‘İran’ın geleceği saldırı altında’

İran'da şu anda çocukları tehdit eden tehlikelere ve İran hükümetinin uyguladığı sistematik saldırılara değinen Aktivist Parvin Azad, bu saldırıların kökeninin diktatörlük, halk ve çocuk karşıtı İran hükümetine dayandığını söyledi.

ŞAHLA MOHAMMADİ

Haber Merkezi- Jina Mahsa Amini’nin katledilmesinin ardından Rojhilat Kürdistan ve İran’da süren ayaklanmalar 132’nci gününde. Tüm baskılara rağmen ayaklanmalar sürerken, çocuklara yönelik cinayet, tecavüz ve işkence olayları da artarak sürüyor. İran devleti, Uluslararası Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin taraflarından biri ve çocuk haklarını desteklemek ve uygulamakla yükümlü bir ülke. Ancak ülkede çocuklara yönelik ihlaller bir an olsun durmuyor. Çocuklar, eğitim alanlarında işkence ve tehditlere maruz bırakılmaya devam ediyor. İktidar, bunları kendi ideolojisini ve eğitimini oluşturmak için bir araç olarak kullanıyor. Devletin baskıcı uygulamalarına karşın çocuklar ve gençler ayaklanıyor ve sistemin devrilmesini talep ediyor.

‘Sistemi devirmek istiyorlar’

Aktivist Parvin Azad, İran'ın çocuk katili olduğunu söyleyerek başladığı konuşmasında, “Bu hükümet, çocuklara, kültüre, ders kitaplarına, internete kadar kendi ideolojisini dayatmaktadır. Hatta anaokuluna mollaları gönderip, çocukları bu anlamda bir araç olarak kullanmaktadır. Öğrenciler, sokak eylemlerine katılarak, Humeyni'nin resimlerini duvarlardan indiriyor. Kız öğrencilere zorunlu başörtüsü dayatılmaktadır” dedi. “Muazzam petrol ve tabiî kaynaklar bakımından zengin olan bu memlekette gençlerimizin ve çocuklarımızın istikballeri, bu İslâmî hükûmetin yanlış politikaları yüzünden karartılıyor” diyen Parvin Azad, “Artık internetle yaşadığımız bir yüzyıldayız. 80'li ve 90'lı yılların çocukları ve gençleri, farklılıkları gören ve diğer ülkelerde çocuk ve gençlerin haklarının nasıl olduğunu gören bir nesildir. İran’ın ayrımcılığına karşı bu nedenle rahatsız ve sokaklara dökülerek sistemi devirmek istiyorlar” diye konuştu.

‘Gençleri idam ile bastırmak istediler’

Protestolarda çocukların ve gençlerin varlığına işaret eden ve bu ayrımcılık ile eşitsiz hükümeti istemediklerini gösterdiklerine değinen Parvin Azad, “İslam Cumhuriyeti, bu çocuk ve gençlerin onları devireceğini düşündüğü için onlara baskı uyguluyor. Ama tam tersine bu eşitsiz sistemi kendi aleyhine büyüttüler.  Bu yüzden korku ve endişe yaratıyor. İslam Cumhuriyeti yasalarını hiçe sayıyor. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme yasalarına göre polis, asker ve kolluk kuvvetlerinin okullara girmesi yasak. Ancak hükümet, ambulansla okullara girerek protestocuları tutukluyor. Gençleri bu şekilde işkenceye tabi tuttular ve itirafa zorlandılar. Bu gençleri mağlup etmek istediler. Protestoların yayılmasını ve orada bulunmalarını önlemek istediler. Kimliklerini alıp zorla itiraf yoluyla ölüm cezaları ve hapis cezaları verdiler” diye ifade etti.

Kadınlar katledildi

Çocukların baskı altına alındığını ve onlara haksız cezalar verildiğini dile getiren Parvin Azad, “Bu hükümet kurulduğundan bu yana bir diktatörlük rejimimiz ve halk düşmanı bir hükümetimiz var. Bütün bunlar gösteriyor ki, bir dizi öğrenci kültürel saldırılarla katledildi. Halk, çocuk ve din düşmanı bu hükümet kurulduğundan beri infazlar, işkenceler, hapisler, kadınlara yönelik asitli saldırılar ve diğer eylemler uyguluyor” diye belirtti. Çocuk işçiliğine de değinen Parvin Azad, “Bütün bunlar, bu rejimin temelinin cinayet, işkence ve infaz üzerine kurulu olduğunu gösteriyor. Hatta İran hükümetinin elinden zorla başörtüsü, işkence, terör, şiddet ve infaz kaldırılırsa geriye hiçbir şey kalmayacak” diye ifade etti. Konuşmasının sonunda kadın sporcuların yaralanmalarını ve gözünü kaybetmelerine değenin Parvin Azad, “Aralarında kadınların da bulunduğu çok sayıda sporcu yüzlerine isabet eden kurşunlar sonucu bir gözünü kaybetmiştir. Bütün bunlar, İslam Cumhuriyeti'nin bunun için kurulduğunu ve bu baskılar, işkenceler ve hapishaneler sayesinde ayakta durduğunu gösteriyor” dedi.