Direnişin şehri Dersim’in adayı Ayten Kordu Meclis’e hazırlanıyor

Yeşil Sol Parti Dersim Milletvekili adayı Ayten Kordu, kentte kadınların ilmek ilmek ördüğü mücadele perspektifinin Meclis’e taşınacağını belirterek, Demokratik Ulus perspektifinin inşa sürecinde Dersimlilerin aktif rol alacağını söyledi.

SERPİL SAVUMLU

Haber Merkezi- Cumhurbaşkanlığı ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimi'ne sayılı günler kala, siyasi partiler seçim çalışmalarına hız verdi. Emek ve Özgürlük İttifakı içinde seçime giren Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi de (Yeşil Sol Parti) hemen hemen her gün yeni bir seçim bürosu açarken, seçmenleriyle bir araya geliyor. Seçim sonuçlarının merak uyandırdığı kentlerden biri Dersim. Tek milletvekilinin seçileceği kentte, 67 bin 2013 seçmen oy kullanacak.

Dersim öncü kadınların ve aynı zamanda kadın temsilinin de öne çıktığı kentlerden biri. Dersim’de 1991 yılında Aysel Doğan bağımsız milletvekili olarak seçimi kazanmış fakat mazbatası verilmediği için Meclis’e gidememişti. 2009 yılına gelindiğinde yerel seçimlerde Demokratik Toplum Partisi’nden (DTP) Edibe Şahin seçildi. Edibe Şahin, 4 yıl boyunca kentte belediye başkanlığı yaptı. Sonrasında 2015 genel seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dersim Milletvekili olarak yüzde 61 oy alarak Dersim’den Meclis’e giden ilk kadın vekil oldu. Dersim halkı tekrarlanan seçimler, kayyımlar ve baskı politikalarıyla istediği temsile ulaşamadı.

‘Bu toprakların çocuğuyum’

28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde Dersim’de Yeşil Sol Parti listesinden aday olan Ayten Kordu, yıllardır mücadele ve direnişi örgütleyen bir isim. Ayten Kordu, 1971 yılında Erzincan’da doğdu. Sosyoloji mezunu olan Ayten Kordu, uzun yıllar kadın hareketi ve siyasette yer aldı. 2015 yılında Dersim’e yerleşen Ayten Kordu, çalışmalarına burada devam etti. Bu süreçte yürüttüğü mücadeleden kaynaklı 2 buçuk yıl cezaevinde kaldı. “Alevi çocuğuyum, bu toprakların çocuğuyum” diyen Ayten Kordu, tarihsel geçmişi ve inancıyla derin bir kültüre sahip olan Dersim’den aday gösterilmesini, Dersim’de seçimleri kazanmanın kadınlar açısından önemini, kente yönelik politikaları ve bu politikalardan çıkış yollarını ajansımıza değerlendirdi.

Kadınların mücadelesi Meclis’e taşınacak

“Dersim tarihsel geçmişiyle, inancıyla derin kültüre sahip bir yer. Direnişin de tarihsel olarak geliştiği topraklar. Soykırımı, inkârı, asimilasyonu görmüş topraklar. Hala bu asimilasyon ve inkâr politikaları devam ediyor. Bugün bu politikalar bitmiş değil. Bizim Kürt Kadın Hareketi olarak çalışmalarımızda kadın bakış açısını geliştirirken ilmek ilmek örülen bir tarih var” sözleri ile konuşmasına başlayan Ayten Kordu, bu mücadelenin ve direnişin devam ettiğini ve Meclis’e taşınacağını ifade etti. Yeşil Sol Parti listelerinde kadınların en üst düzeyde temsilinin hedeflendiğine dikkati çeken Ayten Kordu, Dersim’in de bir kadın tarafından temsil edilmesinin önemli ve anlamlı olduğunu dile getirdi ve “Kadınlar çok direnişçi bir ruha sahip Dersim’de. Hepimizin biraz yapısında köklerinde bu direniş ruhu var. Bunu görebiliyoruz. Ben Dersim’de bu gücü çok daha fazla hissettim. Dersim’de hem kadını temsil etmek hem de kadının direniş tarihini temsil etmek çok önemli. Her yerde kadın temsiliyetinin gerçekleşmesi, kadın bakış açısıyla irade olması genel olarak yaşamın her alanına o bakış açısının yansıması çok önemli” şeklinde konuştu.

‘Kentte sürekli bir müdahale var’

Dersim’i kadın şehri olarak tanımlayan Ayten Kordu, “Bu topraklarda her zaman bir kadın emeği var. Zarifelerden, Beselerden Sakine arkadaşlara, Aysel Ablalara demokratik siyasette kadının temsiliyetine kadar ilmek ilmek örülmüş bir şey bu aslında” derken kadının yaşamın içinde olduğunu ve yaşamı ifade ettiğini dile getirdi. Dersim’de asimilasyon politikalarının yoğun olduğunu ve genel yaşamın kodları ile oynandığını vurgulayan Ayten Kordu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Özel savaş politikaları hala bir bütün olarak devam ediyor. Dersim’de devlet egemen erk bakışı, devletin yozlaştırmaya ve çürütmeye çalıştığı yaklaşımı üniversiteler ve kadınlar üzerinden devam ediyor. Dersim’de kadının politikadaki temsiliyetine ilişkin genel olarak da sürekli bir müdahale var. Aslında inanç bir yandan yozlaştırılmaya çalışılıyor. Tek adam rejimi dediğimiz şey kadın düşmanı. Aslında inançların düşmanı, farklılıkların düşmanı. Dolayısıyla Alevilere ilişkin de burada özel bir politika uygulanıyor. Dersim’de temsiliyetin bir kişiye düşürülmesi de bir göstergesi. Göç ettirme, asimilasyon burada yaygınlaştırılmış durumda. İnsanlar hem işsizlik hem de gelecek sorunu yaşıyor. Siyasal baskı yaşıyor. Hepsi bir araya geldiğinde insanlar, yoğun bir göçe sevk ediliyorlar. Bu göçle birlikte kentteki demokratik yapı da değiştirilmeye çalışılıyor. Bu aslında uzun zamandan bu yana süren bir politika.”

‘Dersim halkı kadına güveniyor’

Dersimlilerin var olan politikanın farkında olduklarına işaret eden Ayten Kordu, buna ilişkin bir direnişin olduğunu ifade etti. Ayten Kordu, “Bu seçimlerde tek adama karşı kadın vekil olarak aday olmam şehri motive eden bir durum. Dersim halkı kadına güveniyor. Dersim halkının kadına bir yaklaşımı var. Kadının emekle yarattığı bir güven var. Bugün bileşenlerimizle birlikte çalışma yürüttüğümüzde sokakta, esnafta, mahallede herkesten çok olumlu tepkiler alıyoruz. Onlar beklentilerinin karşılanmasından çok memnunlar” diye konuştu. Dersim’de yaratılan birlikteliğin her anlamda umut verici olduğuna değinen Ayten Kordu, seçimden sonra da her alanda birlikte çalışma ve üretme halinin devam edeceğini söyledi.

Demokratik Cumhuriyet ve Demokratik Ulus vurgusu

Halkların kendisini en iyi biçimde istediği gibi tariflediği, haklarını güvence altına aldığı, kimliklerin dilini ve kültürünü özgürce gerçekleştirebileceği, bir yaklaşımla yönetilmek istediğini belirten Ayten Kordu, Demokratik Cumhuriyet ve Demokratik Ulus perspektifi ile çalışmalarına Meclis’te yön vereceklerini vurguladı. “Yeşil Sol Parti ve ittifak beyannamemiz ve tutumumuz aslında bu kapsayıcılığı içeriyor” diyen Ayten Kordu, dertlerinin çok oy almak değil tek adam rejimini sonlandırmak ve demokrasinin nefes kanallarını açmak olduğunu kaydetti. Ayten Kordu konuşmasına şöyle devam etti:

“Bir inşa süreci var. Bu inşa süreci bizim yol dediğimiz ittifak, 3’üncü bir yoldur. Emek ve Demokrasi İttifakı bir 3’üncü yol ortaklaşmasıdır. Bu 3’üncü yol ortaklaşması Demokratik Cumhuriyet ve Demokratik Ulus perspektifi programıyla aslında kendini yaşamsallaştırmaya çalışacak. Dersim bu açıdan önemli. Bileşenler de bundan sonra inşa sürecinde, ortak davranıp, ortak politikalar oluşturulmada rol oynayacak.”

Kadınlara çağrı

“Kimliğimizin, dilimizin, inancımızın eşit yer aldığı, anayasal güvence altına alındığı, çoğulculuğun farklılıkların hep beraber yol alabileceği bir yaşama ihtiyacı var. Öbür türlüsü mümkün değil artık. Yaşamın bu şekilde götürülemeyeceğinin hepimiz farkındayız” şeklinde konuşan Ayten Kordu, bu sorumlulukla kadınların sandık başına gitmesi çağrısında bulundu. “Emeğimizin, sorunlarımızın çok daha görünür kılınması için, daha fazla örgütlü, bir araya gelen, sorunlarını ifade eden ve bunun için hep beraber sorumluluk alan bir yerde olmalıyız” diyen Ayten Kordu, kadınların Meclis’te sesi olmaya aday.