Şam Qiryo: Serêkaniyê’de demografik yapı değiştirilmek isteniyor

Serêkaniyê’ye yönelik operasyonun büyük devletler tarafından planlanarak gerçekleştirildiğini ifade eden Suriye Süryani Kadın Birliği Başkanı Şam Qiryo, Serêkaniyê'ye yönelik saldırılarda tüm ulusların hedef alındığını belirterek, “Amaçları bölgenin demografisini değiştirmek ve özerk yönetim projesini zayıflatmak” dedi.

SORGUL ŞÊXO

Hesekê – Tarihte soykırım saldırıları ile karşı karşıya kalan Hristiyanlar, 106 yıl önce Seyfo ve 88 yıl önce de Simel katliamlarından dolayı yaşadıkları yurtlarından göç etmek zorunda kaldılar. Hristiyanlar, Kuzey ve Doğu Suriye’nin Serêkaniyê ve Til Temir kentlerine yerleşerek, köylerini ve kiliselerini burada kurdular. Suriye savaşından önce Serêkaniyê'de çok sayıda Suriyeli ve Ermeni aile yaşıyordu ve sayıları da oldukça fazlaydı. Ancak Suriye krizinin başlamasıyla birlikte sayıları gün geçtikçe azaldı. Türkiye’nin Serêkaniyê kentine girmesinin ardından ise Hristiyan halkı olumsuz etkilendi. Hristiyanlara ait kiliseler ahıra dönüştürüldü ve orada yaşayan Hristiyan halkına yönelik çok sayıda hak ihlali yaşandı. Konuya ilişkin Suriye Süryani Kadın Birliği Başkanı Şam Qiryo, ajansımıza konuştu.

“Hristiyanlar her zaman katliamla yüz yüze kaldı”

Hristiyan halkının Serêkaniyê ve Mezopotamya'daki varlığının kulak arkası edilemeyecek bir tarihe sahip olduğunu belirten Şam Qiryo, “Hristiyan halkı kadim bir halktır ve Mezopotamya’da toprak sahibidir. Her zaman farklı imparatorlukların katliamı ile karşı karşıya kalmışlardır. Ancak eski uygarlığımız her türlü saldırıya dayanabildi” dedi. 1915 yılında Osmanlılar tarafından gerçekleştirilen Seyfo katliamıyla, katliam, tecavüz, demografik yapının değiştirildiğini ifade eden Şam Qiryo, katliam öncesi Hristiyan halkının nüfusunun yüzde 80 olduğunu belirtti. Ancak daha sonra 1970’te Suriye ve Mısır’ın birleşmesiyle birlikte Hristiyanların göç etmek zorunda kaldıklarını dile getiren Şam Qiryo, o tarihten itibaren Hristiyanların kendi topraklarındaki sayılarının azaldığını söyledi.

“Serêkaniyê’nin işgaline yeşil ışık yakıldı”

Serêkaniyê'ye yönelik 2013 saldırısının Süryani halkını etkilediğini dile getiren Şam Qiryo, “O yıllarda çetelerin varlığıyla Süryani halkı topraklarından göç ettirildi. Ancak savaşçılar tarafından kurtarıldıktan sonra bazı aileler Serêkaniyê'ye geri döndü. Kendi evlerini yeniden inşa ettiler, günlük işlerine devam edip tarıma döndüler. Bir kısmı ülkeyi terk etti. Rusya, Türkiye ve İran arasındaki Astana görüşmelerinde planlanan uluslararası ittifaklar sonucunda Türkiye Serêkaniyê'ye saldırdı. ABD'nin Türkiye sınırındaki üslerinden çekilmesine ve Suriye hükümetinin yeşil ışık yakması sonucu saldırı gerçekleşti. Aynı zamanda koalisyonun Türkiye'ye yönelik uçuş yasağının Serêkaniyê hava sahasında uygulamaması, Serêkaniyê'nin işgal edilmesine neden oldu” diyerek değerlendirmelerde bulundu.

“Amaçları Demokratik Ulus Projesini yok etmekti”

Bununla Demokratik Ulus Projesinin yenilgiye uğratılmak istendiğini vurgulayan Şam Qiryo, “Serêkaniyê'ye yönelik saldırı büyük ve etkili devletler arasında planlanarak gerçekleştirildi. Amaç tüm ulusları kucaklayan Demokratik Ulus Projesini yok etmekti. Ancak QSD, Özerk Yönetim güçleri ve bölge halkı tarafından bu proje korundu” diye konuştu. Hristiyan, Kürt, Arap, Çeçen ve Êzidî halkları arasında dostane bir ilişkinin olduğunu ve her ulusun diğer ulusun inançlarına saygı duyduğuna işaret eden Şam Qiryo, “İnancımız ve yaşamımızın temeli ortak yaşam ve halkların kardeşliği üzerineydi. Serêkaniyê'ye yönelik saldırılarda ayrım gözetmeksizin tüm uluslar hedef alındı. Ayrıca ilk hedefi bölgenin demografisini değiştirmek ve Özerk Yönetim projesini zayıflatmak ve ortadan kaldırmaktı” ifadelerini kullandı.

Komisyona çağrı: Harekete geçin ve çözüm bulun

Tarihi mirasların yok edilmek istendiğine de dikkat çeken Şam Qiryo, “Bu nedenle tarih farklı yol ve yöntemlerle tekerrür ediyor dedik. Birleşik Devletler Din Özgürlüğü Komisyonunu Türkiye devletinin Serêkaniyê'deki kiliselerimize yönelik vahşetlerine karşı harekete geçmeye ve çözüm bulmaya çağırıyoruz” dedi.