“Değil 700 hafta 7 bin hafta geçse de kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz”

"Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eylemini 700 haftadır sürdüren Kayıp Yakınları, “Değil 700 hafta, 7 bin hafta da geçse kayıplarımızı aramaktan ve sormaktan asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Amed - İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Kayıp Yakınları’nın 2009 yılında Diyarbakır Koşuyolu Parkı'nda başlattıkları "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eylemi, 700'üncü haftasına girdi. Eylemin 700’üncü haftasında da Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya gelen aileler, bir kez daha kayıpların bulunmasını, faillerin yargılanmasını istedi. Eyleme, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri İmam Taşçıer ve Dersim Dağ, Amed Emek ve Demokrasi Güçleri, sivil toplum örgütü (STÖ) temsilcileri ve çok sayıda kişi katıldı.

“Bayramı buruk geçiriyoruz”

Eylemde konuşan Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz, İHD olarak 31 Ocak 2009 tarihinden bugüne inatla ve ısrarla “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebini sürdürdüklerini belirtti. Fırat Akdeniz, kayıp yakınları ve annelerin öncülüğünde kesintisiz olarak yürüttükleri mücadelenin 700'üncü haftasında olduklarını söyleyerek, "Değil 700 hafta, 7 bin hafta da geçse kayıplarımızı aramaktan ve sormaktan asla vazgeçmeyeceğiz. İnsanlığın ilk erdemlerinden biri olan mezar ve yas hakkı şüphesiz insanlığın en büyük değerlerinden biri olmuştur. Tam da bugün içinde bulunduğumuz Kurban Bayramı’nın ilk günü münasebetiyle bizler de kendi sevdiklerimizin bir mezarı olsun, gidip toprağına karanfil bırakmak, bir dua okumak isterdik. Ama bu bayramı da buruk bir şekilde sevdiklerimizden ayrı geçiriyoruz" şeklinde konuştu.

“Kayıplarımızın kemiklerini istiyoruz”

Yıllardır sessiz çığlıklarının olduğunu belirten Fırat Akdeniz, "Sevdiklerimizin bizlerden neden koparıldığını soruyoruz. 700 haftadır burada kendi yakınlarımıza kavuşmak için insanlığın vicdanına sesleniyoruz. Varlığını bizlerden aldığınız kayıplarımızın kemiklerini istiyoruz. Yarım kalan yasımızı tamamlamak istiyoruz. Kayıplarımız nerede, kayıplarımız bulunsun istiyoruz. Karanlıktan aydınlığa bir yol almaya çalışıyoruz. Sadece kayıplarımız için değil, adalet için, hukuk için, barış için ve insan hakları için de bu mücadeleyi yürütüyoruz. Koşuyolu Parkı'ndan Galatasaray Meydanı'na kayıplarımızı aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz" ifadelerinde bulundu.

Vedat Aydın’ın hikayesi

Kayıp yakınları 700'üncü haftada 5 Temmuz 1991 yılında gözaltına alınıp katledilen Halkın Emek Partisi (HEP) Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın'ın hikâyesini okudu. Vedat Aydın’ın hikayesi şöyle: "Vedat Aydın, 1953 yılında Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Kürthacı köyünde dünyaya geldi. 1979’da Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’nden mezun oldu. 12 Eylül döneminde tutuklanıp dört yıl hapis yattı. Vedat Aydın, 28 Ekim 1990 tarihinde Ankara’da gerçekleşen İHD 3. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı Kürtçe konuşma nedeniyle tutuklandı. Hakkında açılan soruşturma kapsamında bir süre hapishanede kaldı. Ardından 1991 yılı haziran ayında yapılan Diyarbakır HEP il kongresinde İl Başkanı oldu.

“İşkence edilmiş halde cesedi bulundu”

5 Temmuz 1991 tarihinde, gece yarısı evinin kapısı çalındı. Silahlı, elinde telsiz bulunan ve kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce ‘ifaden alınacak’ denilerek götürüldü. Ailesi ve avukatlarının girişimlerine karşılık, gözaltına alındığı kabul edilmedi. 7 Temmuz 1991 tarihinde, Elazığ ili Maden ilçesi yakınlarında bir köprü altında vahşice işkence edilmiş halde cesedi bulundu. Defnedilmek üzere, 10 Temmuz 1991 tarihinde cenazesinin getirildiği Diyarbakır’da yüzlerce araçlık konvoy ve on binlerce kişi tarafından karşılandı. Cenazeye katılanlara ateş açıldı, olaylar çıktı. Olaylarda, en az 8 kişi yaşamını yitirdi. Aralarında milletvekilleri ve gazetecilerin de bulunduğu yüzlerce kişi yaralandı.

“Failler halen cezalandırılmadı”

Cinayet soruşturmasında faillerin kimliği tespit edilmeyip, arpa boyu kadar yol alınmadı. Cinayet işlendikten tam 20 yıl sonra, Vedat Aydın’ın Eşi Şükran Aydın emniyete çağrıldı. Kendisine ‘Gece eve gelenler bunlar mıydı?’ diye sorulduğunda Şükran Aydın ‘20 yıl oldu, nasıl tanıyayım’ şeklinde cevap verir. Cinayet, halen aydınlatılmış değil. İşkenceci failler yargı karşısına çıkarılmamış ve halen cezalandırılmamışlardır."

Kayıp yakınları, daha sonra oturma eylemi gerçekleştirdi.