‘Devrim müzikle donatılabilir’

Rojhilat Kürdistan’ında başlayan kadın devriminde aktif rol oynayan müzisyen S.N, devrim için sadece silahlı mücadelenin yeterli olmadığını, bu devrimin müzik olmak üzere çeşitli silahlarla donatılması gerektiğini belirtti.

HİMA RAD

Sinê- İranlı kadınlar, yaşamlarına yönelik saldırıları kabul etmiyor. Hükümet ve devlet kadın haklarını kısıtlamak ve baskılamak üzere elinden geleni yapsa da kadınlar her alanda aktif olduklarını göstererek gerici zihniyete başkaldırıyor. İran’da başlayan “Jin, jiyan,Azadi”  ayaklanmasına destek veren ve protestolarda aktif rol oynayan müzisyen S.N, devrim için sadece silahlı mücadelenin yeterli olmadığını, devrimin geliştirilmesinin araçlarından birinin de müzik olduğunu söyledi.

Müzisyen S.N kendisini bir savaşçı olarak gören bir sanatçı S.N. Müzik yapmayı her zaman kadın karşıtı sisteme karşı bir mücadele olarak gördüğünü dile getirerek, “İran'da kadınların yürümekte zorlandığı bir yola girdim çünkü ben bir ülkede doğdum. Müziğin yasak olduğu ve kadın seslerinin sansürlendiği bir dönemde yaşadım” dedi.

‘Müziği annemden öğrendim’

Muhafazakâr bir ailede dünyaya geldiğini söyleyen S.N, “Yirmi beş yaşındayım, dindar ve neredeyse kadın karşıtı bir ailede doğdum. Erkekler daha yüksek bir konuma sahipti ve benim gibi bir kız çocuğu kendini kanıtlamak için diğerlerinden daha çok çabalamak zorunda kalıyordu. Annemin güzel sesiyle müzikle tanıştım. Bize şarkı söyleyip uyuttuğu geceler, ne hoştu o yasak ses, o şarkı söyleyen asi kadın. Babam onu durduramadı, annem müzik hakkında hiçbir şey bilmiyordu ama sanki o bir şan öğretmeniydi ve biz onun öğrencisiydik. Kardeşim benden çok daha önce müzik dünyasına girerek iyi bir gitarist oldu ve benim önümü açtı. Ben de divan sazına ilgi duyan biri olarak müziği öğrenmeye başladım" diye belirtti.

‘Toplumsal baskılara kulak asmadım’

Sadece bu yola adım atmakla yetinmediğini kadın düşmanı zihniyete, maddi sıkıntılara ve aile muhalefetine karşı da mücadele etmek zorunda kaldığını söyleyen S.N bu konuda şöyle konuşuyor: “Birçok maddi sıkıntı ve müzik öğrenmenin yüksek maliyeti nedeniyle öğrenme ağır oldu ama ben devam ettim. Babama “Kızını bu okullara göndermenin ne anlamı var ki, kontrolden çıkacak" diyen kişiler oldu. Ancak annemin desteğiyle yoluma devam ettim. Çalışmalarıma ek olarak divan sazını da çalabildim.”

‘Kadın devrimini hep hayal ederdim’

S.N, İran’da ve Rojhilat Kürdistan’ında başlayan kadın devrimi hakkında şunları söylüyor: “Normal hayat benim için bir mücadele gibiydi. Toplumsal baskılarla mücadele ederken şu anda yaşanan kadın devrimine benzer bir devrim hayal ederdim. Jina Mahsa Amini katledildikten sonra böyle bir şey bekliyordum ve olacağından emindim. Kendimi hep bunun bir parçası olarak hayal ettim çünkü ben de rejimin baskılarına karşıydım. Kadınlar artık bu kadar baskı ve şiddete maruz kalmıyor. Annelerimizin yıllarca çektiği acıları artık çekmek istemiyoruz.”

‘Annem başka ülkede olsaydı ünlü bir sanatçı olurdu’

S.N, kadın devriminde tüm sınıflardan kadınların ortak paydasının hükümet tarafından reddedilmeleri olduğunu düşünüyor ve “Rejim kadınları her türlü aktivitelerden uzaklaştırarak eve hapsetmek istiyor. Burada kadınlar gerçek benliklerinden uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Annem başka bir ülkede yaşasaydı sesi gömülmezdi ve muhtemelen ünlü bir şarkıcı olurdu. Ama burada baskılandığı için bu sanatsal yönünü sergileyemedi” dedi.

‘Kadınların güveni arttı’

Kadın devrimiyle birlikte birçok kadının özgüven sahibi olduğunu belirten S.N,"Bu birkaç aydan sonra kadınlar kendilerine eskisinden daha fazla inanmaya başladı. Ailede hiçbir gücü olmayan, sadece yemek pişirmekten ve çocuk yetiştirmekten sorumlu olan kadınlar vardı. Ama şimdi cesurca bu devrimin bizim devrimimiz olduğunu ve kadınların zulmü kabul etmeyeceğini söylüyorlar. Mücadele daha yeni başlıyor. Bu devrimin zirvesine ulaşmak ve kadınların gerçek özgürlüğünü elde etmesi için daha kat edecek çok yolumuz var. Bu birkaç ayda devrimde her kesimden kadının varlığına tanık oldum. Bu devriminden büyük umutlanıyoruz. Her zaman dışlanan ve ikinci plana atılan kadınlar olarak mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz” şeklinde konuştu.

‘Devrimde erkekler de bilinçlendi’

“Jin, Jiyan, Azadi” ayaklanmalarından sonra birçok erkeğinde daha bilinçli bir hale geldiğini sözlerine ekleyen S.N devamla şöyle konuştu:” Birçok erkek bu devrimde kadınlarla birlikteydi. Bu erkeler de kendileri de ataerkil düşüncenin kurbanı sayıyorlar. Sanki derin bir uykudan uyanmış gibiler. Daha açık fikirli olmaya başladılar. Kadınlara karşı işlenen katliamları ortaya çıkarmaya çalışıyorlar. Birçoğu kadın özgürlüğü için savaştı, öldü ya da şu an hapishanelerde. Protesto için sokağa çıktığımız günlerde bize destek oldular ve ‘başörtünüzü atın, özgürlüğünüz için buradayız’ dediler ya da yaralanmayalım diye bizi korumaya çalıştılar.”

‘Devrim müzikle donatılabilir’

Devrim için silahlı mücadelenin tek başına yeterli olmadığını bu devrimin müzikle de güçlendirilmesi gerektiğini dile getiren S.N, “Eline bir enstrüman alan kadın İslam Cumhuriyeti'nin kanunlarıyla savaşır ve normları çiğner. Bu kadın sesiyle ataerkinin kulaklarını sağır eder. Bu kadınlar da bir savaşçıdır. Bu kadınlar müzikleriyle galip gelirler. Devrimle beraber bütün alanlar açıldı. Şimdi oyalanma zamanı değil. Rejime son darbeyi tüm gücümüzle vurmalı ve bu devrimi güvenli bir şekilde hedefine götürmeliyiz” şeklinde konuşmasını sonlandırdı.