Kobanêli kadınlar tecride karşı direniş sözü verdi

Kürt Lider Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecridi değerlendiren kadınlar, “Türk devleti artık bunu anlasın; bizler Önder Apo’nun ideolojisiyle kendimizi güçlendiren çağın Kürtleriyiz” diyerek, tecride karşı direniş sözü verdi.

BERÇEM CÛDÎ

Kobanê – İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Kürt Lider Abdullah Öcalan, 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye teslim edildiği günden bu yana ağır tecrit altında. Abdullah Öcalan'ın avukatlarından Rezan Sarıca ve Newroz Uysal, müvekkilleriyle 8 yıl aradan sonra en son 2-22 Mayıs, 12-18 Haziran ve 7 Ağustos 2019 tarihlerinde görüşebilmişti. Abdullah Öcalan, telefonla görüş hakkından ise, ilk kez 27 Nisan 2020 tarihinde yararlandırıldı. Son görüşmelerin ardından Abdullah Öcalan ile yapılan görüşme başvurularına ne olumlu ne de olumsuz herhangi bir yanıt verilmiyor. Kobanê’deki kadınlar, Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit politikalarına işaret ederek, tecrit politikasının temelinde yatan nedenin Kürt halkını yok etme olduğunu söyledi.

“Öcalan projesini yok etmek istiyorlar”

Aile ve avukatların görüş yasağına işaret eden kadınlardan Siham Mustefa, “Bilindiği üzere Önder Apo’ya uluslararası bir komplo ile 23 yıldır İmralı Cezaevi’nde tutuluyor. Türk devleti ve hegemonik güçler Önder Apo'nun tutuklanmasının özgürlük ideolojisini ve Kürt halkını yok edeceğini düşündüler. Ancak Önder Apo ve bizler hapishanelerin bizi yok edemeyeceğini gösterdik. 23 yıldır bu güçler, Önder Apo'nun projesini yenilgiye uğratma çabası içinde. Bu yüzden şuan Kürdistan’a yönelik mevcut saldırılar İmralı adasındaki durumla ilgilidir” dedi.

“Öcalan’la kendimizi bulduk”

Abdullah Öcalan’ın mücadelesinin Kürt halkının kurtuluş mücadelesi olduğuna işaret eden Cîhan Mustefa ise, “Kürt halkı soykırımın eşiğindeydi. Önder Apo'nun bize sunduğu ideolojiyle bizler kimliğimize, kültürümüze, dilimize, tarihimize ve varlığımıza geri döndük. Özellikle kadınlar olarak Kürtler on kez asimile olmuşsa kadınlar bin kez asimile olmuştur. Bu yüzden Önder Apo biz kadınlar için çok farklıdır ve anlamı daha büyüktür. Tarihi bir süreçten geçtik ve bugün asırların intikamını alıyoruz. Bugün Rojava’da gerçek kürtlüğümüzle yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadele

Kürdistan'a yönelik saldırıları da değerlendiren Cihan Mustefa, “Türk devleti ve komplocu güçler, biz Kürtlerin eskiye dönmemizi istiyorlar. Bizleri dilsiz, yurtsuz, topraksız, varlıksız, kimliksiz bırakmak istiyorlar. Bizler daha önce de söyledik şimdide söylüyor biz eski Kürt değiliz. Türk devleti artık bunu anlasın. Bizler Önder Apo’nun ideolojisiyle kendimizi güçlendiren çağın Kürtleriyiz. Bizler, bu güçlerin korku, tehdit, oyun ve savaşlarını geçtik ve artık hiçbir şey bizi geriye götüremez. Türk devleti Kürtleri soykırımdan geçirerek, Osmanlı projesini gerçekleştirmek istiyor. Ama bizim Önderliğimizi fiziki olarak özgürleştirme ve Kürdistan'ı birleştirmeye yönelik planlarımız var. Bu temelde mücadele ediyoruz” şeklinde konuştu.

Cihan Mustefa, hiçbir gücün egemenliğini artık kabul etmeyeceklerini ve bu anlamda mücadelelerini sürdüreceklerini dile getirdi.