Hayranlık uyandıran mimarisi ile birçok inanca ev sahipliği yaptı

Gazze’de bulunan El-Omerî Camisi’nin birçok inanca ev sahipliği yaptığını söyleyen Tarih Araştırmacısı Narîman Xela, camide her dönemi hatırlatan süslemelerin ve ibarelerin olduğunu söyledi.

RAFIF ESLEEM

Gazze - Gazze'nin ortasında bulunan Al-Omerî Camisi, Roma, Bizans ve İslam dönemlerini tek bir yerde birleştiren en dikkat çekici mimari yapılardan biri. Al-Omerî Camisi, Mescid El-Eqsa’dan sonra dünyada yüzölçümü en büyük ikinci cami olarak kabul edilir. Tarih Araştırmacısı Narîman Xela, Al-Omerî Camisi’nin tarihini ajansımıza anlattı.

"İki cami birbirine çok benziyor"

El-Omerî Camisi’nin tarihinden bahseden Narîman Xela, cami alanının bin 800 metrekare olduğunu kaydetti ve şöyle konuştu: "Girişte ilk olarak Memlükler döneminde yapılmış büyük avlu ve birkaç kubbe görünüyor. Cami yenilenerek bugünkü haline getirilmiş ve ayrıca camide kadınlar için özel bir bölüm de yapılmış. Bab El-Tîneh adı verilen duvar, camiyi genişletmek için iki kuzey penceresi ve bir kapı daha açılmıştır. El-Omerî Camisi’ni ziyaret ettiğinizde kendinizi El-Eqsa Camisi’nde hissedeceksiniz, çünkü iki cami de birbirine çok benziyor. Caminin beş kapısı var ve her kapı eski şehrin belirli bir bölgesine bağlı."

“Cami üç döneme şahitlik etti”

Cami minaresinin 36 metre uzunluğunda ve şehrin en yüksek minaresi olduğunu, alt yarısının kare, üstünün dört kademeden oluştuğunu, sekizgen, taştan yapılmış, minarenin tepesinin ise kubbeli olduğunu aktaran Narîman Xela, "Cami Roma döneminde bir tapınaktı. Putperestlik ortadan kalkınca ve Hristiyanlık ülkenin resmi dini olarak kabul edilmesinden sonra, Bizans döneminde tapınak yakılarak kiliseye çevrildi. İslam döneminde de camiye çevrildi. Gazze halkının isteğiyle cami oldu ve El-Omerî ismi verildi” şeklinde konuştu. 

“Camide Filistin'in en büyük kütüphanesi var”

Nariman Xela, caminin başka aşamalardan geçtiğini belirterek, "1149'da Haçlılar ülkenin kontrolünü ele geçirdiğinde, El-Omerî Cami büyük bir kiliseye dönüştürüldü. M.S. 13. yüzyılın sonunda Memlükler döneminde cami yeniden inşa edildi. Ayrıca camide Filistin'in en büyük kütüphanesi var" ifadelerinde bulundu,

"Her dönemi hatırlatan süslemeler var"

Camide bir kabul salonunun ve İslam müzesi olmaya hazırlanan bir arkeolojik salonun bulunduğunu ve bunların 2 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu söyleyen Narîman Xela, “Memlükler döneminde cami genişletildi ve camiye mermer bir bina ve mihrap eklendi. Camide her dönemi hatırlatan birçok ibare ve süslemeler bulunmaktadır. 1914-1918 yılları arasındaki Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz uçaklarının attığı mermiler nedeniyle cami büyük zarar görmüştür. 1926 ve 1927 yılları arasında ise cami restore edilmiştir'' bilgilerini verdi.