Taliban’ın yönettiği Afganistan’da sağlık krizi: Kadınlar ve çocuklar tehlikede!
Taliban yönetimi altında derinleşen yoksulluk ve sağlık krizinin en ağır bedelini Afganistan’da kadınlar ve çocuklar ödüyor. Doktor Yasmin Amiri, “Gerçek değişim ancak halkın çıkarını gözeten demokratik bir yönetimle mümkün” dedi.
BAHARİN LEHİB
Kabil – Afganistan halkı, onlarca yıldır zorunlu göç, hapis, işkence, toplu katliamlar ve tarihi ile kültürel mirasın yok edilmesi gibi ağır insan hakları ihlalleriyle karşı karşıya kaldı. Ülke, aynı zamanda yaygın yoksulluk, işsizlik ve temel hizmetlere erişim eksikliği gibi ciddi sosyoekonomik sorunlarla boğuşuyor. Afganistan tarihindeki birçok hükümet, ulusal çıkarları korumakta başarısız olurken, birçok yetkili kişisel ve ailevi çıkarlarını ön planda tuttu. Halk ise, farklı gruplar ve ideolojiler adına süregelen çatışmalarda her gün sevdiklerini kaybetmenin acısını yaşadı.
Kırk yılı aşkın bir süredir iç savaşlar, silahlı grupların varlığı ve yabancı müdahalelerle sarsılan Afganistan, son yıllarda Taliban’ın yeniden iktidarı ele geçirmesiyle birlikte daha da derin bir insani kriz yaşıyor. Taliban yönetimi altında kadınların eğitim, çalışma ve temel haklara erişimi büyük ölçüde kısıtlanırken, toplumun geniş kesimleri ekonomik ve sosyal açıdan zor durumda kaldı.
Sağlık hizmetine erişilemiyor
Ülkede yaşanan en ciddi sorunlardan biri ise yeterli sağlık hizmetlerine erişim eksikliği. Birçok Afganistanlı, en yakın sağlık merkezine ulaşmak için uzun ve zorlu mesafeler kat etmek zorunda kalıyor. Bu yolculuklar sırasında hayatını kaybedenler olduğu gibi, sağlık merkezlerine ulaşabilenler de yetersiz donanım ve düşük hizmet kalitesi nedeniyle büyük risk altında. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verileri, Afganistan’da doğum sırasında anne ve bebek ölümlerinin hâlâ yüksek seviyelerde olduğunu gösteriyor. Afgan halkı, hem iç siyasi istikrarsızlığın hem de uluslararası toplumun başarısız müdahalelerinin bedelini ağır bir şekilde ödemeye devam ediyor.
‘Ekim ayında 838 bin 637 çocuk yetersiz beslendi’
Afganistan’da anne ve bebek ölümlerine ilişkin resmi istatistikler, yalnızca sağlık merkezlerini ziyaret eden vakaları kapsıyor. Ancak ülkenin uzak köylerinde, zorlu iklim koşullarında ve yoksulluk içindeki evlerde doğum yapan kadınlar çoğu zaman bu verilere dâhil edilmiyor. Bu durum, anne ölümlerinin ve doğumla ilgili sağlık sorunlarının gerçek boyutunun istatistiklerde görünenden çok daha vahim olabileceğini gösteriyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Ekim ayında yayımladığı son raporda, Afganistan’da altı ay ile beş yaş arasındaki yaklaşık 838 bin 637 çocuğun yetersiz beslendiğini açıkladı.
‘Hamilelik döneminde hiç doktora gitmeyen anneler var’
Kabil’de görev yapan çocuk doktoru Yasmin Amiri, Afganistan’daki sağlık sisteminin çöküş noktasına geldiğini belirterek, ülkenin büyük şehirlerinde hastaları asgari imkânlarla tedavi eden yalnızca iki hastane bulunduğunu söyledi. Yasmin Amiri, “Genellikle iki veya daha fazla hasta aynı yatakta yatıyor. Yetersiz beslenen çocukların büyük bir kısmı, annelerin yoksulluk nedeniyle hamilelik öncesi ve sırasında yeterli beslenememesi sonucu bu sorunla dünyaya geliyor. Bu nedenle birçok çocuk hayatlarının en başından itibaren ciddi beslenme problemleriyle karşı karşıya kalıyor ve bu durum giderek artıyor. Hamilelik döneminde hiç doktora gitmeyen anneler var; bunun temel nedeni sağlık ocağı eksikliği ve sağlık çalışanı yetersizliği. Ancak bazı ailelerde, kadın karşıtı görüşler nedeniyle doktora gitmek ayıp sayılıyor ve annelerin sağlık ocağına gitmesine izin verilmiyor” ifadelerini kullandı.
‘Demokratik ve hesap verebilir bir yönetim’
Afganistan’da halkın durumunun her geçen gün daha da kötüleştiğini kaydeden Yasmin Amiri, “Zalim ve suçlu yöneticiler iktidarda kaldıkça ve yalnızca kendi kişisel çıkarlarını düşündükçe, halkımız her geçen gün daha da yoksullaşacak ve çeşitli hastalıklar onları ele geçirecektir. Afganistan'daki tek gerçek çözüm, zalim ve suçlu hükümetlerle mücadele etmek ve bir halk hükümeti kurmaktır; ancak o zaman bu halkın acısı dinecektir. Afganistan’daki sağlık ve beslenme sorunları, yoksulluk, yetersiz sağlık hizmetleri ve etkisiz hükümet politikalarıyla doğrudan bağlantılı. Hükümet yapıları halkın yararına yeniden düzenlenmedikçe, en büyük zararı kadınlar, çocuklar ve savunmasız gruplar görecek. Uluslararası toplum, insan hakları kurumları ve Afgan sivil toplumu, reformları desteklemede ve etkili yardımlar sağlamada önemli bir role sahip. Ancak demokratik ve hesap verebilir bir yönetim kurulmadıkça kalıcı bir değişim mümkün olmayacak” diyerek sözlerini noktaladı.