Nafaka nedir, ne değildir?

Kadınların nafaka hakkı erkeklerin gündeminden düşmüyor. “Mağdur” erkeklerin kimisi elinde avucunda ne varsa sattı; kimi böbreğini pazara çıkardı; kimi de yoksulluğun pençesinde çaresiz. TBMM’ye kadar çıkan ve seslerini duyuran erkekler, her fırsatta “mağduriyetlerini” dile getiriyor. E tabi meclisteki erkek vekillerde boş durmuyor; hemcinslerini dinliyor ve yasa hazırlıklarına girişiyor. Ama hiçbir gerekçe gerçeği yansıtmıyor!

 
Haber Merkezi- Nafaka hakkının kaldırılması fikri kendini “mağdur” sıfatıyla tanıtan erkeklerin eylemleriyle tartışılmaya başladı. Erkeklerin sesini, haberlerini “kadınlar nafaka için boşanıyor” cümleleri ile süsleyen Akit Gazetesi duyurdu. Kısa bir süre sonra bakanların gündeminde nafakanın kaldırılması vardı. Bakanlılar sırasıyla açıklama yaparken son sözü yine Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan söyledi. Erdoğan, eylem planlarını açıklarken nafaka sistemini de “adil” hale getireceklerini belirtti. 
Nafakanın kaldırılması ile ilgili tartışmalar esasen 2016 yılından beri sürüyor. Mecliste kurulan “Boşanmaların Önlenmesi Komisyonu”nda hazırlanan raporda, kadınların nafaka hakkı evlilik süresi ile bağlantılandırılarak kısıtlanması istenmiş “boşanırsam nasıl yaşarım” diye düşünen kadınların caydırılması yönünde adımlar sıralanmıştı. Ayrıca komisyon kadınların 1 ya da 2 yıl içinde mal paylaşımı davası açmazsa haklarını tamamen kaybedecekleri bir düzenleme önermişti. 
Kanun ne diyor?
Medeni Kanunun 175. maddesi, yoksulluk nafakasının, “boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın” diğer taraftan mali gücü oranında isteyebileceği yükümlülüğü hüküm altına alıyor. Kanunda “taraf” olarak tanımlanan alacaklı ise toplumsal hayatta kadınlar. “Neden kadınlar?” sorusunun yanıtı ise zor değil. Kadınların çalışma hayatına katılımının erkeklerden kat ve kat az olduğu Türkiye’de çalışmanın yine erkekler tarafından engellenmesi, sosyal güvencenin olmaması ve ücret adaletsizlikleri, boşanma halinde kadınların nasıl bir yoksulluk içine düştüklerini gösteriyor. Bunun dışında hükümetin kadını eve iten çok çocuklu politikasının etkili olmadığını söyleyemeyiz. 
Nafaka neden hak?
Asıl olarak değiştirilmek istenen nafakanın “süresiz” olarak istenebilmesi. Peki nafaka nedir? Öncelikle nafaka kadınlar için “yan gelip yatma” değil; haktır. İyi de neden? Cinsiyetçi politikalar kadını eve, dört duvar arasına hapsediyor. Kadınların kendi ayakları üzerinde durabilmelerini sağlayacak çalışma yaşamında varolabilecekleri bir sistem yok. Toplumsal cinsiyet rollerinin her fırsatta pekiştirildiği günümüzde evdeki işçiliği, verilen emeğin de gözardı edilmesi en büyük haksızlıklardan biri. Öte yandan mesela 5 kadından 1’i herhangi bir okul bitiremiyor. Kadın işsizlik oranı diplere doğru ilerliyor. Kadınların istihdam oranları erkeklerin yarısından bile az. 
Nafaka nasıl hesaplanıyor?
Nafaka mal beyanı üzerinden hesaplanıyor. Yasadaki madde de açık bir şekilde “bir taraf zenginleşirken diğer taraf zenginliğe düşmeyecek şekilde hakkaniyetle belirlenir” diyor. Yani kimsenin tüm mal varlığına ya da kazancına el konulmaz. Zaten hakimler de erkekleri mağdur edecek kararları imzalamaz. Ancak bizler sırf nafaka ödememek için evini, arabasını başkalarının üzerine geçiren ve gelirini düşük göstererek kendini beş parasız yardıma muhtaç gösteren “uyanık” erkekleri de biliriz. 
Kadınlara ne kadar ödeme yapılıyor?
Hukukçulara göre kadınlara ödenen ortalama nafaka tutarı aylık ortalama 300 ya da 400 TL arasında. Günümüz şartlarında kadının hiçbir yerde çalışmadan kendine bir yaşam kurmaya çalışacağını düşünecek olursak bu rakamlar neye nasıl yetecek varın siz düşünün. 
Kadınlar ne süreyle nafaka alabiliyor?
Öncelikle tabi ki nafaka alabilmek için bazı koşulları da taşıyor olabilmeniz gerekiyor. Yani öyle kimse kimseye “al sana da şu kadar para” demiyor. Medeni Kanunda bu hakka sahip olmak için de koşullar belirlenmiş. Örneğin boşanma davasında kadın kusurlu bulundu ise nafaka talep edemiyor. Sosyal medya kullandığı için öldürülen ve erkeğin haklı bulunduğu bir hukuk sisteminde ya da yemeğin tuzsuz olmasının, “çok konuşmasının” hatta yan bakmasının kusur sayıldığını düşünürsek kadınların boşanmayı istedikleri için kusursuz sayılmaları çok çok zor. Kadının da boşanmadan kaynaklı yoksulluğa düşmesi şartı aranıyor. Yani kadının mal varlığı ya da herhangi bir gelir kaynağı olmayacak. Diyelim ki boşanmadan sonra bir işe girdi o zaman da kadın bu hakkı kaybediyor. Kadının herhangi bir mesleği varsa nafaka hakkı kazanması olası değil. Sadece çocuklar için “iştirak nafakası” bağlanıyor. 
Kadınlar nafaka almak için mi boşanıyor?
Türkiye İstatistik Kurumu 2018 verilerine göre 142 bin 448 çift boşandı. 2017 ile kıyaslandığında boşanmalarda artış var. Boşanmaların büyük çoğunluğu ilk 5 yıl içinde gerçekleşiyor. Peki kadınlar neden boşanıyor? En büyük neden şiddet. Sonrasında aile içi cinsel taciz, hırsızlık, madde bağımlılığı, aldatma şeklinde nedenler sıralanıyor. Şiddet gördüğü halde boşanmak istese de türlü nedenlerle evliliği sürdürmek zorunda bırakılan kadınlar varken sadece nafaka almak için boşanmaya çalıştıklarını dile getirmek hiç de gerçekçi bir söylem değil. Üstelik devletin kurumları bu oranları açıklıyorken, nafakanın kaldırılması ya da kısıtlanması kadınlara “yaşadığınıza razı olun” demekten başka bir anlama gelmiyor. 
İktidar neden kadınların sesine kulaklaklarını kapıyor?
AKP neden erkeklerin mağduriyetini bu kadar önemsiyor? Ya da gerçekten önemsediği şey ne? İktidar olduğu günden bu yana her fırsatta “aile vurgusu yapan AKP, kadının aile içinde kalmasını istiyor. Çünkü kadınları, aileyi muhafazakarlık içinde kalmaya mahkum etmek; yoksulluğu yönetebilmenin ve kontrolün en iyi yöntemi. İktidarın sürdürülebilmesi de aile içinde kemikleşen ataerkil sistemden geçiyor. 
Dünyada uygulama nasıl?
İddialardan biri de dünyada süresiz nafakanın olmadığına dair. Bu iddia da gerçeği yansıtmıyor. Nafaka her ülkenin sosyal-ekonomik durumuna ve elbette kadına yaklaşım açısına göre şekilleniyor. ABD ve pek çok Avrupa ülkesinde süresiz nafaka uygulaması mevcut. Mesela İngiltere’de nafaka eşin ölmesinde dahi belirli şartlarda ödenmeye devam ediliyor. Almanya’da yaş, sağlık durumu, iş, eğitim ve çocuğun bakımı dikkate alınarak nafaka belirleniyor. Süreli ya da süresiz olabilir. Nafaka alan eş, meslek edinmekle sorumlu tutulabiliyor. Avusturya’da yine boşanmada kusur durumuna bakılıyor. Belirli şartlar altında nafaka ödeniyor. Kural olarak nafaka belli bir süreye bağlı değil; nafaka miktarı da sonrasında indirilemiyor. Fransa’da bir kereye mahsus olarak tarafa yüklü miktarda para ödeniyor. Tutarı mahmeke belirliyor ve bir ödeme planı çıkarılıyor.
Kadınlar ne istiyor?
Tartışıldığı günden bu yana kadınlar ve toplumun bir çok kesiminden yeni nafaka düzenlemesine tepkiler yağdı. Meclisin açılması ile birlikte tartışmalar yine alevlenecek.  Aralarında çeşitli meslek gruplarından ünlü isimlerin de yer aldığı 100 kadın nafaka ve kadınların haklarına yönelik kampanya başlattı. Kadınlar, ‘Haklarımıza saygı duyun’ diyor. Kadınların kampanyası çığ gibi büyüdü ve imza sayısı 10 binlerle ifade ediliyor. Kadınlar sadece nafaka haklarının değil boşanma ve miras hakkı dahil kazanılmış tüm haklarının da tehlikede olduğuna dikkat çekiyor. 
Düzenleme nasıl olacak?
Meclis’te görüşülecek yasa teklifinde neler var? Düzenleme kadın örgütlerinden bağımsız tartışılıyor. Adalet Bakanlığı’nda bilinen 5 alternatifli çalışma yapıldığı söyleniyor. Basına yansıyan haberlere göre bu düzenlemeler “Boşanmaların Önlenmesi Komisyonu”un önerileri ile şekllendi. Nafakanın ömür boyu değil beş aşamaya göre belirlenmesi öngörülüyor. Evli kalma süresi, çocuk olup olmaması, kadının yaşı, gelir durumu, boşanmadaki kusur durumu dikkate alınarak nafaka hesaplanacak. Mahkeme 3 ya da 5 yıl gibi süreyle nafaka ödenmesine karar verebilecek. Kadının boşanmadaki kusuru belirleyici olacak. Nafaka yerine toplu tazminat verilmesi de gündemde.