Mizgîn Hesen: Kadınlar özgürleşinceye kadar mücadele etmeli

İran polisi tarafından katledilen Jina Mahsa Amini’nin katledilmesini değerlendiren Kadın Hakları Araştırma ve Koruma Merkezi Yönetiminden Mizgîn Hesen, kadınların özgürlüklerini elde edinceye kadar mücadeleden vazgeçmemeleri gerektiğini belirtti.

ROJ HOZAN

Qamişlo- Jina Mahsa Amini, İran polisleri tarafından işkenceyle katledildi. Jina Mahsa Amini’nin katledilmesi, Rojhilat Kurdistan ve İran’da kadınların iradesinin kabulü oldu. Dünyanın tüm ülkelerinde kadınlar, “Jin Jiyan Azadî (Kadın, Yaşam, Özgürlük)” sloganıyla alanlara akıyor. Jina Mahsa Amini, kadınların dayanışması ve Rojhilat Kurdistan’da yanan devrim kıvılcımının sembolü haline geldi. Konuya ilişkin Kadın Hakları Araştırma ve Koruma Merkezi Yönetimi’nden Mizgîn Hesen, değerlendirmelerde bulundu.

Tek tel işkence nedeni

İran rejiminin kadınlar üzerinde pratikleştirilen yasalarına işaret eden Mizgîn Hesen, “İran rejimi sisteminde kadınlara ilişkin haksız birçok yasa çıkarıldı. Bunlardan biri kadınların kamu alanında sadece yüzleri ve elleri görünecek şekilde kapalı olmalarıdır. Kadının saçının tek bir telinin görünmesi bu kadının işkence görmesi demek oluyor. Öte yandan eğer kadın sisteme başkaldırırsa, o kadın bunun bedelini yaşamıyla veriyor. 1969’da Şah döneminde kadınlar hukuk anlamında yerlerini almıştı. Avukat, hukukçu ve siyasetçi olabiliyorlardı. Ancak Humeyni döneminde bütün bunlar kaldırıldı ve birçok çalışma alanı kadınların elinden alındı. Bunun örneği de hukukçu Şêrîn Ebadî’dir. Eskiden hukukçuydu. Daha sonra o ve birkaç kadın arkadaşı tutuklandı. Haklarında dava açıldı. Ancak onlar hukukçu haklarını elde etmek için İnsan Haklarına başvuru yaptılar” dedi.

Kadın sünneti ve zorla evlendirme

Kadınlara yönelik ahlak dışı uygulamaların yapılmasından söz eden Mizgîn Hesen, “Şuan İran’da kadın sünneti meşrudur. En son 2015 yılında kadın sünneti yüzde 16’ya çıktı. Çalışmalarda yer alan kadınlardan korkuyorlar. Var olan kanunlar kadınların korkmasına neden oluyor. Çocuk yaşta zorla evlendirme konusu var. Şuan 9 yaşından 13 yaşına kadar çocuklar evlendiriliyor. Bu yönlü yasalar onaylandı. Kürtlerin kültür ve yaşamlarında böyle yasalar yoktu. Bu yüzden kadın devrimlerinin ve kadın örgütlerinin kabul edilmediğini görüyoruz. Öte yandan, eğitim, miras, yasalar önündeki şahitliği meseleleri var. Kadınlar bunların içinde boğulmak isteniyor. Ahlaksız bir evlilik şekli de var. 30 dakikalığına ömrünün sonuna kadar kadınlarla evlenebiliyorlar. Bu toplumun büyük sorunlar yaşamasının önünü açıyor” diye ifade etti.

565 kadın katledildi

İran’da kadınların katledilme oranına değinen Mizgîn Hesen, “Bugün kadın devrim ve hareketlerinin dünyada geliştiklerini görüyoruz. Ancak bir tutam saç için kadının katledilmesi akıl alır gibi değil. Son yıllarda recm ve idam dışında 565 kadın ‘şeref’ adı altında katledildi. Kadına yönelik her türlü yöntem uygulanıyor. Bu da kadın topluluğu içerisinde kabul görülmüyor. Bugün İran’da başlayan başkaldırı tüm kadınların başkaldırısıdır. Kadınlar, özgürlükleri ve kişilikleri için mücadele ediyor. Kadınlara yönelik yürütülen uygulamalar insanlık suçudur. Bugün İnsan Hakları Sözleşmesinde her insanın düşünce, kültür anlamında özgür olduğunu belirtiyor. Burada dediği gibi kadınlar özgürdür ama İran gibi bir ülkede bu yasak. Kadınlar istedikleri bir şeyi yapamıyorlar. Ayrıca karar alma mekanizmaları ve siyaset kadınlara yasak. İran Parlamentosu’nda 275 vekilden sadece 17’si kadın. Bunlarda karar mekanizmalarında değiller. Daha çok şekilsel olarak orada yer alıyorlar. Jina Mahha Amini’nin katledilmesi ve kadınlara karşı uygulamalar karşında ancak mücadele ile cevap olunur” diye konuştu. Mizgîn Hesen, haklarını alıncaya kadar mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini söyledi.