatını kaybetti. Meysa’nın ve babasının hikâyesi, IŞİD çetelerinden kurtarılan bir coğrafyada geçiyor. Meysa’nın ailesinin Türk devletinin işgal saldırılarıyla Serêkaniyê’den başlayan göç yolculuğu Til Temir’de, Miseb Bin Umeyir İlkokulunda son buldu. Ama Meysa’nın hayalleri hep canlı kaldı. Meysa, annesi ve kardeşiyle birlikte 2019 yılının Ekim ayından bu yana mülteci olarak okuluna devam ediyor.
Okul yoluna annesiyle çıkıyor
Şimdi üçüncü sınıfta olan Meysa, okul çantasını sırtlayıp annesinden güç alarak okula gidiyor. Bazen okul yoluna annesiyle birlikte çıkıyorlar. Meysa’nın annesi Sena El-Hemûd, Şehit Aileleri Meclisinde aktif yer alıyor. Sena, “Kızım henüz üç aylıkken babasını kaybetti. Şimdi sekiz yaşında ve üçüncü sınıfa gidiyor. Derslerinde de başarılı” diyor. Sena, başta Meysa’nın okula gitmek istemediğini çünkü kimseyi tanımadığını söylüyor ve devam ediyor: “Kızım çok utangaç, tanımadığı biriyle arkadaşlık kurmaz. Daha sonra okulda kız arkadaşları onu teşvik edince okula gitmeye karar verdi.”
Çocuklukları savaşla geçiyor
Sena, eşinin vasiyetini anlatarak “Okumamıştı, bu yüzden çocuklarının okuyup bilinçli olmasını istiyordu. Kızımın bilgili, akıllı biri olmasını çok isterdi” diyor. Sena, çocuklarının eğitimi için çabaladığını ve “bilgili insanla aile de toplum da başarılı olur” diyerek bunun üzerinde durduğunu ifade ediyor. Çocuklarını okutmak istediğini fakat Türk işgali nedeniyle bunun engellendiğini anlatan Sena, “Çocuklar, çocukluklarını savaşla geçirdi. Bu, onların ruh dünyasında derin etkiler bıraktı. Meysa henüz iki buçuk yaşındaydı işgal başladığında” şeklinde konuşuyor.
‘Özgür yaşamak istiyoruz’
Türkiye’nin hedefinin kadın ve çocukların iradesini kırmak olduğunu, ancak bunda başarılı olamadığını vurgulayan Sena, hala hayallerinin canlı olduğunu dile getirerek şunları belirtiyor:
“Göçmen olmamıza ve savaş koşullarında yaşamamıza rağmen hayallerimiz canlı. Çocuklarımızın iradesi bizim irademizdir. Bilim ve eğitim yolunda birlikte yürüyoruz.”
İşgal altındaki Serêkaniyê’ye dönmek istediklerini, kendi topraklarında kimsenin saldırısına uğramadan özgürce yaşamak istediklerini dile getiren Sena, çocuklarının savaştan ve yıkımdan uzak, güvenli bir yaşam sürmelerini diliyor. Sena son olarak, “En doğru yol, bilgi yoludur” diyerek kızının bir meslek sahibi olup ailesine ve toplumuna hizmet etmesini istediğini aktarıyor.