Irak ve Suriye ziyaretleri: Colani’nin geçmişi kaygılara neden oluyor
Irak ile Suriye arasındaki ziyaretler, özellikle Irak’ta kaygıyla izleniyor. Colani’nin El Kaide’nin bir parçası olarak Irak’taki geçmişine dikkat çekilirken, olası yakınlaşmanın güvenlik krizi doğuracağı ifade ediliyor.

RACA HAMİD RASHİD
Irak- Esad rejiminin çöküşü özellikle Suriye’ye komşu ülkeler tarafından temkinli adımlarla karşılandı. Bu ülkelerden biri de Irak oldu. Irak, Suriye tarafından nasıl bir yapının inşa edileceği ve bu yapının yönelebilecek tehditleri ne ölçüde bertaraf edebileceği gibi konuları gündeme getirdi.
İki ülke arasında gerçekleşen görüşmeler sonrasında Irak’ta önde gelen isimler iş birliklerinin güçlendirilmesi konusunda açıklamalarda bulunurken, genel olarak ilişkilerin hassas bir şekilde sürdürülmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Bu hassasiyet vurgusunun temel nedeni ise IŞİD ve “güvenlik kaygısı” şeklinde açıklandı. Öte yandan Suriye cihatçı HTŞ geçici yönetiminin başkanı Colani’nin El-Kaide ve sonrasındaki geçmişi bu ilişkileri belirleyen bir faktör olarak masada duruyor.
‘Colani’nin geçmişi gerilim yaratabilir’
Bağdat Üniversitesi Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi'nde Yardımcı Doçent Lina İmad El-Musavi, Irak ve Suriye ilişkilerini ajansımıza değerlendirdi.
Irak ve Suriye geçici hükümeti arasındaki ilişkilerin bölge açısından son derece hassas olduğunu belirten Lina İmad El-Musavi, Colani’nin geçmişine ve Irak’ta işlediği suçlara işaret etti.
Colani’nin 2003 yılından sonra El-Kaide üyesi olarak Iraklılara karşı saldırılara katıldığını hatırlatan Lina İmad El-Musavi, bu durumun karmaşık siyasi ve güvenlik sorunu yarattığını ifade etti.
Görüşmelerin ülkede halk içinde ve siyasi alanda gerilimlere neden olduğunu belirten Lina İmad El-Musavi, "Colani'ye yönelik herhangi bir resmi veya dolaylı kabul, özellikle ABD işgalinden sonra şiddete maruz kalan kentlerde, toplumun geniş kesimleri tarafından reddedilebilir" dedi.
Colani’nin kanlı mirası
Lina İmad El-Musavi, iki ülke arasındaki görüşmelerin dış ilişkilerde de bir bozulmaya yol açacağı uyarısında bulunarak, "Bu yakınlaşma, Heyet Tahrir El-Şam'a karşı çıkan İran ve Rusya gibi Suriye'nin eski müttefikleriyle ilişkilerin bozulmasına yol açabilir. Ayrıca, bazı Irak partileri geçici hükümetle iletişimi, özellikle silah kaçakçılığı veya aşırılıkçı unsurların sızması konusunda, Suriye'den gelen sınır ötesi tehditleri sınırlamak için bir güvenlik çıkarı olarak görebilir" dedi.
Karşılıklı güven ve iş birliğinin nasıl sağlanacağı konusunda fazlaca soru işareti olduğunu söyleyen Lina İmad El-Musavi, “Başlıca endişeler arasında silahlı grupların kanlı mirası bulunuyor. Özellikle bu endişeler arasında Colani’nin El-Kaide ile Felluce ve Ramadi kentlerine saldırılara katılımı var. Bu durum onunla herhangi bir yakınlaşmayı tartışmalı siyasi konu haline getiriyor" şeklinde konuştu.
Aşırılık yanlılarına meşruiyet kazandırması kaygısı
Aşırılık yanlısı grupların siyasi bir örtü altında yeniden yapılanması yönünde kaygılarının olduğunu ifade eden Lina İmad El-Musavi, "Colani’ye siyasi diyalog yoluyla kademeli olarak meşruiyet kazandırılacağından ve bunun da diğer grupları silahlı yollarla iktidarı ele geçirmeye teşvik edebileceğinden endişe ediliyor. Bu durum, Heyet Tahrir El-Şam'ın ideolojik veya örgütsel etkisinin sınır ötesinde potansiyel genişlemesi nedeniyle Batı Irak'ın istikrarını da tehdit edebilir" yorumunda bulundu.
Lina İmad el-Musavi, Suriye ile ilişkilerde geçmişte suç işleyen kişilerin reddedilmesi ve diplomatik kanaların açılması gibi önerilerde bulunarak güven temelli kanalların oluşturulmasını istedi.
‘Halk Colani’yi sorumlu görüyor’
Kadın İnsan Hakları Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Maha El-Sakban da Iraklıların büyük bir kesiminin 2003'te Irak'taki rejimin düşmesinden kendilerine karşı yürütülen mücadeleye katılan Colani’yi sorumlu tuttuğunu söyledi. Maha El-Sakban bu durumun uluslararası tutuklama emirleri ve tanık ifadelerinin yanı sıra, ABD'nin Colani’nin yakalanmasına katkıda bulunan herkese ödül teklif etmesiyle de doğrulandığını anlattı.
Öte yandan birinin eylemleri nedeniyle tüm bir halkın cezalandırılamayacağını da vurgulayan Maha El-Sakban, “Pozisyonlar kalıcı değildir ve Colani’nin resmi pozisyonundan ayrılıp dokunulmazlığının kaldırılacağı zaman gelebilir” dedi.
‘Bir anlaşmaya varmak imkansız’
Sürdürülebilir Kalkınma için Aile ve Toplum Örgütü Başkanı Ashwaq El-Badri ise, Irak ve Suriye halkları arasında derin bir kardeşlik ve sevgi bağı olduğunu ifade ederek, "Suriye halkıyla bir anlaşmazlık yok. Anlaşmazlık sadece Suriye hükümetiyle ilgili, çünkü IŞİD kontrolü döneminde Irak'ta verdiği önemli zarar ve kentleri etkileyen katletme, esaret ve yerinden etmeler sonucu çok kişi zarar gördü” şeklinde konuştu.
Ashwaq El-Badri, konuşmasına şöyle devam etti: "Suriye hükümetini reddediyoruz ve onunla iletişim kurmaktan kaçınıyoruz, çünkü bu koşullar altında onunla bir anlaşmaya varmak imkansız. Ancak Suriye halkıyla bir sorunumuz yok. Onlar bizim halkımız ve kardeşlerimiz ve Irak onların ikinci vatanı. Tıpkı kardeş Suriye'nin bizim ikinci vatanımız olması gibi."
Ashwaq El-Badri, son olarak iki halk arasındaki derin kardeşlik bağlarına dikkat çekerek, "Suriye'deki halkımızın yerinden edilme, öldürülme ve zulüm nedeniyle yaşadığı acılardan dolayı derin bir acı duyuyoruz. Çünkü biz de benzer deneyimler yaşadık ve Suriye halkının yaşadığı acının büyüklüğünün tamamen farkındayız" dedi.