Kefaletle serbest bırakılan İranlı kadın yaşanan işkenceyi anlattı

Protestolar sırasında İran rejimi tarafından tutuklanan ve kefaletle serbest bırakılan kadınlardan B.R. gözaltındaki kadınlara çıplak aramadan karanlık odada bekletmeye kadar birçok insanlık dışı uygulamanın hayata geçirildiğine dikkat çekti.

HİMA RAD

Haber Merkezi - İran rejimi, muhaliflerini baskı altına alarak, işkence ederek, tehdit ederek ve hatta infaz ederek yönetimini sürdürmeyi ve suçlarını sürdürmeyi amaçlıyor. İran rejiminin güvenlik ve istihbarat ajanları, sokaklarda şiddetli baskı ve öldürmeler, gözaltı merkezlerinde fiziksel ve psikolojik işkence yöntemleriyle uluslararası insan hakları yasalarını ihlal ediyor. İran cezaevlerinden serbest bırakılan tutuklu kadınlardan B.R. cezaevlerindeki uygulamalara ilişkin ajansımıza konuştu.

Gözlerini bağlayıp aldılar

B.R. “Tutuklanmadan iki gün önce Sine kentindeki İkbal Meydanı'ndayken biri Payam'dan iki kişi bana doğru geldi. Nur Üniversitesi'nin güvenliği fotoğraf çekmem için yüzümdeki peçeyi kaldırmamı istediler. Baskı ve tehditlerle beni tutuklamak istediler ama ben onlara direndim ve kaçmayı başardım. İki gün sonra aynı kişiler tekrar İkbal Meydanı'na geldiler ve beni yakaladılar. Ellerimi zırhlı bir araca bağladılar, kimliğime ve telefonuma el koymak için yarım saat ila 40 dakika tüm vücudumu aradılar. Sonra özel bir araba geldi ve beni içine koydular” diyerek, gözlerinin bağlandığını başının zorla eğdirildiğini ve hapse atıldığını anlattı.

Karanlık odada bekletildi

Cezaevine vardığında çocukların “Bizi kurtarın” diye ağladığını ve bağırdığını duyduğunu söyleyen B. R. “Ben geldikten yarım saat sonra sorgu sırası bana geldi. Protestolara neden çıktınız? Sloganlarla mı cevap veriyorsun? diye sorular yönelttiler. Doldurmam için bir sürü kağıt ve form verdiler. Daha  sonra beni tekrar küçük, karanlık bir odaya götürdüler. Sonra biri yanıma geldi ve 'ben başsavcıyım, söyle neden oradaydı’ diye sordu” sözleri ile gözaltında yaşadıklarına dikkat çekti.

Gözaltında işkence

“Beni kadınların çırılçıplak aradıkları, küfrettikleri ve dövdükleri hücreye koydular” diyerek, yaşanan insanlık dışı uygulamalara işaret eden B.R. “Sonra beni yaklaşık altı metre uzunluğunda, banyosu ve tuvaleti, üstünde küçük penceresi olan bir hücreye götürdüler. Sönen ve yanan ve insanı çıldırtan ışıkların olduğu hücredeydim. Hücre tamamen fayans olduğu için çok üşüyordum ve çoğu zaman klimayı açıyorlardı” şeklinde konuştu.

Dernek faaliyetleri soruldu

Tekrar sorguya alındığını belirten B.R. dernek faaliyetleri nedeniyle suçlandığını söyledi. Zaxo ve Kandil dağlarına neden gittiği yönünde de sorular sorulduğunu kaydeden B.R. “Ben de oraya gitmediğimi, o dağlara gitsem bile diğer dağlar gibi tırmanmaya çalışırdım dedim. Uzun yıllar önce Newroz’da o dağlara gittiğimi biliyorlardı. Üniversitelerin faaliyetleri ve hangi faaliyetleri yaptıklarını sordular” dedi. B.R. tatil günleri hariç her gün 6 ila 7 saat sorguya çekildiğini ve hakkındaki tüm suçlamaların ardından son gün kendisine suç işlemediği ve özgür olduğu söylendiğini belirtti.

Kefaletle serbest bırakıldı

Serbest bırakılmadığını ve 8’inci gün tekrar sorguya alındığını sözlerine ekleyen B.R. ailesinin kendisini görmesine izin verilmediğini aktardı. Daha sonra ailesinin kendisini görmeye geldiği ve görüştürmedikleri gün tansiyonun düştüğünü ve tekrar hücreye alındığını ifade eden B.R. “Sonra gelip eşyalarımı üzerime attılar. Bunca yalan ve uydurma senaryodan sonra ‘serbestsin’ dediler. On günden fazla ışığı görmediğim için gözlerim şişti. Kefaletle serbest bırakıldım. Tutuklu sayısının çok olması nedeniyle sağlık ve yemek koşulları çok kötüydü. Orada yatacak yer yoktu. Birçok çocuk yaralandı ve vuruldu. Birçok politikacı sebepsiz yere tutuklandı” şeklinde konuştu.