NAGHAM KARAJEH

Gazze- İsrail 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını aralıksız bir şekilde sürdürüyor. Gazze'deki kadın ve kız çocuklarının hakları ve ihtiyaçları göz ardı edilirken, en temel yaşam gereksinimlerine erişimleri de zorlaştırılıyor. Bu da kadınların ve kız çocuklarının kamp ve barınma merkezlerindeki sosyal, ekonomik ve psikolojik durumlarını daha da kötüleştiriyor.

Gazze Şeridi'nde 6 aydır devam eden savaş, birçok kadını kendilerini koruma ve mahremiyet sağlayacak araçlar yaratmaya yöneltti. Bu kadınlardan biri olan 55 yaşındaki Majida Qudeih, Abasan'daki evini kaybettikten sonra göç etmek zorunda kaldı.

Kaçmak zorunda kaldı

Majida Qudeih, yerinden edilmesiyle ilgili olarak, "7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'nde meydana gelen korkunç gerçekliğe uyandım. İsrail güçleri bizi evlerimizi boşaltmaya zorladı, ben de Nasır'a kaçmak zorunda kaldım. Han Yunus şehrindeki Tıp Kompleksi'nde en zor üç ayı orada geçirdim, aşırı soğuk ve yabancı bir yerdi. Güvenlik durumu tekrar kötüleşti ve ben de Mescid-i Aksa Üniversitesi'ne gitmek zorunda kaldım” diye belirtti.

Arabasında kalmayı seçti

Özel aracıyla Mescid-i Aksa Üniversitesi'nde yaklaşık bir ay geçirdikten sonra yerinden edilme yolculuğunun burada bitmediğini aktaran Majida Qudeih, “Çatışmaların ve bombalamaların yoğunlaşmasıyla Refah şehrine doğru yola çıktım. Aylarca arabada uyumanın getirdiği fiziksel ve psikolojik yorgunluk yaşadım. Karşılaştığım zor koşulları hafifletmek için romanlar ve kitaplar okudum. Yemek pişirdim, uyudum, arabamda insanları ağırladım. Bir aracın içinde yaşadığım için eleştirilere maruz kaldım. İlk başta kolay değildi, ama ani bombalama veya çatışmalar olması durumunda arabamın içinde kalmayı seçtim” sözlerine yer verdi.

‘Fiziksel ve cinsel saldırı risklerine maruz kaldılar’

Gazze'deki kadınların kararlılıkla başlarına gelen şartlara göğüs germeye çalıştıklarına dikkat çeken Majida Qudeih, kadınların dayanılmaz acılar çektiklerini ifade ederek, “Kadınlar savaş koşullarına karşı güçlü bir iradeyle göğüs gerdi. Filistinli kadınlar güçlü, kararlı ve dalgalar karşısında kayalar kadar güçlü, yüce bir iradeye sahipler. İsrail güçlerinin bölgeleri boşaltma kararı sonrasında, nüfus yoğunluğu ve çok sınırlı bir coğrafyada toplanma nedeniyle kadın ve kız çocukları fiziksel ve cinsel saldırı risklerine maruz kaldı” dedi. 

‘İnsanlık dışı bir durum söz konusu’

Aile içi şiddet ve sömürü vakalarında kadınların çoğunun kendilerini kötü koşullarda yaşamak zorunda bulduğunu aktaran Majida Qudeih, şöyle konuştu: “Kamplar ve barınma merkezleri temel ihtiyaçları karşılayacak yeterli altyapıya sahip değil. Sağlık hizmetleri yeterince mevcut değil. Hasta ve yaralılar için insanlık dışı bir durum söz konusu. Ayrıca kadınlar ve kız çocukları yerinden edilmiş kamplarda ve barınma merkezlerinde, yeterli güvenlik ve bakımdan yoksun, zorlu koşullar altında yaşamakta. Bu da onları yaşamlarını ve geleceklerini etkileyen birçok zorluğa karşı savunmasız hale getirmekte” diye kaydetti.

‘Kadınlar karanlık şartlarda yaşıyor’

Majida Qudeih, sözlerinin devamında şu ifadelere yer verdi: "Kadınlar mahremiyetlerinin kaybı, hareket kısıtlamaları, kirli ve uygun olmayan bir ortamda yaşama gibi pek çok zorlukla karşı karşıya kalıyor. Kalabalık çadırlarda, tamamen güvenlikten yoksun, mahremiyetlerini elinden alan trajik koşullar altında yaşıyorlar. Bu koşullar aynı zamanda onların hareketlerine de kısıtlamalar getiriyor, bu da onların özgürlüklerini, kamplar ve merkezler içinde hareket etmelerini sınırlıyor. Gazze'de bütün kadınlar korku ve bitkinlik arasında karanlık şartlarda yaşıyor, baskıcı koşullar altında işlerini yürütüyor. Gazze Şeridi'ndeki yerinden edilmiş kamplarda ve barınma merkezlerinde bulunan kadın ve kızların durumu trajiktir, gerekli koruma ve bakımın sağlanması, yaşam koşullarının iyileştirilmesi, haklarının güvence altına alınması için acil ve etkili uluslararası müdahaleyi gerektirmektedir.”

Majida Qudeih, kadınlarla ilgilenen uluslararası kuruluşlara, Gazze'deki kadınlara yönelik sorumluluklarını üstlenmeleri ve onlara destek sağlamaları, kadınların durumlarının takip edilmesine yönelik tedbirlerin alınması çağrısında bulundu. Majida Qudeih, “Birleşmiş Milletler ve Adalet Divanı'nı işbirliği yapmaya ve tarafları derhal ateşi kesmeye zorlayan katı kararlar almaya çağırıyoruz” dedi.