Gazze’de kadınlar savaşa karşı tek başına mücadele veriyor

İsrail saldırılarının iki yıldır ilk günkü yoğunlukta devam ettiği Gazze’de kadınlar, uluslararası kurumların sessizliğine dikkat çekerek bir an önce gerekli yardımların sağlanması çağrısında bulunuyor.

RAFIF ESLEEM

Gazze- İsrail 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını aralıksız bir şekilde sürdürüyor. Saldırılarda kadınlar ve çocuklar hedef alınırken Filistinliler açlık ve bombalamaların gölgesinde insanlık felaketi yaşıyor.  

İki yıldır devam eden savaşın ortasında, uluslararası kurumlar ve insan hakları örgütleri sadece bazı yardımlar göndermekle ve İsrail güçlerinin işlediği katletme, aç bırakma ve yıkım politikalarını kınayan bildiriler yayımlamakla yetindi. Kadınlar ise büyük bir hayal kırıklığı içinde yalnız bırakıldı. Savaşın başından bu yana bu kurumların hiçbir heyeti ne göç kamplarını ziyaret etti ne de kadınların ve ailelerinin durumunu yerinde gördü.

‘Kurumlar sessiz yardımlar ulaşmıyor’

Aide Maruf savaşın yıkımının ağır sonuçlarını yaşayan kadınlardan biri. Aide Maruf, “Soykırım savaşı Gazze’de iki yıldır devam ediyor. En çok hatırladığımız şeylerden biri, uluslararası kurumların zorla göçe direnen kadınları ve çocukları bir yıldan fazla süre boyunca Gazze’nin kuzeyinde yalnız bırakması oldu. Kuşatıldılar, öldürüldüler, sudan, gıdadan, tedaviden mahrum bırakıldılar. Oysa kadınlar bu kurumlara güvenmişti” diye konuştu. Aide Maruf, güneyden dönüş yapan bu kurumların hiçbir heyetinin kampları ziyaret etmediğini, kadınların ve çocukların durumunu bizzat görmediğini aktarırken gönderilen yardımların çoğunun ya yağmalandığını ya da kadınlara ulaşmadığını anlattı. Aide Maruf, “Çocuklar ekranların önünde öldürülüyor. Yaşayanlar ise yiyecek, içecek, eğitim, hatta giysi olmadan; gerçek bir çocukluk yaşamadan hayatta kalmaya çalışıyor. Kadınların durumu da bundan daha iyi değil” dedi.  

Filistinli kadınların her gece sabaha çıkıp çıkamadığını bilemediğini dile getiren Aide Maruf, “İnsanlık ve insan hakları savunuculuğu iddiasındaki kurumların, kadınların ve çocuklarının durumunu takip etmelerini, İsrail güçlerini uygun barınma sağlamaya zorlamalarını bekliyordum. Çadırlar bir buçuk yılın ardından güneşin altında çürüdü, artık yaşanacak halde değil. İsrail ise sınır kapılarında yığılı yardımların girişine izin vermiyor. Peki bağış yapan ülkeler ve halkları, kendi çocuklarının bu ince battaniyelerle uyumasını ya da o kıyafetleri giymesini kabul eder mi? Kadınların ve kız çocuklarının kişisel hijyen ihtiyaçları nerede?” şeklinde konuşuyor.  

‘Kanunlar nerede?’

Dünyada adaleti koruyan yasaları soran Aide Maruf konuşmasına şöyle devam etti:

“Arkamızda durmayan Arap ve yabancı devletler beni hayal kırıklığına uğrattı. ‘Tek vatan, tek ümmetiz’ diyorlar. Peki hangi ümmet, kadınları ekranların önünde böyle perişan bırakır? Dünya devletlerinin koyduğu yasalar nerede? Eğer bu cinneti durduramıyorlarsa, neden varlar? Çocuk ölümleri her gün artıyor; açlık ve yetersiz beslenme yüzünden ölüyorlar. Neden sadece Gazze? Bütün ülkeler savaş yaşadı ve bitti. Neden bu talihsiz şehir ve sivil halkı sürekli hedefte? Kendilerini savunacak hiçbir şeyleri yokken çadırlarda yanıyor, yiyecek ararken öldürülüyorlar. Sanki dünya onlara ‘sessizce bu hayattan çıkın, siz insan değilsiniz’ diyor.”

‘Tavrınıza son verin’

Uluslararası kurumların artık harekete geçmesini isteyen Aide Maruf “Konferanslarda, lüks sofralarda konuştuğunuz insanlığı burada uygulayın. İsrail’in koyduğu engeller, sizin üzerinizden bu utancı kaldırmaz. Gazze’li kadınların size yüklediği hayal kırıklığı ve öfke baki kalacak. İsrail’in uluslararası anlaşmaları denetimsiz ve cezasız bir şekilde ihlal etmesine siz suskunluğunuzla güç verdiniz” diye ifade etti. Gazze’de durumun günden güne daha da kötüleştiğine dikkat çeken Aide Maruf, son olarak dünyanın, özellikle insani yardımlar konusunda, “umursamazlık” tavrına son vermesini istedi.  

‘Bir hijyen çantası yetmez’

Nada Avvadallah da Aide Maruf’un anlattıklarının benzerini dile getiriyor. Nada Avvadallah’a göre, uluslararası kurumlar ve yardım kuruluşları kadınlara yeterli destek vermedi. Yaklaşık beş ay önce bir kurum, kampı ziyaret ederek birkaç kadına hijyen çantası dağıtmış. Ama büyük çoğunluk hiçbir şey alamamış.

Kadınların ihtiyaçları yiyecek, içecek, takviye gıdalar ve kişisel hijyen ürünleriyle sınırlı değil. Nada Avvadallah, savaş öncesinde bu uluslararası kurumlarla bazı projelerde çalıştığını ve kadınların muhtemel bir saldırıya karşı daha iyi durumda olacaklarını düşündüğünü anlatıyor. Ancak gördüğü manzara kendisini şoke etmiş. Nada Avvadallah durumu “Kadınlar yalnız bırakıldı. Bu kurumlar da kafa karışıklığını büyüttü” sözleri ile özetledi.  

Nada Avvadallah, BM ve diğer uluslararası kuruluşların, İsrail güçleri üzerindeki baskıyı artırarak, aylardır sınır kapılarında bekletilen yardımların girişine izin verilmesini sağlamaları gerektiğini vurguladı.