Ezdaların Batizmi : Felsefe, zıtların birliği ve zaman döngüsü

Batizm ya da Pire Ari, güneşin, ateşin kavmi olanların kutladıkları bayram olarak bilinir. 7 gün boyunca yapılan ritüellerin ardından kutlanan bu bayramda büyük paylaşımlar yapılır. Batizm yani Pire Ari Bayramında yas, savaş, küfür, küskünlük olmaz.

ROJBİN DENİZ

Şengal – Ezdalıkta, Êzidî toplumunda bayramlar Ezda felsefesinin öğreticisidirler. Ezdalık bilgelik derya gibidir. Her yıl bir zerresini öğrenirsin ve böylece ömrün öğrenmekle geçer. Her yeni yıl bir önceki yıl öğrendiklerine başka bilgiler ekler. Her öğrendiğin yeni bilgi seni başka derin bir felsefe deryasına götürür. Yüze bilirsen yaşamın erdemine, hakikatine ulaşırsın yok eğer yüzemezsen yarı yolda bilgeliğin dalgalarında boğulursun. Bunun için Ezdalığa dokunmak yürek işi, felsefesini okumak büyük bir sabır ve azim ister. Öğrendiğin hiç bir şey son değildir. Her şey sonsuz ve sınırsızdır. Ezdalıkta bilgi ve felsefenin sonu yoktur. Kuantumik düşünmek gerek. Akıp giden enerji gibi bilgi deryasına akıyorsun, orada seni bekleyen dünya ve evrenin oluşumudur. Zaman, insan, doğa ve insan-doğa bütünlüğüdür.  Birçok Êzidî bayramlarında ve kutsal ritüellerinde yaptıkları ve söylediklerinin derin felsefik anlamını bilmez ya da çok azı bilir. Bu Ezdalık hakikatinin toplumsal trajedisidir ki zamanın ferman yüzünde biçim aldı.

Yeni felsefik bilgiler

Bilginin erdemliğinden bahsettik geçen yıl bu zamanlarda. Batizm Pire Ari’nin bayramını konu olan bir dosya hazırlamıştık. Aradan geçen bir yıl Batizm üzerine topladığımız bilgilere yenisini ekledi ve gittiğimiz yolda bizi yeni felsefik bilgilere götürdü. Bu da son bilgiler değil ve belki de hiçbir zaman sonu gelmeyecektir. Zaten esas felsefe bu sonsuzluktur. Yeni yılı bayramla karşılayan Êzidîlerin en kutsal ve en eski bayramı olan Batizm-Pire Ari bayramının anlamını daye Cemet’ten ve daha birçok anneden dinleyerek kaleme aldık.

Tabaka yok

Batizm ya da Pire Ari’nin anlamı; güneşin, ateşin kavmi olanların kutladıkları bayram olarak bilinir. Bunun için Ari’nin bayramı denilir. Dünyanın zamanda oluşmasına, zıtların birliği üzerinden dünyanın anlam gücüne ulaştığına olan inançtır.  Êzidîler arasında bu bayramı Çelka aşireti kutlar ve tüm Êzidîler onların yanında durur. Tabi tam olarak bu bayramın ne zamandan beri kutlandığı bilinmiyor. Êzidîlerin genel görüşü en eski bayram olduğu yönünde. Çelkalar Êzidî toplumunda ağırlıkta pirler tabakasıdır. Aslında onlar kendilerini tabaka olarak tanımlamazlar. Ezdalık inancının hizmetkarları olarak tanımlarlar. Ezdalıkta toplum katmanları çok sonradan gelişmiştir yani Şeyh, Feqir ve Miredler sonradan gelişti. Önce tüm Êzidîler eşittir yani tabakalar yoktur bir tek pirler vardır. Onlarda tabaka değil Ezdalığın hizmetinde olanlardır.  Bu açıdan Çelkaların kutladığı Batizm Bayramı tüm Êzidîler tarafından en kutsal bayram olarak adlandırılır. Çelkelar Bakur Kurdistan’ın Botan ve Garzan bölgelerinde yaşamışlar ve daha sonra fermanlar onları Şengal dağına kadar sürükleyip getirmiş.  Çelkalar Batizm Bayramını insanların dünyanın ve dünyayı zaman döngüsü içinde var olmasının farkına varmasıyla kutladıklarına inanıyorlar. Bayram 7 gündür.

İlk gün temizlik günü

Birinci gün;  temizlik günüdür. “Bayrama temiz bir beden, ev, bahçe ve en önemlisi temiz bir ruhla başlamak gerek” denir. Bunun için Pazar günü başlayan Batizm’in ilk günü temizlik günüdür. Pazar günü yapılan temizlikten sonra bayramın yedi günü temizlik yapılmaz yani üzerindeki elbiseler değiştirilmez, yıkanmaz, beden su almamalı denir. 

İkinci üçüncü gün oruç

İkinci, üçüncü gün; oruç tutulur. Dördüncü gün; yani Çarşamba günü öğle vaktine kadar oruç tutulur ve öğle yemeği ile birlikte oruç açılır. Böylelikle 2 buçuk günlük oruç tutulur. Çarşamba günü öğleden sonra bayram hazırlığı yapılır. Bayram için her şey tam olmalı yani “dünyanın oluşumu zamanda nasıl tamamlanıyorsa hazırlıklarda tam olmalı” denir.  Koyunlar kesilir ve kesilen koyunun tam yani hasta olmamasına özen gösterilir. Koyunun sağ tarafı yedi parça biçiminde kesilir. Buna aynı zamanda 7 lokma denir. 7 meleket adına kesilir. Kesilen parçalara hiç dokunulmaz. Özellikle koyunun but bölümünde dokunulmaz ve güneşte tutulur son güne bırakılır.

Xevre ekmeği yapılır

Çarşamba günün akşamı Xevra beratka yapılır. Çelka aşiretinin sahibi (Xwudani) olan Qubbe’nin mucavirleri (hizmetkları) Xevreyi ekmeği yapılır.  Xevre için yapılan hamur ceviz ile mayalanır. Cevizinde Bakur Kurdistan’dan getirildiği söylenir. 3 Xevre yapılır. Xevre’nin anlamı, güneşe tapmak, kutsamak anlamına geliyor.

Güneş doğana kadar

Xevra için şevberatka yapılır. Gece boyunca uyanık kalınır ve kutlamalar eşliğinde mucavir Xevra’yı selde sağ tarafa çevirerek kısık odun ateşinde kırmadan kavurmalı. Bu işlem sabah güneşin doğuşuna kadar devam eder. Çünkü dünyanın gece oluştuğuna inanılır. Xevre’nin yapımında foto çekmek ya da her hangi bir çekim yapmak günahtır. Xevre’nin yapımına katılanlar 3 yıl boyunca katılmak zorundadır.

İyi ve kötünün iç içeliği

Xevre yapanların kötü niyetli insanlar olmaması gerekir. Êzidîler buna o kadar inanır ki derler; Xevre yapıldığında eğer ki içeriye kötü biri girerse Xevre selden kalkmazmış. Kötü olan kişiyi direk göstermemek için içerde olanlardan dışarı çıkmaları istenir.  Burada dünyanın oluşumunda iyi ve kötünün iç içeliği anlatılır. İnsanların iyi ve kötüyü tanıması ve birbirinden ayırt edebilme bilgeliğine ulaştığı ifade edilir. Dördüncü günün beşinci güne evirilmesi Xevre’nin yapılmasıyla olur.  

Kişi başına lokma

Beşinci gün; bayramını sembolü olan Xevre yapılmıştır ve sahiplerini bekler. Çelka aşiretinin mensubu olan her aile Xevre’yi almaya öğleden sonra gider. Xevre’yi almaya giden kişi aile üyelerinin sayısına göre kuru üzüm (kişi başına bir kilo kuru üzüm götürülür), kesilen hayvanın 7 sağlam parçası beyaz bir kumaşa sarılır, 7 Çira, 7 Sevka Xevre’nin hazırlandığı eve götürür. Götürülen lokmalar bir arada toplanır ve sonra mucivir toplanan lokmaları birbirine karıştırır ve Xevre için gelen her kişiye ailesinde kişi başına lokma verir. Giden kişi ailesinde olan herkesin ismini sayarak lokmalarını alır. Olurda bir kişinin ismi unutulursa ve onun için yıl lokması alınmazsa o kişi o yıl içerisinde ölürmüş.  Aynı zamanda hamile kadınların karnındaki bebekte hesaplanır. Xevre eve elle işlenmiş bir çata içinde kuru üzümlerle birlikte getirilir. Xevre’yi karşılama ritüeli olarak da tüm aile üyeleri kapıda durur. Tek tek Xevre’nin tutulduğu çantayı öper, duasını okur ve yeni yılı kutlar. Xevre dilimi evin baş köşesi ve bohçanın altına bırakılır. O gün yani Xevre getirildikten sonra Çira yakılır. Çira kişinin istemine göre yakılır. Ama o gün Çiralar yakılı tutulur.  Sabaha kadar da kutlamalar yapılır. O gece gençler, kadınlar toplanır sabaha kadar oyular oynanır, tekerlemeler söylenir ve davul zurnalı halaylar çekilir.

Çıra yakılır

Eve getirilen lokmalarda komşulara ve aynı zamanda bayram ziyaretine gelenlere verilir. Eve getirilen lokmalarda Çira ve kurum üzüm vardır. Yapılan Xevre yenilmez, kaldırılır. İsteyen kişinin isteğine göre Çira yakılır ve isteyen kişi kurum üzümden yiyebilir. Alınan lokmalardan bir tanesi evde tutulur ve diğerleri dağıtılır. Evde tutulan lokma bohçada ya da Xelat ismi verilen her Êzidînin evinin baş köşesinde asılı duran, üzeri doğadan motiflerin işlendiği kırmızı, sarı ve yeşil renkli torba biçiminde dikilen kumaşlarda saklanır. Saklanan lokmanın içinde Xevre’de vardır. Yıl içerisinde hastalar için şifa, dilek tutmak isteyenler için umut olur. Yıl boyunca bohçada tutulan lokma önünde dualar okunur.

O gece eve getirilen lokmalar için kutlamalar yapılır. İsteyen herkesin katılabileceği bu kutlamalara da şevberatka denir. 

Kadınların günü

Altıncı gün; Bayramın altıncı günüde bir öğün uyamadır. Gece boyunca bedenin taşıdığı yorgunluk gün boyunca uyuyarak giderilir.  Öğleden sonra bayram ziyaretleri olur.

Yedinci gün; Bayramın yedinci günüde Pire Ari’nin kahvaltısı yenerek kutlanır. Çarşamba günü koyunun kesilen 7 parçasından iki parça yani butları bayramın son gününe kadar güneşte tutulur.  Etin yanı sıra eve getirilen lokmalardan saklanacak olan lokmada onun yanında tutulur. Sabah güneş doğmadan saklanan et 7 parçaya bölünerek kesilir ve pişirilir. Yapılan etin içine acı soğan katılır. Derler ki; tatlısı olmazmış, yaşamın acısını acı soğanla hissetmek gerekirmiş ve yine bir avuç ekşi de konulur. Bu işlemi evin büyüğü olan kadın yapar. Güneş doğmadan tüm aile üyeleri uyandırılır. Yapılan yemek 5 Sevokla yapılır. Buna Pire Ari’nin yıl başı lakımı yani lokması denir.  Böylece dünyanın zamanla döngüsü tamamlanmış olur. O günde kadınların günü olarak bilinir. Tüm ziyaretleri kadınlar yapar. Gün boyunca oynanan tüm oyunların merkezinde kadınlar vardır. 7 gün boyunca emek vermiş olan kadınlar o gün eşleri, babaları, kardeşleri tarafından bir nevi kutsanır ve emekleri için kadınlara teşekkür edilir. Oyun olarak da evli olan erkekler eşlerini sırtlarına alarak bahçede üç tur atar.

Dünya takvimi güneşin yüzü

Bayramda oruç günlerin dışında dört gün boyunca Sevka yapılır. Sevkalar Çelkaların hizmete gelmiş olan kadınlar tarafından yapılan üzeri yağlanmış ekmeklerdir. Sevkalar selde yapılır. Ocağı sönmeyen evlere tutunmak demek, bir araya gelmeyi ifade eder. Sevkanın felsefesi paylaşım, toplumsallık anlamına gelir. Sevkaların üzerine dünya takvimi nakşedilir. Xevralar gibi sadece sağ tarafa yani dünyanın güneş etrafında döndüğü tarafa çevrilerek yapılır. Hiçbir biçimde ters çevrilmezler. Ön yüzüne nakşedilen dünya takvimi güneşin yüzü olarak da görülür ve ters çevrilmesi günah sayılır.

Sevkaların üzerine 365 gün nakşelidir. Motiflerinde mevsim, hafta, gün vardır. Bayrama gelen her insana ikram edilir ve yıl içerisinde Batizm Bayramı dışında başka bir gün yapılmaz.

Xevre’nin tatlısı üzüm

Kuru üzüm; Xevre’nin tatlısıdır. Dünyanın oluşumundan sonra doğada ilk olarak asmaların yeşerdiği söylenir. Bunun için Pire Ari Bayramının lokmasında yerini alır.  Bazıları da “Nuh’un tufanından sonra ilk yeşeren üzüm ağacıdır” der.  

Basımbar

Dezik- Basımbar. Kırmızı ve beyazdır iplerin birbirine geçirilmesidir. “Dünya iki renkten oluşur” denir. Bunlarında kırmızı ve beyaz olduğuna inanılır.  Aynı zamanda dünyanın zıtların birliğinden oluştuğuna inanılır. Kuantumik bir bakış açısına sahipler. İnsan bedeninde kırmızı ve beyaz kanı zıtların birliğinden doğan hayat olarak tanımlarlar. Çift-zıt-eşit Ezdalık felsefesinin temelini oluşturur.  Basımbar bu felsefeyi temsil ediyor. Batizm Bayramı boyunca evin annesi tarafından teşiyle örülen basımbarlar lokmaların suyuyla mühürlenir ve isteyen herkesin koluna, boynuna ya da koltuk altına bağlanır.

Êzidîlerin en eski yemeği Sımat

Sımat; buğdaydan yapılır ve Êzidîlerde en eski yemeklerden sayılır. Buğday ve nohut birlikte pişirilir. Örneğin bazı inançlara göre Êzidîlerin kestikleri hayvan etleri yenilmiyor başka inançtan bayram kutlamasına gelen insanlara Sımat ikram edilir.  Ayrıca et yemeyen rahatsızlıkları olan insanlar düşünülerek yapılır. Sımat yapamayan onun yerine Mehir’de yapabiliyor. Aslına bakılırsa Pire Ari Bayramının en eski geleneği Sımat yapmaktır.

Yas bayram sonrasına bırakılır

Ayrıca Batizm yani Pire Ari bayramında yas tutulmaz, ağlanmaz. Olurda bayram öncesi ya da bayram günlerinde bir ölüm olursa yası bayram sonrasına bırakılır. Ölüye rağmen bayram coşkusu ve sevinci yaşanır.  Bayram günlerinde herkes mutlu, güler yüzlü ve barış içinde olmalı.  Bu günlerde savaş, küfür, yas, küskünlük olmaz ve özellikle Çelka aşireti ki bu bayramın sahibi olanlar bunu kabul etmez. 

Tüm bu ritüeller Batizm yani Pira Ari bayramının felsefesidir. Êzidîler bu bayram ile dünya aleme yaşam, zaman felsefesinin öğretildiğine inanır.